Gözlerinizi yuvasından fırlatacak, tokat yemiş etkisi yaratacak, Aşk-ı Memnu'nun final sahnesi kadar sizi gerecek ters köşelerin bulunduğu bir film derlemesi yaptık. Spoiler uyarısını da baştan verelim ki sonra tadımız kaçmasın. Buyrun BuzzFeed kaynaklı içeriğimize...
Hepimizin gözbebeği Leonardo DiCaprio, Zindan Adası filminde aslında tüm hikayeyi kafasından uydurmuş. Kendini polis memuru olarak tanıtan Leonardocuğumuz, namıdiğer filmdeki Teddy, aslında akıl hastanesinde bir hastaymış.
Filmde 'Verbal Kint' karakteri (Kevin Spacey) patlayan uyuşturucu teknesinden kurtulan iki kişiden biridir ve sorgulandığı sırada öyle bir hikaye uydurur ki serbest bırakılır. Polis memuru Kujan (Chazz Palminteri) olayı anladığında iş işten geçmiştir ve Keyser Söze (Verbal Kint) çoktan kayıplara karışmıştır.
Aslında ikiziymiş! Eski dost yeni rakip iki sihirbaz birbirlerinin hayatlarını mahvetmek için türlü yollar denerler. En sonunda kazandığını düşünen Robert (Hugh Jackman) aslında idam ettirdiği kişinin rakibi Alfred (Christian Bale) değil onun ikizi olduğunu anlar. İkizler tüm hayatlarını paylaşarak yaşamışlardır.
Severus Snape tam bir melekmiş! Snape aslında Harry'yi hep korumuş. Huzur içinde yat Alan Rickman.
Kate ve John çiftinin evlat edindiği Esther (Isabelle Fuhrman) aslında sandıkları kadar sevimli değildir. Karanlık bir geçmişi olan 9 yaşında sandığımız Esther'in aslında 33 yaşında bir katil olduğunu öğrendiğimiz sahnede dumur olmamak elde değil.
Çocuklarınızı anneannesine gönderiyorsunuz ama anneannesi sandığınızı kişi aslında anneannesi değil! İki çocuğunu çiftliğe büyükanne ve büyükbabasının yanına gönderen anneleri, çocuklarla görüntülü konuşurken gördüğü kişilerin başka birileri olduğunu anladığında olaylar gelişiyor. Büyükannesi ve babası sandığı kişiler aslında akıl hastanesinden kaçmış hastalar. Vay çocukları haline!
Bardaklarından tişörtlerine, defterlerinden dövmelerine kadar yapılan ve hepimizin çok iyi bildiği Fight Club'ın da bu listede olacağını en baştan tahmin etmişsinizdir. Brad Pitt'in hayat verdiği Tyler Durden aslında hikayeyi anlatan (Edward Norton) adamımızın hayal ürünüymüş. Biz tabii bunu filmin en sonunda Pixies'in o güzel şarkısı ''Where is my Mind'' eşliğinde öğreniyoruz. 'Ben anlamıştım ki' dediğinizi duyar gibiyim...
Ya sen baştan beri orda mıydın Jigsaw. Yerdeki ölü sandığımız beden aslında Jigsaw'ın kendisiymiş.
Sihirbazlar bu sefer şapkadan tavşan değil para çıkartıyorlar. Filmin FBI ajanı olarak tanıdığımız Dylan Rhodes'un (Mark Ruffalo) aslında sihirbazlar çetesine yardım ettiğini öğrendiğimiz sürpriz bir sonu var.
Filmin sonunda arabayla kaçan grup, sisin içindeki canavarlardan kurtulamayacaklarını anladıklarında kendilerini öldürmeye karar veriyor. David çocukları ile birlikte herkesi vuruyor fakat sıra kendisine geldiğinde onları kurtarmaya gelen ordu sisin içinden beliriveriyor. Ne yazık!
Tüm o görkem ve zerafetin arkasında aslında karanlık bir iç yüzü olan gösteri dünyasının bir yansıması... Natalie Portman ve Mila Kunis'in birbirleri ile yarışa girdikleri Kuğu Gölü Balesi... Nina, Lily'i öldürdüğünü sanarken aslında kendini bıçaklamıştır. Sonu ile ilgili pek çok teoriye sahip film bitişi ile akıllarda birçok soru bırakıyor.
Son zamanların sevilen müzikal filmi olan Aşıklar Şehri gerek şarkıları gerekse danslarıyla tam bir şölen. Fakat filmin sonu tahmin ettiğimiz gibi mutlu bitmiyor. Mia ve Sebastian'ın mutlu sona kavuştuğunu sanarken öğreniyoruz ki Mia artık başka bir adamlaymış. Gül gibi Sebastian'a yazık ettin Mia!
Robot kızımız Ava, Caleb'i bıçakladıktan sonra Caleb' e gönderilen helikopterle kaçınca ters köşe olmadık değil.
2017 yılında bir versiyonu daha çekilen, Agatha Christie'nin aynı adlı romanından uyarlanan bu filmin sonunda aslında herkes katilmiş. Yani anlayacağınız bir nevi aşçı bahçıvana, bahçıvan şoföre, şoför uşağa, sonra hepsi uşağa...
İnsanları öldürmekten keyif alan seri katil Patrick, cesetlerle dolu olacağını sandığı daireye girdiğinde evi tertemiz bulması bir hayli şaşırtıcıydı.
Oyuncak Hikayesi serisine pek çoğumuz son derece aşinayız. Stinky Pete amcamız sonradan filmin kötü karakteri çıktığında çok üzülmüştük. Başında beri Woody'nin kaçmasını engelleyen bizim yaşlı Stinky Pete'imizmiş.
Cinayetle suçlanan Andy (Tim Robbins), 20 yıl hüküm sürme cezasına çarptırılmıştır. Ne kadar masum olduğunu söylese de kimsenin inanmadığı Andy en sonunda hapisten kaçar. 20 yıl boyunca açmaya uğraştığı delikten kaçan Andy, başından beri söylediği gibi masummuş.
Filmde kızımız hastadır ve son derece sterilize edilmiş bir evde hiç dışarı çıkmadan yaşamaktadır. Çok düşük bir bağışıklık sistemine sahip olduğunu sandığımız Maddy'nin aslında hiç de hasta olmadığını sonradan öğreniyoruz. Annesi Maddy'ye hasta olduğu yalanını söyleyip tüm hayatını evde geçirmesine neden olmuş.
Son olarak, ünlü 'I see dead peoples' repliği ile akıllarda kalan Altıncı His filminin sonunda Bruce Willis'in karakteri Malcolm'un aslında filmin başından beri ölü olduğunu anladığımızda şaşırmamak elde değil.
Size 'Yok artık!' dedirten film hangisiydi? Yorumlarda buluşalım. 👇
Spoiler vermeseydinizde listeye bakmamızın bir anlamı olsaydı keşke. Saçmalığa bak.
Filmleri sadece liste olarak paylaşsanız daha mı iyi olurdu ne ? spoilerın dibine vurmuşsunuz da
İyi güzel de filmlerin sonunu yazmak nasıl bir mantık .. Troll yapsan ancak bu kadar olur.