İstanbul'un En Ünlü 10 Çorbacısı

Hazır çorbalar yoğun iş hayatı olanların ya da bekârların kurtarıcısı görevini üstlenmiş gibi görünse de taze yapılmış sıcak bir çorbanın yerini hiçbir şey tutamaz. Özellikle de çorbanız usta ellerden çıkmışsa. İstanbul’un en iyi çorbacıları, çorbayı en iyi yapan restoranları;

1. Shorba

Shorba, Ataşehir’deki diğer restoranlardan oldukça farklı, küçük, şirin bir restoran. Çalışanları da samimi ve güler yüzlü. Restoranın sahibi Ebru Omurcalı, çorbayı çok sevdiği için tüm çorba çeşitlerini bir araya getirebileceği bir mekân açmış. Özellikle evde yapılamayan, zahmetli çorbaları müşterilerine sunuyor. Mesela öküz kuyruğu çorbası ya da hindistancevizi sütü ile yapılan Tayland çorbası gibi. Sebzeler organik, yağlar Burhaniye’den geliyor ve mevsime özel çorbalar yapılıyor. Burada porsiyonlar çok büyük. Bir çorba içerek doymak mümkün. Çorba da Çorba’nın en lezzetlisi safranlı hünkâr çorbası. Tabii Macar gulaş çorbasını da mutlaka denemelisiniz. En çok tercih edilen diğer çorbalar ise balık, borş ve yuvalama. Restoranda  her gün 15 çeşit sabit, iki çeşit değişen çorba yapılıyor.  Bugüne kadarsa 400 tarif denenerek müşterilere sunulmuş.

2. Kanaat

Üsküdar’daki 73 yıllık Kanaat Lokantası, kapısını her sabah saat 06.00’da kahvaltı niyetine çorba içmeye gelen müdavimlerine çorba servis etmek üzere açıyor. Ayak-paça, işkembe, mercimek ve ezogelin çorbalarını her gün yapan lokantada içebileceğiniz diğer çeşit ise değişken. Beşinci çorba bazen yayla, bazen domates, tavuk suyuna şehriye ya da pirinç çorbası olabiliyor. Müdavimlerin ilk tercihi tartışmasız ayak-paça çorbası. Bu yüzden en geç sabah 11’de tükeniyor. Yani illa ki ayak-paça çorbası içmek istiyorsanız erken saatte gitmelisiniz. Çünkü gün içinde tekrar pişirilmiyor. Fakat “hem ayak-paça çorbası içmek istiyorum hem de o kadar erken gidemiyorum” diyorsanız o zaman lokantaya telefon ediyorsunuz, onlar da çorbanızı  sizin için ayırıyorlar.

3. Hünkar

1950 yılında Fatih’te açılan ve bir süredir faaliyetini Nişantaşı’nda sürdüren Hünkar Lokantası (ayrıca Etiler’de de bir şubesi mevcut) yaklaşık 50 yıl önce yapmaya başladığı paça çorbasıyla ünlü. Diğer çorba çeşitleri ise günlük olarak değişiyor. Aralarında yoğurtlu yayla, süzme mercimek, sütlü hünkar, sütlü ıspanak, sütlü erişte, işkembe, sebze, düğün ve  yeşil mercimek çorbası var.

4. Lale

1960’ta Beyoğlu Büyükparmakkapı Sokak’ta faaliyete başlayan, 2001’den beri de Tarlabaşı Bulvarı’nda hizmet veren Lale İşkembecisi, İstanbul’un en ünlü lokantalarından biri. Aslına sadık kalınarak onarılmış, neo-klâsik çizgiler taşıyan 150 yıllık dört katlı tarihi binasında yaklaşık 80 kişiyi ağırlayabiliyor. Lale’nin işkembe çorbasının özelliği, ustaların işkembeyi, restoranda sıcak suyla temizlemeleri. Üstelik mutfaklarında sadece kuzu sakatatı kullandıkları için işkembe ve paça çorbalarının rengi süt beyaz. İşkembe deyip geçmeyin, çünkü işkembenin içinde bulunan pepsin, hem sindirimi kolaylaştırıyor, hem de asit emici özelliğiyle mide ve bağırsaklardaki yaraları tedavi ediyor. Paçadaki jelatin ise kemikleri kuvvetlendirici ve eklemlerdeki zedelenmeleri tedavi edici bir özelliğe sahip.

5. Tarihi Haliç İşkembecisi

Eski İstanbul’un simgesi olan Haliç'teki Fener vapur iskelesinin karşısında yer alan Tarihi Haliç İşkembecisi, semtin en eski mekânlarından biri. 1938’den beri hizmet veren restoran, çorbaları kadar Haliç manzarasıyla da ilgi çekici. Aynı anda 250 kişiyi konuk edebilen bu birinci sınıf işkembe salonunun dekorasyonu da oldukça ilginç. İçerisi eski radyolar, geyik boynuzları, küpler, bakraçlar, irili ufaklı renkli kilimler, halılar, el yapımı tüfekler gibi eski antika eşyalarla dolu. Gelelim işkembe çorbasına. En ufak bir siyah noktaya dahi rastlayamayacağınız işkembesini temizlik ve kalitesinden şüphe etmeden gönül rahatlığıyla içebilirsiniz. Çünkü çorbalar müşterilerin beğenisine sunulmadan önce en az dört-beş elden geçerek temizleniyor ve pişiyor. Damar tuzlama ve şirden tuzlamayı mutlaka tatmalısınız.

