Son yıllarda Türkiye'den özellikle Avrupa ülkelerine yoğun bir beyin göçü yaşanıyor. İşin daha kritik kısmı ise yapılan araştırmalara göre ülkedeki gençlerin önemli bir kısmı bir şekilde Türkiye'den ayrılmak istiyor. Son yıllarda pek çok kişi de adeta içerik üreticiliğine soyunarak göçtükleri ülkelerdeki yaşam şartlarını, market raflarını, araba veya teknoloji mağazalarını düzenli bir şekilde paylaşıyor.
Ancak kendi hislerini, aile ve çevre özlemini anlatan, yurt dışının avantajları yanında dezavantajlarını anlatan kişi çok az. Kübra Gönen isimli vatandaş İsveç'e yerleştikten sonra yaşadıklarını anlattı ve aynı şartlara neden Türk vatandaşlarının sahip olamadığını sorguladığı bir video çekti.
Akıl ve bilimi referans almakla kaderci olmak arasındaki fark. Tabii o fark sadece halka yansıyor. Günlüğü 30 bin TL olan yattan sabır ve şükür telkini verenler yine Mercedes'ine binip gidiyor.
Bu ülkenin insanının bir kısmı ama özellikle kadınlarının büyük bir kısmı bu şartları hiç hak etmedi. Çok daha iyisine layık iken nesiller ezildi gitti.
ben bu tepkiyi çok samimi buldum cunku suan türkiyede sıfırdan baslayan bir genç için calısarak ev almak, orta seviye bi araba almak hayal gibi 1 kredi kullansan 3 geri ödeme cıkıyor. yurtdısına yerleşen insanlar hayatta kalmak ile yaşamak arasındaki farkı görüyor ne yazıkki. son birkaç senedir lüks tüketim arttı insanlar telefonlara veya lüks markalara daha kolay ulaşıyor gibi gözüküyor ama aslında bu tüketimler ev, araba gibi hayaller kuramayan gençlerin tatmin olmak için harcamalarından kaynaklanıyor. bu aslında refah seviyesi arttı gibi göstersede aksine insanların hayalleri ve hedefleri kücüldü