4 yıldır madende çalışan Süleyman Bilgin su sızıntısına önlem alınmadığını söyleyerek, “Geçen yıl da böyle bir su baskını yemekte olmuştu, dışarıda olduğumuzdan kurtulmuştuk” dedi. İşçilerden Kerim Pınarlı ise “Son yasal düzenlemeler sonrası içeride yemeğe başlamıştık” diye konuştu.
Madenciler, su patlamasının yaşandığı sırada işçilerin içeride yemek yediğini belirterek, “Yemek dışarıda yenseydi bunlar yaşanmazdı” dedi. Su baskınının gerçekleştiği sırada madende olan ve kendi imkânları ile kurtulan işçilerden Kerim Pınarlı olayın yaşandığı anı şöyle anlattı: “Tam yemek saatiydi. Bir anda ocağın içinde fırtına eser gibi bir rüzgâr esmeye başladı. Diğer galeride göçük oldu zannettik. Göçüklerde de genelde öyle olur. Diğer tarafa galeriye koştuk, arkadaşların yanına gidelim diye. Arkadaşlar ‘Gelmeyin, kaçın’ dedi. Biz kaçmaya başladık. 25-30 metre gittik. Bize ’kaçın gelmeyin’ diyen arkadaşlar döndük baktık gelmediler. Biz tekrar durduk neden gelmediler diye baktık, bu sefer gaz kokusu daha fazla gelmeye başlayınca biz kaçmaya başladık.
Herkes sofrasının başındaydı
Vardiya çavuşunda gaz ölçüm cihazı vardı, ötmeye başladı. Bu gaz kokusu olduğunu gösterir ve tehlikedir. Kaçtık kendimizi bir an evvel atalım dışarı diye. Biz daha çok gaza yakalanacağız diye, hızlı şekilde çıkalım diye uğraştık. Bize ‘kaçın’ diyen arkadaşlar gelmedi. Muhtemelen o arkadaşlar ‘başyukarı’ dediğimiz galeriye kaçtılar. 7-8 metre koştuk, desandreye (çıkış rampası) çıktık. Su peşimizden geldi. Suyun patladığını biz orada anladık. Biz 6 arkadaş oradan çıktık. Buradaki galeriden ise 2 kişi çıkmış. Diğer arkadaşlar içerdeler. Saniyelerle, dakikalarla kurtulduk diyebiliriz.”
Aşağıda kaç kişi olduğunu tam olarak bilmediğini belirten Pınarlı, “Biz içeri girip çıkan sekiz kişiyiz. İki arkadaş da başka bir taraftan çıkmışlar” dedi.
Öğle yemeğini normalde dışarıda yediklerini söyleyen Pınarlı, madencilerle ilgili son yasal düzenlemelerin ardından içeride yemeye başladıklarını ifade etti. Pınarlı, “Yemek olayı dışarıda olsaydı, olayın gerçekleştiği saatte tüm işçiler dışarıda olmuş olacaktı. Bu olaylar yaşanmazdı. Herkes sofrasının başında yakalandı” diye konuştu.
Yaşanan olayın ardından konuşan bir başka işçi de “45 gündür işe gelmiyoruz yeni yasa çıkalı. Yemeğin dışarıda yenmesi için 45 gündür işe gelmiyoruz. Yemek dışarıda yenmiş olsaydı belki bu facia yaşanmayacaktı. Biz yemek ve servis verilmediği için, daha öncesi yemek ve servis verildiği için 30 senedir, 45 gündür gelmiyoruz. Bu arkadaşlar da gelmiyordu. bugün maddi şartları nedeniyle, borçları nedeniyle işe başlamıştı. Mecbur kaldıkları için. Yemeği evimizden getiriyorduk, içeride yeniyordu. Daha öncesi, yasa çıkmadan öncesi, yemek dışarıda yeniyordu” diye konuştu.
4 yıldır madende çalıştığını söyleyen Süleyman Bilgin de NTV’ye yaptığı açıklamada geçen yıl da böyle bir su baskının yaşandığını yine yemek saatinde yaşanan kazadan, yemeği dışarıda yedikleri için kurtulduklarını anlattı. Bilgin, “Geçen yıl yemek saatinde yaşandı. Bugün içeride yemek yendi. Su sızıntısı oluyordu, önlem almadılar. Bu eski ocaklarda birikinti olduğu zaman kurtuluş şansımız yok. Ben 12-8 vardiyasında çalışıyorum. Yaklaşık 30 kişi giriyoruz bir vardiyaya. Aşağıda kaç kişi var bilmiyorum” ifadelerini kullandı.
Kurtarılmayı bekleyen işçilerden Ali Haznedar’ın hamile eşi Fadime Haznedar da gelecek iyi haberi bekleyenlerden. Fadime Haznedar, “Çalışmak zorundaydı. Ben de hamileyim. 45 gün sonra ilk defa işe geldi. Bugün ilk iş günüydü” dedi.
İşçiler isyan etti
Ocaktan sağ kurtulanlarla ve çevre maden ocaklarında çalışan işçiler Bakan Yıldız’a, “Bu üçüncü su baskını. Önlem alınsaydı böyle olmazdı. Ayrıca Torba Yasa’da çıkan kanununun ardından işçiler öğle yemeklerini madende yiyorlar. Öğle yemeğini madende yemeselerdi bu yaşanmazdı. Ayrıca hemen müfettişler denetim yapsın. Yoksa işveren eksiklikleri giderir ve denetimde bir şey çıkmaz” diye tepki gösterdi. Bakan Yıldız da, “Ben bütün gece buradayım. Şu an tek çabamız su seviyesini azaltmak” dedi.
‘Baskın belirtisi yoktu’
Aynı kömür ocağında görevli Mehmet Öndür ise çalıştıkları saatlerde herhangi bir su baskını belirtisinin bulunmadığını aktararak, şunları kaydetti: “Suyun patladığı bölgede sabahleyin ben çalışıyordum. Ben çıkarken suyun patlamasıyla ilgili hiçbir belirti yoktu. Eski ocaklarda su oluşmuştu. Benim çalıştığım yerde patlamış. Ama hiçbir belirtisi yoktu. Öğlen saat 12.00’de arkadaşlar yemek yerken patlama olmuş. Yerin 300 metre altındalar. Su, üstlerinden önlerine geliyor. Önlerini kapatıyor. Bir yer daha var. Eğer oraya kaçtılarsa kurtulabilirler. Tek umudumuz orası.”
‘Kimse bize haber vermiyor’
Mahsur kalan madencilerden Nuri İlhan’ın eşi 2 çocuk annesi Ayşe İlhan, “Eşim 2 yıldır kömür ocağında çalışıyordu. Eşim içeride, saatlerdir burada bekliyoruz. Kimse bize bir haber vermiyor” diyerek gözyaşı döktü.
HABER MERKEZİ / DHA