Bazı insanları anlatmak için kelimeler yetmez ya, biz yine böyle bir işin altına gireceğiz. Bugün kendisinin 70. doğum günü. Saygıyla...
Bazı insanları anlatmak için kelimeler yetmez ya, biz yine böyle bir işin altına gireceğiz. Bugün kendisinin 70. doğum günü. Saygıyla...
O dönem Çarşamba Belediye Başkanı olan babası Yusuf Cemil Şensoy'un da oğlunun oyuncu olmasını istediği pek söylenemez.
Okulda arkadaşlarına taklitler yapıyor, daha doğrusu meddah oluyor. Yavaş yavaş başlıyor tiyatro aşkı. Bir süre sonra öğretmenler bile onun yazıp oynadığı oyunları büyük bir zevkle seyretmeye başlıyorlar.
Derken Fransız Büyükelçiliğinde bir kompozisyon yarışması ilanı görüyor ve yarışmaya giriyor; kazanıyor da... Ödül olarak üç hafta Fransa'ya gidiyor. Tesadüfen Strazburg Devlet Tiyatrosu'nun öğrenci alımı ilanını görüyor ve sınava tek Türk vatandaşı olarak giriyor ve sınavı kazanıyor.
Kanada'da oyunculuk yaptığı sırada ünlü oyuncu Monique Mercure ile aşk yaşıyor Ferhan Şensoy. O dönem Monique Mercure oldukça ünlü, başarılı ve zengin. Ferhan Şensoy başarılı ama tamamen kendi imkanlarıyla orada bulunuyor. Monique, maddi manevi destek sağlıyor sevgilisine fakat aşırı da kıskanıyor onu. Bir gün bir davete gidiyorlar. Ferhan Şensoy'un başka bir kadınla muhabbet ettiğini gören Monique, aralarına girip 'Onun üstündekileri bile ben aldım' gibi laflar ediyor. Ferhan Şensoy o sinirle sevgilisine bir tokat atıyor ve üstündekileri orada çıkartıp, sadece iç çamaşırlarıyla kalarak mekanı ve sevgilisini terk ediyor.
Mimarlık fakültesini kazandığı ilk an akademinin bahçesinde tanışıyor onunla. Kızın adı Gönül Bayraktar. Ferhan Şensoy okula başlıyor ancak Gönül, İzmir'e ailesinin yanına dönüyor. 'Seni şimdiden özledim Civciv'im'le başlayan mektuplar yazıyor; Civciv de ona aynı aşk sözleriyle cevap veriyor. Gün geliyor, Civciv hostes oluyor. Bu arada Ferhan Şensoy Fransa'da okulda. Sonrası Şensoy'un kendi kaleminden şöyle:
'... Sabah Almanya baskısı bir Türk gazetesi alıp biniyorum trene. Gazetenin birinci sayfasında bir uçak enkazı fotoğrafı! Paris’te Boulogne ormanına düşmüş bir THY uçağı. Kimi ölenlerin isimleri, kimilerinin fotoğrafları var. En başta Civciv’in fotoğrafı...'
İlk kitapları 'Afitap'ın Kocası İstanbul' ve 'Gündeste' şu an bile zor bulunan kitaplar örneğin.
Diziyi şimdi bile seyretseniz asla eskimediğini göreceksiniz. O kadar farklı, o kadar başarılı bir iş...
Ferhan Şensoy'u yakından takip edenler elbette biliyordur ama bilmeyenler de vardır diye bu bilgiyi buraya bırakalım.
Film, Ortaoyuncular Tiyatro Topluluğu'nun 1998 yılında oynadığı “Çok Tuhaf Soruşturma” adlı oyundan sinemaya uyarlandı.
Evet aynen öyle. Filmin oyuncularından İlkay Saran olayı şöyle anlatıyor:
Ferhan ile 'Şans Kapıyı Kırınca' filmini çekmek üzere Küba'ya gittik. Bir gün sette çalışırken Fidel Castro tarafından görevlendirilen bir adam bize zarflar getirdi. Zarflarda yönetmen Ferhan Şensoy için 20, oyuncular için 10, teknik ekip için de 5'er dolar vardı. Ferhan Şensoy parayı kabul etmeyip gönderdi. Tabii biz de geri verdik. Ancak para, şöyle bir notla sete geri gönderildi: 'Topraklarımda çalışan hiçbir işçinin emeği karşılıksız kalamaz. Ülkemde çekim yaptığınız için teşekkür ederim. Fidel Castro'... Fidel Castro'nun bu notundan çok etkilenen Ferhan Şensoy ve bizler parayı kabul ettik. Sonra da paranın hepsini toplayıp Küba'daki bir tiyatroya bağışlamıştık.
'Hiçbir okul, mesleğinin erbabını mezun etmez; o mesleği seçmeye niyetli adaylar yetiştirir.'
'Düşünmek bir tuzaktır, akıl dürter huzuru. Mutlu yaşamak için, aptal olmak gerekli.'
'Rıza ancak aksini tercih ettiğinizde ezilmeyeceğiniz, aç kalmayacağınız, dışlanmayacağınız, dövülmeyeceğiniz şartlar sağlandığında rızadır.
İyi ki doğdun büyük usta! Bu beş benzemez dünyada sen hiç eksik olma...
pardon filmini defalarca izledim harika
'' Denememeler deyince aklınıza Dene büyüklüğünde Memeler gelmesin.'' diye başlamış üstad Denememeler adındaki Denemesine.