İstanbul trafiğinde çürümeye mahkum kalan yurttaşlarımızı ilgilendiren son derece spesifik bir liste hazırladık. Trafiğin sıkışıklığı arasında hangi ihtiyaçlarınızı (!) temin edebileceğinize dair her şey bu listede! Bu listeyi hazırlarken, trafikte satılacak ürünleri belirleyen bir lobinin varlığından da şüphe etmedik değil.
NOT: Bazı ürünlerin trafikte satılırken suç üstü çekilen fotoğrafları ne yazık ki bulunamamaktadır. Temsili görsellerle idare etmeniz tavsiye edilir.
Nasıl yani? Muz mu? Niye muz? Evet, ilk gördüğümüzde bizde çok şaşırmıştık. Hatta yol kenarlarında muzlarını büyük bir özenle parlatan esnaf abiyi görünce daha da çok şaşırmıştık. Öncesinde sattığı şeyin muz değil de birer biblo olduğu ihtimalini düşündük. Ancak trafikte muz şeklinde biblo satmanın hiçbir mantıklı açıklaması olamayacağını düşününce “yok yok abi bu bildiğin muz” diyerek olaya açıklık getirdik. Neden mi muz? Çünkü muz mutluluk hormonu salgılıyormuş. Şimdi 100 metreyi 20 dakikada kat eden insanların ruh halini düşündüğümüzde, trafikte neden muz satıldığı iyice netlik kazanmış oluyor.
Yaklaşık 1 km öteden fark edilen ancak ne olduğu bir türlü anlaşılamayan, sonrasında yaklaştıkça “bu adam apaçi ok seti mi satıyor” şeklinde tepkilere neden olan, esnaflığın doruk noktasıdır diyebiliriz. Trafiğin ortasında devasa büyüklükte satışa sunulan bu apaçi ok setini kim, neden alır hiçbir zaman çözemeyeceğiz. Bu olaya getirebileceğimiz en mantıklı açıklama ise; trafikte canı sıkılan iş çıkışı mağduru abi, sinyal vermeden önüne atlayan dallamayı etkisiz hale getirmek için bu oklara ihtiyaç duyuyor olabileceğidir.
Trafikte bunu satan esnaf, sattığı ürünün ne gibi bir etkisi olabileceğini göstermek adına, önce kendisi takarak değişik bir satış stratejisi uyguluyor olabilir. Yarım saattir ancak 100 metre ilerleyebilmiş olan zavallı sürücü neden böyle bir şeye ihtiyaç duyabilir diye çok düşündük. Arabada çocuğu olanlar, çocukları oyalansın diye alabilirlerken, yolda tek başına evine gitmeye çalışan ablaya bu maskeleri dikte etmek neden esnaf abi?
Şişme ördek gibi örnekleri de mevcuttur. Çocuklara yönelik olduğu bariz ama elinde şişme Pepelerle trafiğin ortasında dolanan esnaf abi görüntüsü biraz tuhaf kaçıyor. Yine de trafikte sıkışmış kalmışsanız ve bir şişme Pepe’ye ihtiyaç duyacağınızı düşünüyorsanız, daha çok köprü trafiğinde rastlayabileceğinizi söyleyebiliriz.
En az apaçi ok seti kadar enteresandır. Trafikte canı sıkılan sürücünün yanındaki arkadaşıyla vakit geçirebilmesi amacıyla satılıyor zağar. Şimdilik başka bir açıklama getiremiyoruz. Yakında köprüyü geçene kadar trafikte okey dönen arkadaşlar görebileceğimizin habercisidir de aynı zamanda.
Trafikte dürbün satan abinin halkını düşünen tek esnaf olduğunu söyleyebiliriz. Zira dürbünün kullanım amacı bariz bir şekilde ortadır. E-5’in iflah olmaz trafiğinin ne zaman son bulabileceğini öğrenebilmek için bir dürbün yeterlidir bazen. Belki de kaza olmuştur, belki de yol çalışması vardır. Bunu öğrenmek için ihtiyacınız olan tek şey, size uzaktan görüş açısı sağlayabilecek olan o yegâne şeydir; yani dürbün.
Satış oranı en yüksek olan üründür. Birden ortalıkta beliren şarj aleti esnafı, bazen o an başka bir şey dileseymişim olacakmış dedirten durumu yaşatır insana. Kimi zaman tebessüm ettirir. Son derece gereklidir. “Şarj aleti bi milyooooon” sesini duyduğunuz an, trafiğin bitmesine daha saatler olduğunu anladığınız andır aynı zamanda.
Trafiğin ortasında kendisini küfürler içinde bulan sürücünün imana gelmesini sağlayan üründür. Tespih çekmek yatıştırıcı özelliği ile de dikkat çeker. Besmele ile çekildiğinde yatıştırıcı özelliği ikiye katlanır. Bunu bilen esnafta, trafiğin en yoğun olduğu bölgeyi kendine mesken edinir ve stratejisini hayata geçirir.
Eski bir gelenek olduğundan sürücüler tarafından kanıksanmıştır ve tuhaf olarak karşılanmamaktadır. Hâlbuki şöyle bir düşününce “TEM’in ortasında neden kırmızı gül alayım abi” diye sorgularken bulabilirsiniz kendinizi. Yanında hatun kişi olan sürücüleri kendine hedef belirleyen bu esnafların satış stratejileri bellidir. Saatlerdir TEM’in ortasında ilerleyemeyen sürücü kişinin harap olmuş sinirleri, elinde kırmızı gül ile kendisine doğru yaklaşmakta olan esnaf abiyi görünce daha da bir gerilir. İşin ucunda yanındaki hatun kişiyle yol boyunca tartışmak vardır çünkü.
Kâğıt helva ve simidin aksine fındık son derece ilginç geliyor insana. Üstelik 1 TL’ye 8 adet fındık alabiliyorsunuz. Buradaki amaç ise; çek sağa, ye fındığı ve gideceğin yere kadar koş! Yoksa sahil yolunda sıkışıp kalmış sürücü kişinin neden böyle bir enerjiye ihtiyacı olsun ki?
apaçi ok seti nedir arkadaş ya sanki orta çağda atları durduruyor :)
her şeyi anladımda apaçi ok setini kimse bana mantıklı bir açıklama ile açıklayamaz))))yok yani napıcan onu))) Allah muhafaza alırsın arabaya koyarsın kaza falan olur. kazadan değilde o oklar bi tarafına girer ölürsün))))
Ankaralıyım, İstanbulda akan trafikte muz satıldığını görünce çok şaşırmıştım. inceden de canım istemişti aslında :))