Bazı cümleler var ki söylenme amacı hiç kötü olmadığı halde karşınızdaki kişi tarafa rahatsızlık verebiliyor, yanlış anlaşılabiliyor. Gelin söylerken en az iki kere düşünmeniz gereken o cümlelere birlikte bakalım...
Bazı cümleler var ki söylenme amacı hiç kötü olmadığı halde karşınızdaki kişi tarafa rahatsızlık verebiliyor, yanlış anlaşılabiliyor. Gelin söylerken en az iki kere düşünmeniz gereken o cümlelere birlikte bakalım...
Bir kişi sizden bizzat yorum yapmanızı istemediği halde bedensel görünümüyle ilgili yorum yapmanın kabalık olduğunu biliyor muydunuz? Bu şekilde onun daha önceden 'şişman' veya 'zayıf' olduğunu ima ediyorsunuz? Belki de kendisi önceki halinden memnundu. Daha da kötüsü karşınızdaki kişi kilo alıp vermemiş de olabilir. O zaman daha da rezil oldunuz. İyisi mi siz bu topa hiç girmeyin.
Bu cümlenin ardından veya önünden bir 'iyi misin' sorusu gelir. Aslında epey iyi niyetli olmasına rağmen karşınızdaki kişiye iyi görünmediğini söylemek onda endişe yaratabilir. Zaten gerçekten çok kötüyse ve yardıma ihtiyacı varsa başkalarıyla paylaşacaktır. Buna rağmen gerçekten çok endişe duyduysanız klasik bir 'nasılsın' ile karşınızdakinin durumunu sorabilirsiniz.
Bu soru genellikle yeni evli çiftlere sorulur. Aslında en uygun cevabı 'sana ne' diye cevaplanması uygun olsa da hızlıca geçiştirilir. İnsanların ekonomik durumları uygun olmayabilir, sağlık sorunları olabilir ve hatta çocuk düşünmüyor olabilirler. Hamilelik gerçekleştiğinde onlar haber verir zaten, ne diye soruyorsunuz ki?
'Bebek ne zaman?' ne kadar ayıpsa bu da o kadar ayıp. 'Mevcut çocuklar çok kafa şişiriyor daha yapmayın' mı demek istiyorsunuz, yoksa 'En az 3 çocuk yapın' mı?
Bu soru da iyi niyetli sorulmuş, karşı tarafın mutluluğunu düşünen bir soru gibi. Ancak belki karşı taraf bekar haliyle gayet mutlu? Ayrıca ayarladığınız kişiyle kötü bir ilişki yaşama ihtimali de var. Kimse bizzat talep etmedikçe çöpçatanlığa girişmemenizi tavsiye ederiz.
Sadece bu şekilde değil genel olarak durduk yere yaş sormak gayet rahatsız edici olabilir. Eskiden kadınlara sormak kabalık denirdi ancak düşününce tüm insanları yaşına göre değerlendirmek pek hoş bir şey değil. Belirli bir samimiyetinizin olmadığı insanlara yaşınızı sormasanız da olur.
Her şeyin maliyetine takılan züppe bir insan gibi görünmek istemiyorsanız bu soruyu da pek sormayın. Ayrıca karşınızdaki kişinin maddi durumunu saklı tutmak isteyeceğini de göz önünde bulundurun. Aynı üründen siz de almak için soruyorsanız 'ben de aynısından almak istiyorum...' ile başlayan bir cümle kurabilirsiniz.
Aslında giyim ile yapılan çoğu yorum rahatsız edici olabilir. Başkaları giydikleri hakkında görüşünüzü sormuyorsa yorum yapmak hoş bir şey değil. Çünkü kişinin giyimi bir nevi kendini de ifade tarzıdır ve bununla ilgili yapılan bir yorum sadece kıyafete dayalı bir yorum olarak kalmayabilir. Daha da kötüsü giydikleriyle ilgili yorum yaptığınız kişinin maddi durumdan dolayı başka giyecek bir şeyi olmayabilir.
Genelde yeni tanışılan insanlarla muhabbeti uzatmak, onları biraz daha tanımak amaçlı sorulur bu soru. Ama önyargıların bu kadar çoğaldığı bir dönemde yeni tanıştığınız kişiler kendisini memleketi üzerinden değerlendirmenizi istemeyebilir. İyisi mi bu soruyu karşınızdakini biraz daha fazla tanıyınca sormaya bakın.
Bu cümleye girerken belki de iltifat amaçlı girdiniz ama ofsayta düşmeniz çok olası. Kişinin saç veya göz renginin orijinal olmadığını fark etseniz bile bunu söylemeniz onun bir açığını bulmuşsunuz gibi hissettirebilir. Ayrıca daha önce de belirttiğimiz gibi dış görünüşle ilgili yapılan bu tarz yorumlar kabalık olarak algılanabilir.
Evet bu cümle genelde iyi niyet içerir, özellikle o an canı sıkkın birine söylendiğinde. Ancak bazen insanlar hüznünü doyasıya yaşamak isterler ki bu bünyeye iyi gelir. Sahte bir gülümsemeyle kendini ve insanları kandıracağına hüzünlenmek çok daha iyidir. O yüzden iyi niyetle olsa bile kimseyi zorla gülümsetmeye çalışmayın.
Genelde birinin başına kötü bir şey geldiğinde sitemle karışık olarak ağızdan çıkar bu sözcükler. Ancak başına kötü bir şey gelen birine hiçbir yardımı olmayacak, hatta daha da canını sıkacak bir cümle kalıbı bu. Hatta ufaktan zeka aşağılama ve kendini yüceltme mi var ne?
Hararetli bir tartışmanın ortasında arkadaşınız gaza gelip biraz sesini yükseltti ve siz de karşılık olarak 'sakin ol' dediniz. Tebrik ederiz arkadaşınızın daha da sinirlenmesine neden oldunuz. Sinirlenen bir insana 'sakin ol' demek genelde ters teper. Bunun yerine 'Evet bu konuda kızgın olmanı anlıyorum, düzeltmek için ne yapabiliriz?' veya 'Bu konuda neden kızgın olduğunu anlamadım, bana biraz daha açık anlatabilir misin?' gibi yapıcı cümleler kurmak faydalı olabilir.
Bu sinsi cümle o kadar çok kullanılıyor ki iyi niyetli insanların bile ağzına yapıştı. Bakınız 'hissettirdiğim' için değil 'hissettiğin' için. Kişiyi hislerinden dolayı da suçlu duruma düşürecek, hatalı olduğunu ima eden bir cümle bu. Kullanmasanız daha iyi.
Bazen tıpkı 'sakin ol' gibi başkalarını rahatlatmak için söylenen bu cümle de aslında rahatsız edici olabilir. Birincisi, endişe duyan kişinin endişesinin ciddiye alınmadığını hissettirebilir ki bu işleri daha berbat bir hale sokar. İkincisi, eğer gerçekten endişelenecek bir şey varsa kötü bir tavsiye vermiş olabilirsiniz. Endişe uyandıran duruma karşı yapılabileceklere dair bir şeyler söylemek karşınızdaki insanı daha çok rahatlatabilir.
iyi de karşımızdaki kişiye memleket sormak niye rahatsız edici olsun. bana pek de mantıklı gelmedi bazı maddeler. tabi benim kişisel görüşüm.