Itır Erhart Yazio: Notalar Birleştirir, Peki Ya Replikler?

Sekiz aydır TurkuazLab Projesi ekibi ile çalışıyorum; birlikte farklı illerde atölyeler yapıyoruz. Projenin amacı sivil toplum, akademi, medya ve siyasi partileri kutuplaşmayı azaltacak stratejiler ve araçlar ile donatarak sosyal uyuma katkı sağlamak. Proje dahlinde hazırladığımız eğitim videolarında her birimiz farklı bir başlık altında kutuplaşmayı ele alıyoruz. Benim videom sanatın kutuplaşmayı azaltıcı, birleştirici gücü üzerine.

Sanatın bu anlamdaki gücünü ilk kez ne zaman fark ettim, biliyor musunuz? Üniversitenin ilk ya da ikinci yılında – çok zaman geçti emin olamıyorum-- annemin beni götürdüğü Zülfü Livaneli konserinde.

Livaneli’yi pek tanımıyordum o yıllarda; şarkılarını da bilmiyordum. Yalnızca Leylim Ley’i duymuştum birkaç kez, sanırım. Livaneli beyaz gömleği ile sahneye çıktığında büyük bir alkış koptu. Eline mikrofonu aldığı andan, sahneden indiği ana kadar tüm şarkılarına dev bir koro eşlik etti. Koro sahnede değil sahnenin tam karşısındaydı. Annem de bu korunun heyecanlı bir üyesiydi. Hiç unutmadığım bir an var:

Şu sılanın ufak tefek yolları

Ağrıdan sızıdan tutmaz elleri

Tepeden tırnağa şiir gülleri

Dördüncü dizeye geldiğinde durdu Livaneli. Dev koro bu ana hazırmış gibi, nerede gireceğinin provasını yapmış gibi tamamladı: “Yiğidim aslanım burada yatıyor”.  Birkaç şarkı sonra nasıl olduğunu anlamadan, ben de dahil oluvermiştim:

Önce Livaneli : Karlı kayın ormanında

Yürüyorum geceleyin

Sonra biz: Karlı kayın ormanında

Yürüyorum geceleyin

Öyle büyülü bir akşamdı ki benim. Belki bir daha hiç görmeyeceğin insanlarla çok özel bir anı, çok yoğun duyguları paylaşmak… Tüm farklılıkların ötesine geçmek…

Eklektik Kelt müziğinden Kuzey Cazı’na uzanan notaların sihirli gücüne defalarca tanıklık ettim yıllar içinde. Bir geceliğine bir araya gelen koromuz Harbiye Açıkhava’da John Baez’e eşlik etti:

Donna, Donna, Donna, Donna,

Donna, Donna, Donna, Don...

Aynı sahnede Brother Wind March’ın “bilinen bölümü”nün ilk notalarını duyduğumuz an Jan Garbarek’i çılgınca alkışladık; şarkılarını ezbere bildiğimiz Loreena McKennitt’ı, Goran Bregoviç’i birlikte söylemeye devam etmek için defalarca sahneye davet ettik.  

Bu tarifsiz coşku anlarını birlikte yaşadığınız insanlarla aranızda öyle ilginç, öyle kuvvetli bir bağ kuruluyor ki yıllar sonra herhangi bir ortamda biriyle karşılaşırsanız ve o akşamı birlikte deneyimlediğinizi fark ederseniz bir anda yıllardır tanışıyormuş gibi derin bir sohbete dalabiliyorsunuz: “Biliyor musun ben o bileti alabilmek için saatlerce kuyrukta beklemiştim…” “Ben de arkadaşımdan borç para almıştım…”, “ya ne akşamdı, yanımdaki adam Garbarek çalarken ağlamıştı…”

Biliyor musunuz bazı repliklerin de böyle bir gücü var. “Alo Galaksi Taksi, araba yok” gibi. Turgut Özakman’ın 1987’de 'Deliler' oyunu için yazdığı bu replik bugün “Deli Bayramı”nı izlemek için DasDas’ın sahnesini dolduran yüzlerce seyirciyi aynı anda aynı duyguda birleştiriveriyor. Prömiyer akşamı oyunun süpervizörlüğünü yapan Metin Akpınar da izleyicilerin arasındaydı.  Mert Fırat’ın masanın üzerinde çalan telefonu kaldırıp repliği söylemesi ile birlikte çılgın bir alkış koptu. Sonra izleyiciler sözleşmiş gibi ayağa kalktı ve Metin Akpınar’ın oyunu izlediği balkona dönüp büyük bir coşku ile alkışlamaya devam etti.

Deli Bayramı’nı iki farklı sahnede üç kez daha izledim. Her seferinde “o an” yaşandı. İzleyiciler, oyunun orta yerinde, o repliği duydukları an çılgınca güldü ve heyecanla alkışladı.

Sanatın birleştirici etkisini anlatırken, şarkıların, melodilerin yanı sıra, Deli Bayramı’ndan,  “Alo Galaksi Taksi, araba yok”tan ve izleyicideki karşılığından da bahsediyorum artık ve katılımcılara soruyorum: “Sizin hiç tanımadığınız, belki de kendinizden uzak hissettiğiniz insanlarla sanatta birleştiğiniz anlar oldu mu? Paylaşmak ister misiniz?”

Instagram

Twitter

Facebook

Popüler İçerikler

Wanda Nara'nın Icardi'nin Mesajını İfşaladıktan Sonra L-Gante'yle Yaptığı Paylaşım Icardi Fanlarını Kızdırdı!
Kızılcık Şerbeti'nde Giray'ı Canlandıran Kaan Taşaner Dizide Rol Almaktan Duyduğu Pişmanlığı İtiraf Etti
Narin Güran'ın Babası Arif Güran İlk Mahkeme Sonrası Konuştu: "Kızımı Nevzat Bahtiyar Katletti"