Bazı anlar ve davranışlar vardır ki... O an ne olduğunu da tam anlayamayız ama ilişki bittikten sonra düşününce 'iyi ki bitti' dedirtir...
İşte ilişkinin içindeyken bizi rahatsız eden, ilişki bitince de 'iyi ki bitti' dedirten o davranışlar...
Bazı anlar ve davranışlar vardır ki... O an ne olduğunu da tam anlayamayız ama ilişki bittikten sonra düşününce 'iyi ki bitti' dedirtir...
İşte ilişkinin içindeyken bizi rahatsız eden, ilişki bitince de 'iyi ki bitti' dedirten o davranışlar...
Ne yaparsan yap bir eksik bulması, başarılarını hafife alması, hatta bazen alay etmesi… Bu tavır uzun vadede özgüvenini kemirir ve kendini de sürekli yetersiz hissetmene neden olur. Belki ilişki içindeyken bunu net göremeyiz ama ayrılınca her şey daha netleşir.
Partnerlik yerine sanki rekabet içindeymişsiniz gibi hareket etmesi; başarılarını kıyaslaması veya seni geçmeye çalışması. İlişki bir takım oyunudur, yarış değil. Bunu asla ama asla unutmayın! Birlikte ileriye gitmeliyiz, rekabet içinde olmak hiçbir şey kazandırmaz...
Sevdiklerini kötülemesi, “onlar seni anlamıyor” demesi, seni yalnızlaştırmaya çalışması… Bu davranış manipülasyonun en tehlikeli adımlarından biridir. İlk başlarda pek fark edilmez ama dikkatli olmak gerekir. Zaten bir ilişkide de böyle bir şey kabul edilemez.
Seni anlamaya çalışmaması, kendi bakış açısından başka bir şeyi önemsememesi... Empati, bir ilişkide sevgi kadar hayati bir şeydir. Bu yüzden maalesef ki ilişkide empati yoksa ilişki de olmamalıdır...
Bir gün çok ilgili, ertesi gün tamamen uzak olması... Ya da sosyal çevrede başka, özelde bambaşka davranması… Bu dengesizlik zihinsel olarak yıpratıcıdır ve zaman içerisinde gerçekten de yorduğunu hissederiz.
İlişkinin geleceğini konuşmak istediğinde konuyu değiştirmesi, belirsizlik yaratması veya net bir şey söylememesi… Bu durumda yalnızca sen emek veriyor gibi hissedersin. O yüzden usulca gitmek en mantıklısı gibi duruyor çünkü burada pek de bir gelecek görünmüyor.
“Abartıyorsun”, “drama çıkarıyorsun”, “çok hassassın” gibi cümlelerle duygularını küçümsemesi… Seni anlamaya çalışmak yerine seni susturmayı tercih ediyorsa işte o zaman işler değişir... Çünkü hepimizin duyguları var ve oldukça önemliler!
Ne yaşanırsa yaşansın suçluyu bulması gerektiğinde hep parmağını karşı tarafa çevirmesi… Karşı tarafın kendi hatalarıyla yüzleşmemesi ilişkinin yükünü tamamen omuzlarımıza bırakır. Bu da zaman içerisinde ilişkide yıpranmamıza sebep olur...
Kendi alanına, mahremiyetine, sosyal çevrene ve kararlarına saygı duymaması da oldukça büyük bir olay. Sen “Hayır” dediğinde bunu kişisel algılıyor ve seni zorluyorsa bu gerçekten ciddi bir kırmızı bayrak!
Küsüp konuşmamak, mesajlarını görmezden gelmek, saatlerce veya günlerce ortadan kaybolmak... Aslında ilk başlarda normal gibi gelse de pek normal değil. Duygusal cezalandırma yöntemiyle ilişkide karşı tarafı kontrol etmeye çalışması sağlıklı bir ilişkiyle bağdaşmıyor...
İyi bir haber verdiğinde mutlu olmak yerine huzursuz olması, başarılarını kendi egosuna tehdit gibi görmesi… Unutma ki partner destek olur, rekabet etmez. İlişki içindeyken de bunu küçük küçük hissederiz ama konduramayız aslında.