Kibar Davranarak Sevdikleri Kızı Etkileyeceğini Düşünen Erkeklerin 10 Özelliği

Bazı erkekler, bir arkadaşlarına ya da yakınlarındaki herhangi birine aşık olduklarında, bunu açıkça belli etmek yerine davranışları, fedakarlıkları ve yardımseverlikleriyle sevgilerini göstermek isterler. Fakat ne yazık ki kadınlar bunu hemen hiçbir zaman anlamaz ve iyi niyetli erkekleri uzun sürecek bir umut ve bekleme sürecine sürüklerler. İşte bu tip erkeklerin bir yaşam boyu karşılaştıkları durumlar:

1. Bu tipler, henüz çocukluk döneminde kendilerini belli ederler.

Genellikle sınıf arkadaşları ya da mahalledeki oyun arkadaşları arasından seçilen ilk aşk, söz konusu erkeklerimizin kişiliklerinin şekillenmeye başladığı döneme denk düşer. Bu dönemde kahramanımız esas kızı uzaktan fark ettirmeden izler, birisi saçını çekerse ya da sek sek oynarken düşerse hemen yanında biter, yapabileceği yardımın da fazlasını yapmaya gayret eder. Çevrelerindeki herkes kahramanımızın, esas kıza aşık olduğunu anlayacaktır fakat bir tek kız bunu anlamayacak ya da hoşuna gittiği için anlamamış gibi yapacaktır.

2. Lise yıllarında, onu dışarı davet etmek yerine, görüşmek için bahaneler üretirler.

s1222.photobucket.com

Artık ergenlik çağı gelmiştir ve kızlar serpilmiş büyümüş, aşk ilişkisi meşrulaşmıştır. Durum böyleyken, aşkın fedakarlık istediğini düşünen kahramanımız, sevdiği kızı sinemaya ya da kafeye davet etmek yerine, ona matematik sınavına birlikte çalışmayı teklif eder. Kendisi matematikte iyidir ve ona öğretmekle de, kız üzerinde büyük bir etki bırakacağını düşünür. Kızın eve döndüğünde msn'den ona harika bir gün geçirdiğini yazacağını zanneder.

3. Kahramanımız için, üniversite döneminde işler karmaşıklaşmaya başlar.

Artık arkadaşlarla rahatça çıkıp eğlenilebilen üniversite yılları gelip çatmıştır. Kahramanımız yetişkinlik yaşamının farklı olduğunu; yetişkin kadınların, sevgisini yaptığı iyilik ve yardımlarla gösteren erkekleri tercih ettiğini düşünmektedir. Fakat bir zaman sonra ortaya çıkacaktır ki, esas kızımız arkadaş ortamından başka bir erkeğe aşık olmuştur. Kahramanımız bu durumda, kendisinin o çocuktan daha iyi olduğunu, kızla çok daha fazla şey paylaştığını düşünerek kendini yiyecek ve bu aşka bir anlam veremeyecektir.

4. Çalışma hayatı, belki de tüm bu kötü çocukluk hatıralarını geride bırakmasını sağlayacaktır.

Fedakar kahramanımız artık büyüdü ve iş güç sahibi oldu. Fakat bu sefer de ofis arkadaşı Berna aklından çıkmaz oldu. Zamanla çok yakın arkadaş olan ikili, birbirlerine yakın oturdukları için işe kahramanımızın arabasıyla gidiyorlar ve sabah kahvelerini birlikte içip sohbet ediyorlar. 'Tıpkı evli bir çift gibiyiz.' diye düşünüyor kahramanımız. 'Bu sefer aşkımın karşılıklı olduğundan eminim.' Berna, iş ile ilgili anlamadığı ya da yapamadığı şeyleri: 'Berkant, şu çizimlere bir de sen bakar mısın?' gibi cümlelerle kahramanımıza kitlemek için akşam kahramanımızın evini ziyaret ediyor ve içki içiyorlar. Berkant çok mutlu...

5. Kaldı ki kahramanımız yine ve yeniden yanılıyordur.

Kahramanımız Berkant'ın evinde içki içtikleri bir akşam Berna, Berkant'ın yakın arkadaşı ve şirketin İnsan Kaynakları Uzmanı Cemil hakkında Berkant'a sorular sormaya ve ağzını aramaya başlar. Kahramanımız ilk başta konunun ne olduğunu anlayamaz fakat bir süre sonra Berna, Berkant'a, Cemil'e duyduğu aşkı itiraf eder. Kısa süre içerisinde çıkmaya başlayan çift, Berkant'ı derin depresyonlara gark eder.

6. Bir sonraki dönem, mutlu olmuş numarası yapma dönemidir.

Kısa süre içerisinde ofis içinde kulaktan kulağa yayılan ve tanınan bu ilişki, tüm arkadaşları memnun eder. Bozuntuya vermek istemeyen kahramanımız Berkant da yine onlar adına çok mutlu olduğunu dile getirir. Öğle arasında yapılan muhabbetlerde Berna, haftasonu Cemil'le gittikleri ve gezdikleri yerleri anlatmaya ve ilişkilerinin çok iyi gitmekte olduğunu söylemeye başlar. Fakat kahramanımız umutların adamı değil miydi çocukluğundan beri? İçten içe hala bu işin bir gün olacağını, Berna'nın silkelenip gerçek aşkın farkına varacağını ümit eder.

