İstenirse Hayallerin Gerçek Olabileceğini Kanıtlayan Afrika Ülkesi Burkina Faso'nun Katledilen Lideri Thomas Sankara

Afrikalıların bugün hala unutmadığı, Burkina Faso'nun lideri Thomas Sankara bundan 32 yıl önce yol arkadaşı tarafından öldürüldü. Başı dik onurlu yürüyüşünde ülkesi için emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı gelen hayat hikayesini bugün beraber okuyalım.

Burkina Faso, diğer üçüncü dünya Afrika ülkelerinden yalnızca biri aslında.

Kuraklık, fakirlik ve açlık gibi sorunlarla başa çıkmaya çalışırken sömürge ülkesi haline getirilenlerden yalnızca biri. 2. Dünya Savaşı sonrası değişen dünya düzeninden önce, açıkça sömürge haline getirilen Afrika ülkelerinden Burkina Faso da Fransa'nın sömürgelerinden biriydi.

2. Dünya Savaşı sonrası sömürge devletler çekilip bu topraklarda yeni devletler kurulmasına müsaade etmiş gibi görünseler de hepimiz işlerin aslında öyle olmadığını biliyoruz.

Burkina Faso gibi onlarca ülke, dışarıya bağımlı ve borçlu hale getirilerek, yine Avrupa ülkelerinin boyunduruğu altında kalmışlardı. Thomas Sankara işte bu dönemde bir umut kaynağı olarak çıkageldi.

Thomas Isodore Nöel Sankara, 21 Aralık 1949 günü o zamanki adıyla Fransız sömürgesi Haute Volta'da Yako şehrinde dünyaya geldi.

Önce tıp eğitimi almak isteyen ancak beklenmedik bir sınavı kazanarak askerlik okuluna giden Sankara, bu eğitim için o dönem sol gösterilerin yoğun yaşandığı Madagaskar'a gider. Subaylık eğitimini burada alırken, belki de onun hayatını tanımlayan görüşlerle karşılaşır. 

Zaten doğup büyüdüğü yer dolasıyla yoksulluk, yolsuzluk ve sömürgü kavramlarıyla yakından tanışmış olan Sankara, Madagaskar'da eğitimini tamamlarken Marx ve Lenin’in eserlerini okumaya başlayarak sosyalizmle tanışır. Sankara ülkesinin somut sorunları için somut çözümleri de bu sayede bulur.

Eğitimi tamamlanıp ülkesine döndüğünde işleri daha da karışmış bulur, ülkesinde sınır sorunlarından doğan bir savaş vardır.

Savaşta üstleri tarafından oldukça başarılı bulunsa da belki de mesleğine oldukça ters bir şekilde savaşın gereksiz ve haksız olduğu yorumunu yapacaktır seneler sonra. Bu konudaki açıklamaları da oldukça çarpıcıdır. 

1976 yılında Fas'ta ölümüne sebep olacak asker dostu Blaise Compaoré ile tanışır. İkisi de aynı sosyalist görüşleri taşımaktadır ve kendileri gibi olan askerleri etraflarında toplarlar.

1982 yılında Sankara'ya yakın olan Jean-Baptiste Ouédraogo askeri bir darbeyle iktidara gelir.

Ouédraogo'nun darbeyle başa gelmesinde Sankara'nın parmağı olduğunu düşünenler olduğunu da belirtmekte fayda var. Thomas Sankara da bu darbe sonrası başbakanlık makamına getirilir. İşte onun savaşı asıl olarak bu noktadan sonra başlayacaktır. 

Başbakanlığa geldikten sonra yaptığı mitingler ve bazı hareketleri dolayısıyla oldukça dikkat çeker, sevenleri olduğu gibi sevmeyenleri de çoktur. Dönemin Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterand’ın aynı zamanda Afrika konusunda danışmanı olan oğlunun ülkeye gelişinden sonra görevden alınır. Hapis cezaları ardından ev hapsi verilir. Fakat o bu sırada hazırlıklarını zaten yapıyordur.

4 Ağustos 1983 tarihinde Blaise Compaoré önderliğinde yapılan darbeyle Thomas Sankara devlet başkanlığı görevine gelir.

Bu noktada devlet başkanlığına geldikten sonra yaptıkları çok dikkat çekici. Yaptığı ilk işlerden biri masrafları kısmak olur. Kendi maaşını 450 dolara düşürür, mülklerini bir araba, bisiklet, gitar, buzdolabı ve dondurucaya düşürür. Hatta odasına kurulan klimayı bile geri çevirir.

Kendinden öncekilerin kullandığı Mercedes arabaları satıp onun yerine o dönem ülkesindeki en ucuz araba olan Renault 5'leri kullanıma getirir.

Ülkenin adının o dönem Haute Volta olduğunu söylemiştik. Bu isim Fransızlar tarafından verilmişti ve Sankara ülkesinin adının değiştirilmesini istedi. Bu sebeple iktidara geldikten bir sene sonra yerel dilde 'Başı Dik/Dürüst İnsanların Memleketi' anlamına gelen Burkina Faso adını verdi.

