İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, Diyarbakır, Van ve Mardin'in büyükşehir belediye başkanlarının İçişleri Bakanlığı kararıyla görevden alınmasına ilişkin 'Belediye başkanlarının görevden alınmasına sebep olan olaylar son 5 ay içerisinde gerçekleşmiş ise, bunu somut ve hukuki argümanlar ile halka açıklamak iktidarın görevidir' dedi.
Ağıralioğlu, dün gerçekleştirilen Başkanlık Divanı Toplantısı'na ilişkin partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, İYİ Parti'nin terörle mücadeledeki kararlılığının, hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkelerine olan bağlılığı kadar kesin ve tavizsiz olduğunu söyledi.
Terörden medet uman, terörü öven ve dirliği bozan hiçbir eyleme müsamaha gösterilmemesi gerektiğine inandıklarını vurgulayan Ağıralioğlu, 'Demokrasi ve hukuk, millet iradesinin tecelli etmesinin en önemli aracı ve teminatıdır. Bununla birlikte, seçilmiş olmak, seçilenlere her şeyi yapabilme salahiyeti tanımak anlamına gelmez. Seçilmiş olmak bir suç işleme imtiyazına dönüştürülemez.' ifadelerini kullandı.
Ağıralioğlu, idarenin bazı eylemlerinin, terör ve teröre destek olanlara gerekli cezanın verilmesi şeklinde beyan edildiğini, bu kapsamda yapılan idari işlemlerin doğruluk karinesi ile devlete ve hukuka itimadı sarsmayacak şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
'Bazı belediye başkanlarının görevden alınmasına sebep olan olaylar son 5 ay içerisinde gerçekleşmiş ise bunu somut ve hukuki argümanlar ile halka açıklamak iktidarın görevidir. İyi hal kağıdı verdiğiniz, seçmen listelerinde ilan ettiğiniz, seçimde propaganda fırsatı tanıdığınız malum adayların kazananlarına mazbata verip sonra görevden uzaklaştırma iradenizi milletimize izah etme mesuliyeti bizzat iktidarındır.'
Ağıralioğlu, İstanbul seçiminden sonra gelen kayyum atamasının muhalefete gösterilen bir sopa gibi propaganda edildiğini savunarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Esas mevzu şudur; terörle iltisakı ya da terörü desteklediğine dair soruşturması devam eden bu malum belediye başkanlarının bir tanesini Devlet Bey'in ricası üzerine ve Tayyip Bey'in de oluruyla dışarı çıkaran hükümettir. Zaten soruşturmasına konu olan işin, ceza kapsamı içinde cezaevinde olan birisine 'dışarıya çıkabilirsin' selahiyeti tanınmış, peşinden adaylık süreci takip etmiş. İlgili şahsın 'iyi hal kağıdı' savcılıktan verilmiş, aday olmasına propaganda yapmasına imkan verilmiş. Sonra bu propagandaların neticesinde belediye başkanlığını kazanmış, kazanılmış belediye başkanlığı neticesinde mazbatası takdim edilmiş. Sonra bu süreç içinde cezaevindeki birini sağlık sebebiyle dışarı bırakıp, sonra ilgili bütün yasal süreçler içinde iyi hal kağıtları ve listelerde onay verip, mazbata da verildikten sonra 'soruşturma var' gerekçesiyle el çektirmiş. Şimdi bu aradaki süreci hükümetin izah etmesi lazım.
Bakınız, Yavuz Ağıralioğlu'na dikkat ediniz. Takipte ediniz. bence başarılı bir siyasetçi, konuşmaları ve demeçleri de keza öyle. Kısa gelecekte aranan siyasetçilerden olacağı kanaatindeyim. Konuşmasına gelirsek, son derece doğru ve kelimeler özenle seçilmiş. Hangi taraftan bakarsanız bakın vermek istediği mesajları alıyorsunuz.
Ben izah edeyim: Yaptılar oldu. Daha 3-4 ay önce hiçbir doğru düzgün gerekçe olmadan seçimi iptal ettiler bu arkadaşlar. 2017 nin sonunda CHP li Ataşehir belediye başkanını ortada kanıtlanmış bir suç ve mahkeme kararı yokken görevden alıp kayyım mıdır kayyum mudur ne haltsa ondan atadılar. Bu sene gene seçildi aynı eleman. İki gün sonra Mansur Yavaş ve İmamoğluna sudan bir sebeple dava açıp sonra yargı süresince görevde olması doğru değil deyip görevden alcaklar. Yargı süreci de en az 2-3 sene olacak tabii. İzah bekleme dönemi çoktan geçti. Adamlar 2023 seçimlerinde seçim sonuçlarını kabul etmez ya da Putin gibi muhalefet partilerini seçime girmekten alıkoyarsa ne yapacaksınız ona karar vermeniz lazım.
fasizan duygularla yorum yapmis cogu kisi. Kürt halkinin siyasi arenada yer almasi kacinilmaz bir mecburiyettir. Buradaki sorun atamalarin altindaki sebebin somut delillere dayandirilip dayandirilmamasidir. Eger somut bir delil varsa ellerinde paylasilip halk bilgilendirilmelidir. Yoksa somut delillere dayandirilmamis, dedikodu ve tahmin ile yürütülmüs keyfi bir atama midir? Teröre destekleri Sabit delillerle ispatlanmis ise kimsenin bisey söylemeye Hakki yoktur bu görevden almalara. Ama eger bu Kürt siyasetine Büyüksehirlerde CHP destegi icin bir ceza ise o Zaman durum vahim.