7. Yayılmacı bir politika izleme dönemi.

Artık kahramanımız bir yandan acı çekmekte, bir yandan ümit beslemekte, bir yandan da unutmak için dışa açılmak istemektedir. Ne de olsa işi gücü, eğitimi, kültürü, tipi mipi düzgündür. Hangi kadın istemez ki bizim Berkant'ı? (Bunu genellikle arkadaşları ve ailesi söyler ona. O da gaza gelir...) Bir akşam arkadaşlarıyla birlikte bir bara giderler ve orada gözüne birini kestirir. Yeşim'dir bu kızın adı. Bir içki, ardından bir tane daha, bir tane daha ve muhabbet uzadıkça uzar. Kahramanımız neden tek bir kişiye takılıp kalmıştır ki, elini sallasa ellisidir, kaybettiği onca zaman için kızar kendisine... İki saat süren muhabbetin ardından Yeşim geç olmadan eve dönmesi gerektiğini söyler ve Berkant da baskı yapıyor gibi görünmemek için kızın telefon numarasını almaz. Tüm hikaye ise Berkant barı terk ederken ortaya çıkar: 'Yanınızdaki bayan hesabını size aktarmamı rica etti.' der garson.

8. Berna ve Cemil'in ayrılması, kahramanımızı tekrar bulutların üstüne çıkartır.

Sıradan bir akşamdır ve Berkant'ın kapısı çalınır. Gelen Berna'dır. Ağlıyordur. Cemil'le ayrıldıklarını ve çok üzgün olduğunu, onunla dertleşmek için geldiğini söyler. Berkant'ın içinde Rio karnavalı gerçekleşiyor olsa da suratını asar ve üzüldüğünü söyler. Uzun süren akşamda Berna, durmaksızın Cemil'i ve onları ayrılığa sürükleyen süreci anlatır ve başını Berkant'ın omzuna koyup ağlar. Kahramanımız artık beklediği anın geldiğini, Berna'nın gerçek aşkın kendisi olduğunu anladığını düşünür.

9. Berna'nın ayrılıkla baş etme dönemi.

Berna ayrılıktan sonra kısa süre içerisinde toparlanır ve görünüşünde bir takım değişiklikler yapar. Artık uzun süreli bir ilişki istemiyordur ve kısa süreli flört girişimlerinde bulunmaya başlar. Ofisteki kızların liseden arkadaşları ya da kuzenleri bu iş için uygundur. Tüm kızlar, Berna'nın bu süreci en sağlıklı şekilde atlatması için seferber olurlar. Fakat kimsenin aklına da Berkant gelmez. Onun çok iyi ve akıllı bir erkek olduğu ve muhteşem bir eş olacağı hakkında konuşulmaz. Kahramanımız maalesef Berna'nın gözünde cinsiyetsiz bir insan gibidir. Berkant da artık bu işin olmayacağını kabullenmiş ve hayatına devam etme kararı almıştır.

10. Berkant'ın emeklilik dönemi

Kahramanımız uzun ve yorucu bir çalışma hayatını geride bırakmış, ilerleyen yaşının etkisiyle arzularından bir ölçüde arınmış, mutlu bir insandır. Artık kaybettiklerine üzülmenin bir anlamı kalmadığını, daima önüne bakması gerektiğini düşünür. Yalnızca ona destek olacak bir hayat arkadaşına ihtiyaç duymaktadır. Bu kişinin ise, eşinden ayrılmış, çocuklarını iş güç sahibi yapmış komşusu Emine Hanım olmasını ister. Emine Hanım yalnız yaşayan dul bir kadın olduğu için kahramanımız onun market alışverişini yapar, gün içinde birkaç kez uğrayarak bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sorar ve bahçe işlerini çekip çevirir. Artık huzurlu bir yaşamı hak ettiğini düşünürken bir gün Emine Hanım'ın eski eşi çıkagelir ve çift tekrar bir araya gelme kararı alır. Berkant artık aşk meşk işlerine tövbe eder ve hemen bir otobüs bileti alarak akrabalarının yanına gider, yeğenlerini sever ve onlara hediyeler alır. Geriye baktığında hiçbir pişmanlığı yoktur. Hep karşısındakiler yanlış davranmıştır...

Popüler İçerikler

Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
Demet Akalın 'Laiklik' Açıklamasıyla Gündem Olan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e Ateş Püskürdü!
"Bana Bilmediğim Bir Şey Söyle" Akımına Gelen Tıkanan Muhabbeti Açmalık Bilgiler
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
22.08.2015

Ne demişler 'Deveye diken,İnsana s*ken'

22.08.2015

Bunu okuyup kadınlar kibarlıktan anlamıyor ben öküz olmaya devam edeyim diyen erkekler olacaktır

22.08.2015

Ben mesela

22.08.2015

Evet friendzone mağduru kardeşlerim, aklını başınıza devşirin ve yukarda anlatılan eleman gibi koca bir ömrü boşa harcamayın. 13,7 milyar yıllık evrende şansınız varsa 70 yıl yaşayacaksınız, o da bir kızı düşünerek geçmesin.

21.07.2016

Ahh ! Ahh ! Şimdi mi şöylüyosun ? 1999 'dan 2011 ' e kaç sene var ? Eğer splantıya meğilliyseniz,sevdiğiniz kızı kazanmayı ,elde etme isteğini ONUR meselesine çevirmişseniz, bütün hayatınızı mahvettiniz demektir arkadaşlar....Nereden mi biliyorum ? Tabi ki kendimden.... :(

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