İzlanda - Türkiye Maçı İçin Yazılmış En İyi 10 Köşe Yazısı

A Milli Futbol Takımı, zorlu İzlanda deplasmanından 2-0 mağlup ayrıldı. Bu skorla Dünya Kupası elemelerinde I Grubunda İzlanda puanını 7’ye yükseltirken milli takımımız 2 puanda kaldı. Grupta daha önce oynadığı 2 maçtan 2 beraberlik çıkaran millilerimiz, böylece ilk yenilgisini de almış oldu.

Milli Takım İlk Kez Yenildi | İzlanda 2-0 Türkiye

Golü yiyince hemen demoralize olduk. Çok kırılgan bir takımız ama içeride böyle değiliz. Şansımız devam edecektir çünkü güçlülerle oynadık. Ama hocanın da Mart’a kadar o arada proje ve iskeletini kurup, uzun vadeli hareket etmesi gerek.

Maçın geneli için şunu söyleyebilirim;

İzlanda anladı ki 'sabaha kadar biz yenilmeyiz.' Biz ekranların başında, hatta hoca kulübede oyuncular da sahada kazanmamıın mümkün olmadığını düşündü.

İlk 15 dakika dışında ortada giden bir maç oldu. Volkan Şen ile Yasin topları getirdi. 3-4 şut imkanı verdik, Ömer'e çarptı gol oldu. Golü yiyince bizim takım hemen demoralize oldu. Moral olarak düştü. Çok kırılgan bir takımız ama içeride böyle değiliz. İzlanda'nın iki stoperini getir, 'bunları nereden buldunuz' deriz ama organizasyonları çok iyi. Herkes oynayacağı yeri biliyor. Sistem tıkır tıkır işliyor.

Hakemlik bir şey olmadı, tatsıztutsuz bir maçtı. En kötü oyunumuzu oynadık. Bir takım direk gideceği için 7'şer puan yapanları yakalayamayabiliriz..

Devamı...

Arda Turan, bazı sunucu ve televizyon yorumcusu dostlarıyla “Fatih Terim’i gönderme” operasyonuna girdiler. Ve dünkü maçta başarılı oldu. İzlanda maçında Terim ve takımın bu polemiklerden etkilendiği apaçık ortadaydı.

Lafı fazla uzatmayalım. Milli Takım kadrosuna alınmayan Barcelonalı Arda Turan, bazı sunucu ve televizyon yorumcusu dostlarıyla beraber Fatih Terim'i gönderme operasyonuna girdiler.

Dünkü maçta da başarılı oldular.

Çünkü hem Türk insanını, hem teknik direktör Fatih Terim'i, hem de futbolcuları maç havasından uzaklaştırıp çok farklı yerlere götürdüler. Sonunda da bu iki maçtaki kötü neticeler geldi.

Şunu diyebilirsiniz; Biz bunları yaşamasaydık da iki maçta 1 puanda kalabilirdik. Evet kalabilirdik. Ama bu tarzda değil.

Dün gece maça çıktığı andan itibaren Fatih Terim ve futbolcuların suratından Türkiye'deki olaylardan, konuşulanlardan etkilendiği apaçık ortadaydı. Biz zaten duygusal bir millettiz, bu tip olaylardan çok etkileniriz.

Peki şimdi ne olacak? Bu takım yeni bir takım..

Devamı...

Buzullar ve ateş ülkesi İzlanda’da sahaya çıkardığımız on birle, ortaya koyduğumuz futbolla “buz” keserken, sonuç olarak da “ateş”e düştük. Henüz üç maç olmuşken artık önümüzde bize 5 puan fark atan iki takımla, 3 puan fark atan bir başka takım var.

Fatih Hoca bir dönemler “Ben ders almam, ders veririm” demişti. Dediği doğruymuş... Ders alsaydı, daha dört gün önce Ukranya karşısına iki defansif orta saha ile çıkmanın bedelini ne kadar ağır ödediğimizi hatırlar, daha savunma ağırlıklı bir orta saha yapabilirdi.