6. Şayan

Tuzlamaları oldukça beğenilen Şayan gececilerin en sevdiği mekânlardan. Şef Hüseyin Özen’in hazırladığı menüde yer alan çorbaların en lezzetlileri işkembe, damar ve paça çorbası. Tabii sakatat sevmeyenler için mercimek ve domates çorbası da mevcut. İstanbul’un en sosyetik  mekânlarından Şayan’ın kapalı kısmında 50, bahçesinde 50 olmak üzere aynı anda 100 kişi servis alabiliyor. Burası gece boyunca eğlence mekânlarından çıkanların, özellikle sanatçı ve futbolcuların son durağı. Özellikle hafta sonları, sabaha karşı  tıklım tıklım oluyor.

7. Zazie

Ağırlıklı olarak Fransız ve İtalyan mutfaklarından seçkiler sunan restoranın menüsü sınırsız seçenek sunmamakla birlikte içeriğinin hakkını veriyor. Bunu özellikle çorbalarından anlayabilirsiniz. Zazie’de kremalı tavuk, domates ve soğan çorbası her gün çıkıyor. Bu üç çorba dışında günlük olarak değişen bir sebze çorbası var. Dördüncü çeşit ıspanak, brokoli ya da zencefilli balkabağı çorbası olabiliyor. Zazie’nin bütün çorbaları birbirinden lezzetli. Bu lezzetin sırrı da çorbanın  diğer restoranlardaki gibi un ya da nişastayla değil de ekmek kırıntılarıyla bağlanması. Çorbayı bu şekilde pişirmek oldukça zahmetli ama buna değiyor doğrusu. Africana-Latin ağırlıklı chill-out müzik eşliğinde bu çorbalardan istediğinizin tadına bakabilirsiniz. Müşterilerin ilk tercihi soğan çorbasından yana. Restoran özellikle akşam 20.00’den sonra çok kalabalık oluyor. Bu yüzden çorbanızı öğle saatlerinde bir Nişantaşı alışverişi sonrası daha sakin bir ortamda içebilirsiniz.

8. Panino Giusto

Türkiye’deki ilk şubesini İstinye Park’ta açan Panino Guisto küçük kare masaları, rahat ahşap sandalyeleri ve duvardan çıkan aplikleriyle tam bir İtalyan lokantası. Burada yalnızca ekim-mart ayları arasında bulabileceğiniz bir çorba var. Panino Guisto’ya özel bu çorbayı İstanbul’da başka hiçbir yerde içemezsiniz. Adı ‘zuppa di zucca filante al formaggio’ Biz ona kısaca balkabağı çorbası diyoruz. Kendisi parmesan peyniriyle tatlandırıldığı için ayrı bir güzel. Panino Guisto’ya henüz uğramadıysanız sadece bu çorba için bile gitmelisiniz. Gerçekten de tadına doyamayacaksınız. Restoranda ayrıca pırasa-patates çorbası ve sebze çorbasını da her gün bulabilirsiniz. Bazı günler brokoli çorbası da servis ediliyor.

9. Kör Agop

Burası İstanbul’un en eski meyhanelerinden ve burada en fazla balık çorbası  beğeniliyor. Hatta İstanbul’da balık çorbasını en iyi yapan yer olduğu söyleniyor. Meyhane kültürüne terbiyeli balık çorbasını da zaten Agop Usta eklemiş. Agop Usta’nın dışarıda içki içmenin çok pahalı olduğu gerekçesiyle 1938 yılında açtığı meyhanesi bugün Ermeni ve Türk mutfağının en leziz örneklerini müşterilerine sunmaya devam ediyor ve yıllardır Kumkapı’nın en gözde meyhaneleri arasındaki yerini koruyor. Kışın 200, yazın 250 kişiyi ağırlayabilecek kapasiteye sahip mekanda en taze balıklarla yapılmış balık çorbasını zevkle tadabilirsiniz. Üstelik akşamları fasıl ekibi müzik de yapıyor.

10. Kaktüs

Beyoğlu’nun simgesi durumundaki mekânlardan Kaktüs günün her saati, her türlü atıştırmalar için uğranılabilecek bir mekân. Müşterileri buraya çeken sebeplerden biri ise menüsündeki kırmızı şaraplı, fırında közlenmiş domates çorbası. Domates çorbasının bu kadar lezzetlisini başka yerde içemezsiniz. Haftanın herhangi bir günü, herhangi bir saatte tadına bakabileceğiniz bu leziz çorbayı bunca yıldır hala tatmadıysanız bir an önce Kaktüs’e uğrayın. Burada ayrıca gulaş, erişteli yeşil mercimek, brokoli ya da Peru çorbasını deneyebilirsiniz.

BackpackingIstanbul.com

Popüler İçerikler

Volkan Demirel, Elini Sıkmadığı Şenol Güneş'le Arasında Geçen Diyaloğu Anlattı
Ali Koç, Fenerbahçe Tesislerinde Sıkıyönetim İlan Etti
Asgari Ücretin Açıklanmasından Sonra Cumhurbaşkanı’na Mesaj Atan Kadir İpek Gözaltına Alındı