'Su seviyesi yüksek olan yerlerde bilhassa kumlu zemin, alüvyon zemin olan yerlerde bir deprem anında zeminin taşıma kapasitesi sıfıra iner ' diyen İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, şöyle konuştu:
'Biz buna bilimsel olarak sıvılaşma deriz. İlk başta normalde zemine bakarsınız, zemin üzerinde bina vardır, gezebilirsiniz, yürürsünüz bir şey olmaz. Ama bir deprem anı yatay bir hareket, titreşim, olduğu zaman bu cins zeminlerde zemin o an, o süre içinde birden taşıma kapasitesini kaybeder. Kaybettiği zaman binalar ya oturuyor, zemine gömülüyor veya binanın içinde ağırlık merkezi durumuna göre denge durumuna göre sağa, sola, öne, arkaya doğru yatıyor. Bu tür zeminlere 'sıvılaşabilen zeminler' diyoruz. Çocuklarımız plajlarda kumla oynarlar, ellerinde bir kovaları vardır. O su ve kumla dolu kovada ıslak bir kum tabakasıdır. Bunu salladıkları anda ne olur? Kovayı salladığınız anda su yukarı çıkar, kumlar aşağıdadır. İşte sıvılaşma budur. Bu hemen hemen her yerde, her yöre olabilir ama İstanbul'un bütünü için bunu söyleyemeyiz. Bilhassa alüvyon tabakaların olduğu yerlerde, kumlu zeminlerin olduğu yerlerde, yer altı seviyesi yüksek olan yerlerde deprem anında sıvılaşma riski vardır.'
Devletin sağa sola kazandırmadan sağlam ve kademeli bir kentsel dönüşüm projesi yapmalı. Eski gelişmemiş ilçelerde gecekondu, 4, 5 katlı binalar yerine siteler olsa hem görüntü kirliliği olmaz hem de daha fazla boş alan kalır.
özellikle maltepe ve kartal sahilleri komple doldurma ve çok yüksek binalar mevcut
Net Yasa: Binaların depreme karşı garantisinden 50 yıl yapan firma sorumludur. Olası depremde prosedürlere uymayan, kötü malzeme kullananların yaptığı binalarda can kaybı yaayan her bir birey için 500 bin € tazminat ve müeppet hapis cezası koyun bakalım, önüne gelen müteahhit oluyor mu?