Yaptığı devrimler ve değişiklikler bununla sınırlı değildi. Başlıca milli servetin daha adil dağılımı, yolsuzluğa karşı ciddi mücadele, kadınların özgürlüğü gibi birçok alanda savaş verdi.

Sankara’ya göre devrim, milletin yaşam şartlarının iyileşmesine çalışmaktı.

Ülkesinin sorunlarının neyden kaynakladığını çok iyi biliyordu bu sebeple en temelden başladı. ''Emperyalizm tabaklarınızda' diyerek en temel ihtiyaç olan gıda yardımlarını kıstı ve ülkeyi üretime teşvik etti. O dönem bir hektardan çıkan buğday bin yedi yüz hektarken, Sankara ile beraber 1986 yılında bu hasat neredeyse dört bin kiloya çıkartıldı. Kendi kendine yeten bir ülke için ne gerekiyorsa yapılıyordu.

Kadınlara sağladığı özgürlükler saymakla bitmez...

Örneğin, kadın sünnetini, zorla evlendirmeyi ve çok eşliliği yasakladı. Kadınların Afrika'da daha önce görülmemiş bir şekilde devlet kademelerinde ve orduda yer alabilmesini sağlayan Thomas Sankara, Burkina Faso’da adeta sosyal bir devrim başlatmıştı.

Bu sosyal düzenin oturması adına haftada bir gün pazara kadınlar yerine erkeklerin gitmesini şart koştu.

Sosyal alandaki devrimler yalnızca kadınlarla sınırlı kalmadı. 1000 kişiden 25'inde AIDS virüsü vardı bu sebeple tedaviler başlattı. Görevde bulunduğu süre boyunca 2 buçuk milyon çocuğa aşı yapılmasını sağladı. Afrika'nın çölleşme sorununa karşı savaş açtı. Afrika'da bir ilki yaparak, her kasabaya bir orman kampanyasıyla milyonlarca ağaç dikilmesini sağladı. Okuma-yazma oranını yüzde 13’ten yüzde 73’e çıkardı.

Hiçbir ülkeden yardım almadan ülkenin birçok yerine demiryolları döşedi.

Yalnızca askeriye tarafından kullanılabilen bir marketi halka açık hale getirerek ülkesinin ilk süpermarketini açtı. Ulusal üretimi teşvik etmek adına tüm kamu çalışanlarına yerli pamuktan üretilen geleneksel kıyafet giyme zorunluluğu getirdi.

Atatürk'ten etkilendiği söylenen Sankara'nın ölümünden bir hafta önce yaptığı bir konuşmada, "kişileri öldürebilirsiniz ama fikirler baki kalır" dediği söylenir.

Bir ülkede bu kadar büyük devrimler yapan bir kişinin sevenleri olduğu gibi düşmanları da çok olur tahmin edebileceğiniz üzere. Özellikle Fransa'nın bundan ne kadar rahatsız olabileceği gibi... Sankara, böyle büyük değişimlerle yalnızca Burkina Faso'nun değil, tüm Afrika halklarının umudu olmuştu.

Ölümünün en trajik yanı, en yakın arkadaşı tarafından öldürülmesi oldu.

Devriminin 4. yılıydı. Sömürgeciliğe ve emperyalizme karşı tavırları ve haliyle soğuk savaş devrinde komünizme olan yakınlığı Fransa başta olmak üzere batı bloğunun dikkatini çekiyordu. Aslında sevdikleri ve etrafındakiler bir komplodan her ne kadar şüpheleniyor olsalar da onun hep yanında olan Compaoré bu düşünceleri savuşturmayı başardı.

15 Ekim 1987 tarihinde Thomas Sankara, bir toplantıdayken binayı basan Compaoré önderliğindeki subaylar tarafından öldürüldü.

Bugün elbette Burkina Faso ülkesi ve bizler onu hatırlıyoruz. Devrim girişimi ne kadar yarıda kalmışsa da Afrika ülkeleri için hayal olarak görülen fikirlerin, istendiği zaman nasıl gerçekleştirilebileceğini herkese kanıtlamıştır. Burkina Faso halkına birlik ve beraberliği, yerlilik ve milliyetçilik duygusunu ve devlet işleriyle ilgilenme alışkanlığını bırakmayı başarmıştır.

İçeriği hazırlarken şu sitelerden yararlandık: 1, 2, 3

Popüler İçerikler

Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
Mauro Icardi'den Olay Wanda Nara Paylaşımı: ''Evimde 2 Saat Boyunca Beni Taciz Etti''
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
YORUMLAR
16.10.2019

Helal olsun karaoğlan. Keşke tüm afrikalılar beyaz adamdan onlara fayda gelmeyeceğini anlasa da bir işin ucundan da onlar tutsa...

17.10.2019

Mekanın cennet olsun güzel insan.

Pasif Kullanıcı
16.10.2019

Güzel içerik, staj.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