Aydın iline bağlı olan Kuşadası, Türkiye'nin ilk turizm merkezleri arasında. 1975 yılına kadarsa İzmir'in bir ilçesi olarak anılıyordu. Bu nedenle Ege ile özdeşleşmiş antik kent, doğal güzellik, bakir koy ve zeytinyağlı yemek kültürü gibi pek çok şeyin en iyisi Kuşadası'nda hala mevcut.
Peki bu yaz yıllık izinler alındıysa rotanızı Kuşadası'na çevirmek istemez miydiniz?
Eğer böyle bir planınız varsa bu gezi listesine mutlaka bakmalısınız! ✌️👇
Kaleiçi, Kuşadası'nın en simge bölgelerinden biri. Tarihi bir kapıdan girdikten sonra başlayan Kaleiçi, tarihi yapıların arasında kalan ve aktif olarak kullanılan bir çarşıdan oluşuyor. Tarihi dokusuyla dikkat çeken bölge sayısız cafe, bar ve butiğe ev sahipliği yapıyor. Ayrıca çeşit çeşit hediyelik eşya dükkanından otantik mağazaya kadar farklı işletmeleri de barındırıyor. Dolayısıyla hem Kuşadası tarihini keşfetmek hem de rengarenk sokaklarda yürümek için geziye Kaleiçi'nden başlamak en doğrusu.
Kuşadası merkezde karşıya bakınca görünen ada Güvercinada bölgesi. Bu ada, Barbaros Hayrettin Paşa tarafından 1830'lu yıllarda yaptırılan aynı isimli tarihi kaleye de ev sahipliği yapıyor. İlk yapıldığında kara ulaşımı bulunmayan ada bugünlerde ana karaya bağlanmış durumda. Bu nedenle hem farklı yapısı hem de içindeki gözetleme kulesiyle birlikte Kuşadası'nın en turistik noktalarından biri.
Kuşadası tarihi dokusuyla ünlü bir belde. Merkezde yer alan ve 1618 yılında yaptırılan Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı, bölgedeki en ilgi çeken mimarilerden birine sahip. Tarihi bir avlu ve avlu etrafını çevreleyen duvarlardan oluşan kervansaray, bugünlerde otel olarak kullanılıyor. Ayrıca etrafında çeşitli restoranlar ve dükkanlar barındırıyor. Bu nedenle hem tarihi dokuyu yakından tanımak hem de renkli bir bölgede vakit geçirmek için tercih edilebilir.
Kuşadası Davutlar Köyü civarında bulunan Kurşunlu Manastırı tarih ile ilgilenenlerin mutlaka görmesi gereken bir lokasyon. 11. yüzyılda Bizanslılar tarafından savunma amaçlı yaptırılan manastır, kayalık ve ormanlık bir alanda bulunuyor. Ayrıca savunma özelliği sebebiyle etrafındaki bölgeyi net şekilde izleme imkanı sunuyor. Tepelik alana doğru yürüyüş sonunda ulaşılan bölge, doğada vakit geçirmek için harika bir fırsat sunuyor.
Dünyanın en önemli antik kentlerinden olan Efes Antik Kenti, aslında İzmir sınırlarında yer alsa da Kuşadası'na yaklaşık 25 dakikalık mesafede bulunuyor. Dolayısıyla tarihi M.Ö. 9000'li yıllara uzanan ve döneminin en kozmopolit kenti olan Efes Harabeleri'ni, içindeki Celsus Kütüphanesini, aynı bölgede yer alan ve dünyanın 7 harikasından sayılan Artemis Tapınağı kalıntılarını Kuşadası gezisi esnasında görmek mümkün. Bu tarihi bölge aynı zamanda Meryem Ana Manastırı ve Ayasuluk Kalesi gibi oldukça zengin bir mirasa da ev sahipliği yapıyor.
Dilek Yarımadası 1966 yılında milli park unvanı alan bir cennet köşesi. Kuşadası beldesine bağlı olan bu milli park, doğal hayattan hoşlananlar ve kampçılar tarafından sık sık ziyaret ediliyor. Akdeniz foklarının yaşadığı bu alan, hem deniz hem orman yaşamında benzersiz bir biyo çeşitliliğe sahip. Ayrıca endemik pek çok bitki türü de burada yer alıyor. Bu nedenle jeep, safari ve ATV gezilerine olanak sunan bölgeyi ziyaret ederken doğayı kirletmemek ekstra önem arz ediyor.
Dilek Yarımadası'nın hemen girişinde bulunan Zeus Mağarası, denizin tuzlu suyu ile dağlardan akan soğuk suyun birleştiği benzersiz bir doğal oluşum. Doğal maden suyuna sahip olan mağara, en unutulmaz yüzme deneyimlerinden birini sunuyor. Ayrıca dibindeki çamur cilde iyi geldiğinden, bu bölgede sık sık çamur banyoları da yapılıyor. Mağara, Yunan mitolojisinde önem taşıdığından bu bölgeye yapacağınız bir ziyaret sırasında çeşitli dilek ağaçlarına rastlamanız olası.
Kuşadası denilince akla gelen en ünlü plaj, tam merkezde ve oldukça işlek bir alanda yer alan Kadınlar Plajı. Tamamen ücretsiz olan bu plaj, Kuşadası boyunca upuzun uzanıyor ve etrafında sayısız işletme barındırıyor. Ayrıca tuvalet, duş, şezlong gibi olanaklar da sunuyor. Bu nedenle deniz, güneş, kum ve bol keyif dolu bir gün planlamak isterseniz ilk tercihiniz bu popüler plaj olabilir. Ancak özellikle hafta sonları ve tatillerde plajın fazla kalabalık olabileceğini de unutmayın.
