İş Kanunu’nun 5. maddesinin 3. fıkrasında işveren tarafından; işin niteliğine bağlı olarak zorunlu bir sebep olmadıkça ve biyolojik durum buna engel olmadıkça bir işçiye iş sözleşmesi yapılırken, sözleşmenin şartları oluşturulurken ve sözleşme uygulanırken, sona erdikten sonra dahi cinsiyet ile hamilelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak farklı bir muamele yapılamayacağı hükmü mevcuttur. İşveren; işin niteliği objektif olarak haklı göstermedikçe yalnız hamileliği sebebiyle kadın işçiyle iş sözleşmesi yapmaktan kaçınamaz.
İş sözleşmesinin yapılması esnasında işveren tarafından kadın işçiye evlenmeyi düşünüp düşünmediği, çocuk doğurmayı düşünüp düşünmediği sorulduğunda eşit davranma ilkesine aykırılık gündeme gelmiş demektir.
İşveren; cinsiyet ve hamilelik sebebiyle işçiye farklı işlem uygularsa İş Kanunu’nun 5. maddesinin 6. fıkrası hükmünce; işçinin dört aya kadar ücreti tutarında tazminat ile yoksun bırakıldığı hakların tazminini sağlamakla yükümlü olacaktır.
Kadın işçiye erkek işçiye göre daha az ücret ödenmesi ile ilgili bir Yargıtay kararı apaçık şöyledir:
'Kadın işçiye erkek çalışanlarla aynı işi yapmasına rağmen daha az ücret ödenmesinin tespiti durumunda ayrımcılık tazminatına hükmedilmesi gerekir.' (Yargıtay 9. H. D. 2017/16279 E. 2020/10415 K. sayılı karar)
Farklı sözleşme sürelerine göre ayrımcılık:
İş Kanunu’nun 5. maddesindeki hükme göre esaslı nedenler bulunmadıkça işveren, tamzamanlı çalışan işçi karşısında kısmi zamanlı çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında ise belirli süreli çalışan işçiye farklı işlemler uygulayamayacaktır.
İş Kanunu’nun 13. maddesinin 2. fıkrasına göre sadece iş sözleşmesi kısmi zamanlı olduğu için kısmi zamanlı işçiye, tamzamanlı emsal işçiye göre farklı işlem uygulanamayacağı düzenlenmiştir. Emsal işçi ise işyerinde aynı veya benzer işte tam zamanlı çalışan işçidir.
İşyerinde böyle bir işçi bulunmadığı takdirde, o işkolunda şartlara uygun işyerinde aynı veya benzer işi üstlenen tamzamanlı iş sözleşmesiyle çalıştırılan işçi esas alınır.
Ayrımcılık tazminatında faiz nasıl hesaplanır?
Eşit davranma borcundan doğan alacak ücret alacağı olmadığından, tazminat niteliğinde olduğundan ve mevzuatta bu tazminat ile ilgili faiz hususunda özel bir hüküm konmadığından ayrımcılık tazminatında faiz güncel yasal faiz oranına göre uygulanacaktır. Kanuni faiz halihazırda ilgili mevzuatta %9 olarak belirlenmiştir.
Eşit davranma borcunun istisnası:
Elbette ki işverenin eşit davranma ve eşit işlem borcu, çalıştırdığı bütün işçilere mutlak olarak eşit işlem uygulayacağı anlamına gelmemekte. İşçiler tarafından aynı iş yapılsa dahi; uzmanlık, kıdem, verim, yetenek gibi sebepler ile işlemlerinde objektif bir farklılık yaratabilir. Burada “farklı nitelik”ler farklı işleme neden olduğundan ayrımcılık tazminatı gündeme gelmeyecektir.
Keza Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.12.2009 tarihli 485/598 sayılı kararı şu şekildedir:
“İşvereninin, işçiler arasında, gerek objektif ve gerek sübjektif nitelikleri, pozisyon, görevin önemi, çalışma şartları vs. nedenlerle farklı ücret, prim veya sosyal hak ödemesinin, eşit işlem borcuna aykırılık teşkil etmeyeceğini de kabul etmek gerekir__.”
Son
Bu yazımızda siz değerli okurlara İş Hukuku’nda önemli bir husus olan “ayrımcılık”tan ve bu olguya hüküm bağlanmasının müsebbibi, Anayasal ve insani bir değer olan “eşitlik ilkesi”ne uymamaktan kaynaklı tazminatın hangi durumlarda işçinin hakkı olduğunu; bu tazminatın isteminin süresini, kapsamını, şartlarını; gebelik ve cinsiyet temelli ayrımcılığın hukuki niteliğini ve ayrımcılık tazminatı istemiyle nasıl dava açılabileceğini aktardık. Umarız bu yazı sizlere yardımcı olmuştur veya olacaktır. Artık devinim hızını politik ve hukuki temelde fazlasıyla arttırmış olan dünyamızda haklarımızdan haberdar olabilmenin önemi gitgide artıyor.
Yeni yazılarda görüşmek dileğiyle değerli Onedio okurları, hoşça kalın!
Instagram
Linkedln
Facebook
Web Sitesi
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio