Wired dergisinin kurucu editörü ve teknoloji fütüristi Kevin Kelly, bu yıl çıkan ve en çok satanlar listelerine giren son kitabı ‘The Inevitable’da yer alan öngörülerini, ABD’li gazeteci Elizabeth Spiers’a anlattı. Kelly’ye göre, yeterince iyi bir yapay zekâya sahip olunması halinde, kanseri bile düşünerek yenebileceksiniz.
Efsanevi teknoloji dergisi Wired’ın kurucularından, teknolog-yazar Kevin Kelly’nin son kitabı ‘The Inevitable: Understanding 12 Technological Forces That Will Shape Our Future’da (Kaçınılmaz: Geleceğimizi Şekillendirecek 12 Teknolojik Güç) teknolojinin farklı alanlarında önümüzdeki 20 yıl içinde yaşanması beklenen “kehanetler” yer alıyor. The New York Times, The Wall Street Journal, The Economist gibi gazetelere yazan ve 10’u aşkın kitabı bulunan Kelly, yeni yayımlanan röportajında en son teknolojik gelişmeleri de göz önünde bulundurarak, gelecek 20 yıla dair öngörülerini açıkladı.
Kitabımın “Ekran” başlıklı bölümünde de belirttiğim üzere, metin ve hareketli görüntüler arasında bir birleşme yaşanacak. Okunan videolar, seyredilen kitaplar olacak.
Kanal ve içeriği aynı anda yaratmak çok zor. İkisini bir arada yapmaya çalışanlar başarılı olamadı. Olması gerekenin; birileri iletişim kanallarını icat ederken, başka birilerinin de içerik üretmesi olduğu anlaşılacak.
Sanal Gerçeklik (VR) alanında, filmlerde göründüğü gibi bir ilerleme kaydedilecekmiş inanışı hâkim. Oysaki yeni VR teknolojileri neler olacak, hangilerinin işe yarayıp nelerin yaramadığı deneme-yanılma yöntemiyle, seneler içinde anlaşılabilecek.
VR, hakkında fikir üreterek ilerleme kaydedilebilecek bir alan değil. Dünyanın en dahi insanı, bir VR teorisi üretebilir ama pratik olarak projelerin hayata geçirilmesi, doğru adımlar atılması için en az 10 bin saatlik bir deneyime daha ihtiyacımız var.
VR’da yenilikler yaratabilecek firmalar henüz kurulmamış ya da fikir aşamasında olabilir. Ama başarılı olduklarını görmeye ömrüm yeter mi, bilmiyorum. Bazı oyun şirketleri bunun öncülü olabilir. Yine de, önümüzdeki beş yılda VR’da boynuzlu atlar görebileceğimizi sanmıyorum.
VR şirketleri yapay zekâ (AI) işine girmeyecek, ancak AI şirketlerinin önemli birer müşterisi olacaklar.
“Düşünmenin problemleri çözebileceği” fikrini anlatan, benim “thinkism” adını verdiğim şey gerçek olacak, elbette yeterince iyi bir yapay zekâya sahip olunması şartıyla. Kanseri yenebileceksiniz çünkü onun hakkında düşünebileceksiniz.
Sahip olmaktan erişim sağlamaya doğru bir kayış yaşanacak. İstediğiniz bir şeye sahip olmaktansa, onu fiziksel olarak her zaman ve her yerde deneyimleyebilmeniz mümkün olacak. Sahip olmak üstüne kurulu kapitalist toplumun değerleri de böylece değişime uğrayacak. Kendimizi algılayış şeklimiz de değişecek.
Birkaç yıl içinde, insanların yerine getirdiği görevleri yapabilecek yapay zekâ elde edilebilecek. Bunun önünde durabilecek bir güç yok.
Yaşamlarımız yüzde 100 gözetim altında olacak. Bu da kaçınılmaz bir gerçek. Ama elbette günümüzün teknoloji trendleri önümüzdeki 30 yıl içerisinde evrimleştikçe bu durum gerçekleşecek.
Söz konusu gelişmelerle birlikte, ülkelerin karşı karşıya geldiği felaketler arasına siber suçlar ve anonim korsanlık da eklenecek.
Sanal gerçeklikte bilgi internetinden deneyimlerin internetine geçiş yaşanacak.
Son ağaç öldüğünde son ırmak zehirlendiğinde son balık tutulduğunda parayı yiyemeyeceğimizi anlayacağız da bu yapay zekanın ve teknolojinin insanlara sağladığı dezavantajları ne zaman göreceğiz merak ediyorum
İnsan beyni eğer doğru şekilde yönlendirilebilirse kendi vücudunda bulunmayan bir hastalığı meydana getirme veya mevcut bir hastalığı iyileştirme yetisine zaten sahip. Ancak bu yönlendirme işi oldukça zor. "yeterince iyi bir yapay zekaya sahip olduğunuzda" ise zaten insan olmaktan çıkarsınız. Kanser olsan ne olur olmasan ne olur. "İstediğiniz bir şeye sahip olmaktansa, onu fiziksel olarak her zaman ve her yerde deneyimleyebilmeniz mümkün olacak." konusuna gelince; sonuçta bir otomobile ihtiyacınız varsa bunun "mış gibi" olma olasılığı yok. Ama 98 şahin'e binerken bmw x4'e biniyormuş gibi hissedebilirsiniz. Ona bir şey diyemem. Hoş, bugün zaten kafasında bu durumu yaşayanlar var...
kimse aptal degil, illaki gercek yapayzeka dogdugunda sayisiz onlem alinacaktir, kodunun en derinlerine ana direktifler yerlestirilcektir. buyuk ihtimal ise yaracaktirda. lakin ureten, dusunen ve karar veren varlik insan olmadiginda insanin amaci ne olacaktir? olaya bir kac kusagin, yuzyilin otesinde varolusun sonsuzlugunda bakmak gerek. hic bir islevi bulunmayan insanlar yavas yavas anlamsizlasip makinalarin evcil kedisine donusmiyecekmidir. yani evde iyi beslenen, her ihtiyaci karsilanan ama evin duzeni ve isleyisi hakkinda hicbir fikri bulunmayan, evle ilgili hicbir karar hakki ve yetisi bulunmayan sevimli minnos olacaktir. oda makineler bir yerde yollarina insansiz devam etmeye karar vermezlerse. bu konuda yapilabilcek pek bir sey yok. gelisimin ilerlemenin karsisinda hic bir sey duramaz ve yapay zekanin insandan cok daha buyuk gelisim potansiyeli var. cunku evrim tarihinde ilk defa bir varlik kendi evrimini kontrol edip, kendi zekasiyla kendini yeniden tasarlayip gelistirebilecek