Diyeceksiniz ki “Daha ne yapsın? Santrfor bile oynatmadı, tam 6 orta saha adamıyla maça çıktı.” Tamam da, o orta saha adamlarından sadece Ozan Tufan ile Kaan Ayhan’ın defansif yönü var. Yasin, Emre Mor, Volkan Şen, hatta Hakan Çalhanoğlu, yeteri kadar rakip karşılayıp, yeteri kadar savunma yapabilir mi?

Devamı...

Fatih Terim, sabote eder gibi takım çıkarmaya devam ediyor. Ukrayna gibi bir takıma karşı çift santrfor oynayıp orta saha direncini azaltıp ilk yarıda darmadağın olduk. İkinci yarı çocuklar gayrete geldiler, Konya seyircisi de müthiş bir destek verince bir puanı kurtardık.Dün geceye bakıyoruz, kamera şakası gibi. Cenk yok, yani diğer bir deyimle, santrforsuz oyuna başladık. Komedi gibi. Üstelik Avrupa'nın belki de fizik gücü en yüksek takımına karşı.

Maçın 1. dakikasından 90. dakikasına kadar sahada Türkiye diye bir takım yoktu. Ne ikili mücadelelerde vardık ne de organizasyonda. Emre için yıldız olur mu derken, dün gece Emre kalite ve etkinlik olarak saha kenarında top toplayan çocuklarla aynıydı.

Ömer Toprak, kurtarıcı diye getirildi. Türkiye liginde onun kadar stoper oynayacak en az 5 oyuncumuz var. İzlanda'nın attığı ikinci gol çok tuhaf. Konya'da Ukrayna'dan yediğimizikinci golü andırıyor ama tablo daha da vahim.

Devamı...

Sahaya çıkan kadromuzu görünce üşenmedim açtım baktım. Dün gece İzlanda karşısında önde oynayan 3 oyuncumuzun milli forma ile golleri var mı diye? 3’ü toplam 35 kez milli olmuşlar henüz golle tanışmamışlar. Kendi kulüplerinde zaten golcü bir kimlikleri yok. Peki bu takım nasıl gol atabilirdi dün? Sadece duran toptan Hakan Çalhanoğlu ile..

Ne yazık ki bir sistem takımı değiliz. Her maç farklı kadro, farklı farklı bir tertip ile oyun alanındayız. Sürekli arayış içinde Fatih Terim. Genç oyuncular ile yola çıktık, böyle devam edeceğiz. Tamam da bu oyuncuların yeterliliğini sorgulamayalım mı? Çocuklar enerji ve mücadele ortaya koyuyorlar ancak saha içi organizasyonu ve kalite yeterli mi? 

Devamı...

Anlaşıldı, böyle olmayacak! Kadrodakilerin de, dışardakilerin de Fatih Hoca’nın da tadı kaçmış, motivasyonu bozulmuş.

Oyuna canla-başla başlayan çocuklar, iyi niyetle güzel işler yapıyorlar ama, rakip hem fizik hem de taktikle ağır basıyor. Bizim ne oynayacağımız belli değil, bilmiyoruz. Maçtan maça değişen on birlerle değişmeyen kaderimizi yaşamaya devam ediyoruz.

Haydi, itiraf edelim: Onlar da yoruldu, biz de yorulduk!

Birbirimize darıldık, kırıldık... Çıktığımız her maçta darbe yedik, vurulduk. Yeniden yenilgiyle tanıştık. Üçüncü maçı da oynadık, hala kazanabilmiş değiliz. Bu psikolojiyle kazanmamız da epey zaman alacak, farkındayız.

Devamı...

Ukrayna'dan yediğimiz ikinci golün tıpkısının aynısını (!) İzlanda'dan yedik… Kör bile aynı kuyuya iki kez düşmez derler, biz düşüyoruz… 4-4-2 oynayan Ukrayna'ya karşı çift santrforla oynadık, 4-4-2 oynayan İzlanda'ya karşı, santrforsuz… Çelişki!

Bal yapmayan iki arı, iki kanatta;

Yasin ve Volkan… İkisi de topu alır, eveler, geveler hepsi bu, ne orta görebilirsiniz, ne asist, ne de şut… Buna karşılık kanadı en etkili kullanan oyuncumuz Emre Mor, en önde, ortada! Şaka gibi!

