Norveç ve Britanya Adaları'ndaki siyasi ve sosyal durum, kitlesel göçe yol açtı ve kaçan Vikingler İzlanda'yı tamamen şans eseri buldular. İlk kalıcı yerleşimci, 871'de gelen ve kısa süre sonra Reykjavik kasabasını kuran Ingólfur Arnarson adlı bir Norveçli reis olarak kabul edilir.
İzlanda'nın geçmişinin bu önemli döneminden kalan tarihi nesneler, Viking boynuzları, maskeler ve heykeller dahil İzlanda Ulusal Müzesi'nde bulunabilir. İzlanda'nın nüfusu arttıkça, ulusal düzeyde örgütlenme ihtiyacı da arttı. Böylece, 930'da İzlanda Parlamentosu kuruldu ve onu dünyanın mevcut en eski parlamentolarından biri haline getirdi.
Parlamento, İzlanda'yı karmaşık bir ikilemle karşı karşıya kalana kadar birkaç yıl boyunca başarılı bir şekilde yönetti:
'İzlanda, İskandinav tanrısına tapan yerleşimcilerin çoğunun dini olan pagan mı olmalı, yoksa Avrupa'nın baskısı altında Hıristiyan mı olmalı?'
1000 yılı civarında, iki dini grup arasında bir iç savaş tehdidi altında, ülkenin geleceğine karar vermek için bir reis atandı. İzlanda'nın bir bütün olarak Hristiyanlığa geçmesi gerektiğine ancak paganların özel olarak ibadet etmesine izin verileceğine karar verdi.
1397'de İzlanda, Danimarka ve Norveç'in Kalmar Birliği'ne katılmasıyla Danimarka Krallığı'nın bir parçası oldu. 19. yüzyıla kadar, İzlanda halkı arasında Jón Sigurðsson liderliğindeki Avrupa çapında benzer hareketlerin yol açtığı güçlü bir milliyetçi duygu ortaya çıktı. 1843'te yeni bir parlamento toplandı ve 1874'te, adadaki ilk yerleşimden bin yıl sonra, Danimarka İzlanda'ya bir anayasa ve iç yönetim verdi.
Birinci Dünya Savaşı, İzlanda'yı gıda kıtlığı ve düşen yaşam standartları endişesiyle izole etti, ancak ülkenin içişleri ve uluslararası ilişkiler üzerindeki yetkin kontrolü, Danimarka'nın onu 1918'de egemen bir devlet olarak tanımasını sağladı. İngilizlerin ve daha sonra ABD Ordusunun işgali İzlanda için harikalar yaratarak işsizliği azalttı, ekonomiyi canlandırdı ve nihayetinde 17 Haziran 1944'te İzlanda Cumhuriyeti'nin ilanı gerçekleşti. Bu tarih bugün hala ülkedeki en önemli bayramdır.
Bugün, İzlanda'daki işsizlik oranı dünyadaki en düşük oranlardan biridir ve ekonomisi en hareketli ülkelerdendir.