Daha, yakın bir süre evvel ülkemiz, toplum yapısını yok sayan 28 Şubat sürecine maruz kaldı. Öncesi ve sonrasıyla bu dönemin oluşturduğu travmaların ve bıraktığı izlerin silinmediğinin en yakın şahitlerinden olduğumu; mezuniyetin 4 ağustosta yapılacağı haberini ailemle paylaştığımda annemin mezuniyete gelip gelemeyeceğini bana sormasıyla bir kez daha derinden hissettim. 28 Şubat sürecinin bırakmış olduğu iz nedeniyle taşımasından onur ve gurur duyduğum çarşafından dolayı zamanında atıldığı İstanbul Üniversitesine evladının mezuniyet törenine gelemeyeceğini düşünmüştü. Annem, İstanbul Üniversitesinde Fen Fakültesi biyoloji bölümü son sınıf öğrencisiyken başörtüsü yasağı nedeniyle okulu bırakmak mecburiyetinde kaldı. Bugün ona yarım bıraktırılan İstanbul Üniversitesinin, Hukuk Fakültesini birinci olarak bitirmenin haklı gururunu yaşıyor, bu nedenle bu konuşmamı anneme atfetmek istiyorum. Hamdusenalar olsun ki isminde ikna özünde icbar olan odalar bir daha asla açılmamak üzere kapandı. Artık bu gibi hukuksuz durumların önünde durmak bizim boynumuzun borcudur.Bizler İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunları olarak bulunduğumuz her yerde; davranışlarımızla, sözlerimizle, duruşumuzla ve tavrımızla çevremizi etkilemeye ve insanlığa faydalı bir şeyler katmaya odaklanmalıyız. Allah, bize bahşedilen imkanları ve nimetleri onun rızasına uygun olarak kullanabilmemizi nasip eylesin. Bütün mezunlarımızı başarılarından ötürü kutluyor, meslek hayatımızda adaletten sapmamamızı temenni ediyorum. Sözlerimi Necip Fazıl'ın bir bendi ile bitirmek istiyorum: Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte! ölsek de sevinin, eve dönsek de! Sapma bu tekerlek kalır tümsekte! Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir! Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!'
içinde necip fazıl görünce okumayı bıraktım. iyi ki konuşturmamışlar ama bundan iyi mağduriyet çıkaracaklar.
Lan insan 4 sene boyunca hiç mi kendini geliştirmez? Odun gibi gelmiş, odun gibi gitmiş işte...
Hukuk fakültesi mi ilahiyat mezunu mu olmuşsun bu ne ya böyle 😂