Kore’den 2 milyon adete yakın fişek getirecek olan Meydan Av, biber gazı kullanılmazsa ölümlerin kaçınılmaz olacağını belirterek gaz fişeklerinin haksız yere dehşet verici gösterildiğini, bunun bir eylemi zararsız bir şekilde bastırmanın en yaygın yöntemi olduğunu savundu.
Kore’den 2 milyon adete yakın biber gazı fişeği ithalatı yapacağı ortaya çıkan Meydan Av Malzemeleri San. ve Tic. şirketi, biber gazının, güvenlik güçlerinin eylem yapan topluluğu en az zararla hatta zararsız biçimde dağıtma yöntemi olduğunu öne sürerek biber gazı nedeniyle yaşanan ölüm ve yaralanmaları görmezden geldi.
Cumhuriyet'ten Pelin Ünker'in haberine göre şirket, “Alınan emtia haksız yere ‘dehşet verici, ürkütücü ve zarar verici’ gösteriliyor. Eğer biber gazı kullanılmazsa hem eylemcilerden hem polisten hem de olaylarla hiçbir ilgisi olmayan halktan ölümler kaçınılmaz” açıklamasında bulundu.
2006-2014 arasında Türkiye'de 8 çocuk biber gazından öldü. 146 çocuk yaralandı. Türk Tabipler Birliği tarafından verilen bilgilere göre de, sadece Gezi Parkı eylemleri sırasında 8 bin kişi yaralanırken, 104 kişi ciddi kafa travması geçirdi, 11 kişi gözünü kaybetti ve Berkin Elvan, Ahmet Atakan ve Abdullah Cömert yaşamlarını yitirdi. Tek bir eylemcinin ölümü üzerine Fransa’da yüksek basınçlı gaz bombası kasım başında yasaklandı.
Cumhuriyet gazetesi 19 Kasım 2014 tarihinde yayımlanan haberinde Türkiye'nin 2015’te Meydan Av aracılığıyla yalnızca Kore’den 2 milyona yakın adet biber gazı kapsülü satın almak için düğmeye bastığı belirtilmişti.
6 firma daha fişek satıyor
Meydan Av, biber gazı alım miktarı ve alım tarihi konusunda herhangi bir itiraz yapmayarak toplam değeri 54 milyon 840 bin 504 liraya denk gelen 1 milyon 898 bin 515 adet biber gazı fişeği alacaklarını doğrularken, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün gaz fişeği ihalesiyle ilgili de bilgi verdi.
Meydan Av, söz konusu ihaleye pek çok firmanın katıldığını, 4’ü yabancı 3’ü yerli toplam yedi firmanın ihaleyi kazandığını açıkladı.
Öte yandan Meydan Av, hiçbir siyasi parti ile ya da siyasi iktidarla doğrudan ya da dolaylı olarak organik hiçbir bağı bulunmadığını iddia ederek, şirketin sahibi İlyas Yücedal’ın üyesi olduğu Dünya Yetimler Vakfı'nda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve hükümetten diğer isimlerin yer almasının, Yücedal'ın bu kişiler ya da makamla organik bağının olduğunu kanıtlamayacağını öne sürdü.
Şirket hükümeti savundu
Meydan Av’ın, noter aracılığıyla Cumhuriyet'e yolladığı açıklamada haberle hükümetin hedef gösterildiği iddia edilerek biber gazı ölümleri şu ifadelerle görmezden gelindi:
19 Kasım’da yayımlanan haberle aynı zamanda hükümetin de hedef gösterilmesi vardı. Cumhuriyet Gazetesi’nin internet sayfasında “Yine Gaza Boğacaklar” şeklinde atılan başlık ve altında da konulan resim ile bu amaca hizmet edildiğini anlamak kolaydır.
Üslüp itibariyle “Bu kişiler gaz getiriyor, hükümet de sıkıyor” ve “Sen getirme bize de sıkmasınlar” üslubu ile verilen haber toplum güvenliğini de açıkça riske atmaktadır.
Biber gazı hukuka aykırı ya da hukuka aykırı olmaktan çıkarak kamu güvenliğini açıkça tehlikeye düşüren toplumsal eylemlerde güvenlik güçlerinin en az zararla ve hatta normal insanlara zararsız bir şekilde eylemi bastırmasının, topluluğu dağıtmasının bir yöntemidir. Dünyadaki en yaygın yöntem de budur.
Biber gazının kullanılmaması halinde güvenlik güçlerinin eylemciye doğrudan müdahale etmesi, aradaki mesafeyi kaldırarak eylemciyle birebir mücadele etmesi mecburi hale gelmektedir. Bunun sonucunda da yaralanma ve hatta çok miktarda hem güvenlik güçleri ve eylemcilerden hem de olayla hiçbir ilgisi olmayan halktan ölümlerin meydana gelmesi kaçınılmazdır.
Haberin üslubu güvenlik için önem arz eden bu yöntemi tenkitten daha öte haber içerikleri, konulan fotoğraflar ve atılan başlıklar bir arada değerlendirildiğinde “tahrip, zaafa uğratma, basın yolu ile sindirme”amaçlıdır.
Güvenlik güçlerinin zaafa uğratılan ve tahrip edilen güvenlik önlemleri sonucunda meydanı boş bulan ve asıl maksadı anayasal hak ve özgürlüklerin elde edilmesi olmayan, bilakim bölücü ve tahrip edici eylemcilerin yüksek miktarda ölüm olayının gerçekleşmesine sebep olacakları açık değil midir? Bunun halkta uyandıracağı tahrik olayların boyutunu artıracaktır. Yapılan yayın ile acaba bu mu hedeflenmektedir?
Pelin Ünker / Cumhuriyet