Rakip fizik olarak güçlü, Topal-Tolga ikilisini ön liberoya koyup, önlerinde Caner-Çalhanoğlu-Emre üçlüsünü kullanıp en önde de son derece formda olan Mevlüt'ü kullansak, aklım alır... Caner'den keskin ortalar beklersiniz, Emre son çizgiye iner, Hakan da şut atar diye ümit edebilirsiniz.

Peki bizim onbirden ne ümit etmeliydik!?

Devamı...

Fatih Terim'in maç öncesi açıkladığı sürpriz kadro herkesi şaşırttı. Cenk Tosun'un yedeğe çekilmesiyle birlikte sahaya forvetsiz çıktık. Aslında Konya'da 1-0 kazandığımız maçı referans almıştı tecrübeli teknik adam. O gün de ideal bir forvet olmadan, 4-6-0 denebilecek fakat Hakan Çalhanoğlu'nun önde oynadığı bir dizilişle başlamıştık.

Dün ise en önde Emre Mor vardı. Belli ki rakip üzerimize geldiğinde toplu halde geri çekilip hızlı adamlarımızı rakip defansın arkasına kaçırmak gibi bir taktiğimiz olacaktı. Savunmamız gereğinden fazla öne çıkınca bizim yapmak istediğimizi İzlanda yaptı. Hem kanattan hem ortadan geliştirdikleri akınlarda rahatça pozisyonlar yakaladılar. Biz de orta sahada hiç pas yapamayınca oyun tamamen İzlanda'ya döndü ve nihayetinde goller geldi.

Devamı...

Büyük bir acıyla sarsıldığımız hain saldırının ardından ülke insanımı teselli edecek tek şey dün akşam alınacak bir galibiyetti. Ama olmadı, sağlık olsun.

- Sahada ne oynayacağını bilen ama ne oynatıldığını bilmeyen futbolculara sahiptik. İyi niyetli ve kaliteli futbolcu olmak, sahada ne yapacağınızı bilmezseniz hiç bir anlam ifade etmez. Dün de bunu gördük.

- Yine çıkar birileri, farklı fıkra anlatır. Belki biz de dinler güleriz. Belki bu sefer konuyu alınmayan oyunculara getirir, bu sefer milli takımda olmadan da zarar verdikleri masalını anlatır. Biz de bir şey anlatacakmış gibi yine dinleriz.

Devamı...

Ozan sakatlanıyor, Tolga oyuna girinceye kadar Milli Takım iki dakikada yine iki gol yiyor. Bu nasıl profesyonellik? Bir futbolcu kulübede forması üzerinde, ayakkabısı ayağında olmadan oturur mu? Tolga hazır olsa, Ozan çıktığında hemen oyuna girse kademekaybolmayacak ve golleri de yemeyeceğiz.. Kulübeler podyum değil..

Ukrayna'nın hocası Shevchenko basın toplantısında Emre Mor için, 'Emre'yi durdurmak çok zor' demişti.

Terim'in 4-6-0 anlayışla Emre'yi kanattan koparıp uçta 'santrfor' gibi kullanınca MilliTakım 10 kişi oynadı. Emre verimsiz olurken İzlanda savunmasının arasında kayboldu.

Terim'e 'Yasin'de ne buluyorsun?' diye son kez soruyorum. Yasin, top tutamaz, adam geçemez, orta yapamaz, etkili pası da hiç veremez. Emre yine sağda oynasaydı, Mevlüt ya da Cenk'ten biri golcü olsaydı İzlanda savunması bu kadar rahat eder miydi? Emre kanatta olsaydı İzlanda'nın sağ tarafını da felç ederdi.

Devamı...

BÜYÜK bir acıyla sarsıldığımız hain saldırının ardından ülke insanımı teselli edecek tek şey dün akşam alınacak bir galibiyetti. Ama olmadı, sağlık olsun.

Popüler İçerikler

Wanda Nara'nın Icardi'nin Mesajını İfşaladıktan Sonra L-Gante'yle Yaptığı Paylaşım Icardi Fanlarını Kızdırdı!
Kızılcık Şerbeti'nde Giray'ı Canlandıran Kaan Taşaner Dizide Rol Almaktan Duyduğu Pişmanlığı İtiraf Etti
Türkiye'de 9.05'te Hayat Durdu! Atatürk'e Saygı Duruşu!