Sevgi Plajı, Kuşadası merkezdeki bir diğer geniş ve uzun plaj. 550 metre gibi oldukça geniş bir alana yayılan bu plaj, çok daha geniş bir mesire alanının önünde yer alıyor. Bu da onu uzun süreli deniz aktiviteleri için elverişli hale getiriyor. Nitekim önündeki şezlonglar veya arkasındaki ağaçlık alan, ailelerin gölgede oturup rahatlamasına imkan tanıyor. Kum plajı ve sığ denizi ise çocukların güvenle yüzmesine izin veriyor. Eğer ailenizle rahat bir plaj günü planlamak isterseniz, bu popüler plajı da gözü kapalı tercih edebilirsiniz. Ancak buranın bazen, Kadınlar Plajı'ndan bile kalabalık olduğunu aklınızda bulundurmak isteyebilirsiniz.
Ege Denizi ve Kuşadası manzaralarını izlemek için en güzel noktalardan biri, 1. derece SİT Alanı olan Yılancı Burnu. Güvercinada'nın hemen yanında yer alan bu burun, el değmemiş bir doğaya sahip. Dolayısıyla hem doğa içi yürüyüşler hem de deniz aktiviteleri için çok elverişli. Ayrıca bölgede çadırlı kamp alanlarının yanı sıra sevimli butik oteller de mevcut. Kısaca, uzun bir tatil planınız varsa birkaç gününüzü, gözden uzak fakat merkezi olanaklara yakın olan bu yemyeşil koyda geçirebilirsiniz.
Kuşadası'nda belki de en keyifli vakit geçirilecek alanlardan biri, her yaştan insana hitap eden Adaland. Devasa ve çeşit çeşit kaydırak ile havuz oyuncağından oluşan Adaland, özellikle çocuklu ailelerin favori lokasyonları arasında. Ancak burası o kadar geniş ki her yaşa özel farklı konseptte ve tasarımda kaydırak ile havuzu barındırıyor. Dolayısıyla çocuklarınız çocuk bölümünde keyifli vakit geçirirken, siz rafting parkurunda veya tramplen üzerinde stres atabilirsiniz. Buranın yapay nehir havuzu, dalga parkuru ve aktivite havuzu gibi çok renkli alanlara sahip olduğunu da belirtmemiz gerek.
Kuşadası'na gitmişken kültürel aktivitelerde bulunmak isteyenlerin ziyaret etmesi gereken noktalardan biri, dünyanın üçüncü mikro müzesi olarak geçen Necati Korkmaz Müzesi. Oldukça farklı ve bir o kadar minik parçaya ev sahipliği yapan müze, dünyanın en küçük Kuran'ı-Kerim'ini barındırıyor. Dev büyüteçler yardımıyla görüntülenen bu objeler, 7'den 70'e herkese bambaşka bir deneyim sunuyor. Örneğin; incecik saç teli üzerine besmele yazılması size imkansız geliyorsa, bu müzeyi ziyaret ettikten sonra fikriniz değişebilir.
Kuşadası, Ege'nin verimli topraklarına ve asırlık zeytin ağaçlarına ev sahipliği yapıyor. Bu nedenle buraya gelmişken ziyaret edebileceğiniz bir diğer müze de bölge yeme-içme kültürünü daha iyi tanımanıza yardımcı olacak Oleatrium Zeytinyağı Müzesi. 3.000 metrekarelik dev bir alana yayılan müze, iç ve dış bahçelerin yanı sıra iç avlu ve 11 odadan oluşuyor. Her bölüm ise zeytinyağı tarihine dair farklı bir kesit sunuyor. Zeytinin önemini sonraki nesillere aktarmak için kurulan bu müze son derece etkileyici güzellikte.
Kuşadası Marina, Kuşadası Limanı'na ve Güvercinada bölgesine gelmeden hemen solda kalıyor ve ilçenin popüler alanlarından biri olarak geçiyor. Yat ve tekne destinasyonu denilince Türkiye'nin ilk üçüne giren marina, uluslararası gezi gemilerine ev sahipliği yapıyor. Bu nedenle bu bölgede ultra lüks mağazalara rastlamanız mümkün. Eğer uluslararası mutfakları tatmak, gelişmiş tenis kortu tesislerinden faydalanmak veya sadece yat manzarasını izleyerek dinlenmek istiyorsanız, burayı kesinlikle ziyaret etmelisiniz.
Kuşadası yakınlarında yer alan bir diğer antik kent de Yunan tanrısı Apollon için inşa edilen Magnesia Antik Kenti. Merkeze yarım saat gibi kısa mesafede bulunan bu antik kent, döneminin önemli merkezlerinden biriymiş. Uzun tarihi boyunca pek çok kültüre ev sahipliği yapan kentin tiyatrosu günümüze kadar korunarak gelmeyi başarmış durumda. İçindeki Roma'dan kalma mimari eserler ise Efes'ten sonra döneminin en etkileyici yapıları arasında. Eğer tarih meraklısıysanız Kuşadası'na gitmişken buraya uğramayı da ihmal etmemelisiniz.