Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak geçtiğimiz gün kaleme aldığı yazısında İstanbul Sözleşmesi'ni ve ona destek veren kadınları hedef aldı. 'ANAP’ı o “Papatyalar”, o “Lale Devri çocukları” bitirdi. AK Partiyi de, bu Erguvani AKP’nin “Papatyaları”(!?) bitirecek bu gidişle. AK Parti içindeki AKP’liler konuşuyor, AK Partililer susuyor. AKP’liler terfi etti zenginleşti, itibar sahibi oldular. Kaymağı onlar yiyor, parayı onlar veriyor. Camiye, okula, yurda parayı veren de onlar. Eee, parayı veren düdüğü çalıyor. Kem alat ile kemalat olmuyor. Haram para ile hayır olmayacağı gibi' diyen Dilipak, 'Bunlardan maddi yardım almayan cemaat ve vakıf kaldı mı? Ha, işte böyle, veren al alan elden üstündür. Daha önce siz konuşuyordunuz onlar dinliyordu, şimdi onlar konuşuyor, siz dinliyorsunuz' ifadelerini kullandı.
'AB fonları ile semirenlerin sesleri nasıl inceldi, eskiden ter kokuyorlardı, şimdi parfüm kokuyorlar. Bodrum katlarında rutubet kokan derneklerden çıkıp plazalara taşındılar' diyen Dilipak, yazısının devamında sözleşmeye destek veren AKP'li kadınlar için ağır ifadeler kullandı:
'AK Parti içindeki AKP’liler, FETÖ’nün zihniyet ikizi gibi davranıyorlar. Hem uluslararası fonlarla destekleniyorlar hem de kamu fonlarını kullanıyorlar. Malum “Yeşil Sermaye” de bunlara sponsor olabiliyor. Koç kadar, Sabancı kadar, Eczacıbaşı kadar bizim “Yeşil sermaye” davasına sadakat gösterip, bu fahişelere ve onların türevlerine karşı seslerini yükseltebilecekler mi? Konfeksiyoncu, gıda zinciri, finans kuruluşu, ses ver Türkiye! Ne bekliyorsunuz!'
İstanbul Sözleşmesi için eski Aile Bakanı Fatma Şahin ve yönetim kurulunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın da bulunduğu KADEM'i suçlayan Dilipak, yazısına şöyle devam etti:
'Bu felaketin sorumluları arasında en önemli isim olarak karşımıza hep Fatma Şahin çıkıyor. Şahin hâlâ bu yönde genelgeler yayınlıyor. Toplumdaki öfke konusunda sanırım bilgi sahibi değil. KADEM bir, Fatma Şahin iki. KADEM aile ile yakın ilişkisi sebebi ile daha öncelikli olarak akla geliyor.
Geçen süreçte, bu fitne hareketi, milletvekilleri, bakanlar, valiler, kaymakamlar, belediye başkanları, merkez ve taşradaki hemen hemen kamu bürokrasisi ve işadamlarının hemen hepsinin aile ve çocuklarını kendi içine çekti ve bu çevrelerin kafaları bu cehennemde formatlandı.'
Dilipak'ın ifadelerine AKP'nin kurucu isimlerinden ve Yenişafak gazetesi yazarı Ayşe Böhürler tepki gösterdi. Twitter hesabından Dilipak'ın yazısını paylaşan Böhürler 'Fesüphanallah! Edep yahu! Alt üst tarafı bir uluslarası sözleşme... Fahişe mi diyor... Kendi karısı, kızı, gelini aynı fikirde mi acaba? Ayıp ki ne ayıp!' dedi.
Abdurrahman Dilipak, Böhürler ve Arıboğan'ı etiketleyip 'Bu arada uyarınız için teşekkür ederim. Ama ne olur ifadem doğru anlaşılsın. Yanlış anlaşılmaması için daha dikkatli olayım' yanıtını verdi.
Paylaşımlarının devamında Ayşe Böhürler'i hedef alan Dilipak, 'Bu belediyeye bu kararı aldıranlar hangi akla hizmet ediyor böhürler hanım. Bu hüküm o sözleşmenin zorunlu şartı değil mi. Bu belediyenin halkının yüzde 75'i dindar. Bizim mahallemizde kime ne satıyorsunuz. Allahtan korkun kuldan utanın' dedi. Dilipak daha sonra Böhürler'den özür diledi:
'Neyse Ayşe hanıma gereksiz haddinden fazla tepki verdim. Haksızlık etmiş oldum, özür dilerim. Öfke ile kalkınca... Çünkü çevreden de bu yönde uyarı alınca. Yazımdaki Fahişe suçlaması, fuhşa destek verenler içindi.'
Eğer ebu cehil bu zamanda yaşasaydı bu herif olurdu. Bu pislik herif istiyor ki Türkiye'yi orta çağ karanlığına geri götürmek istiyor. Nasıl Atatürk'e karşı desteklenen ingiliz yalakası kişiler varsa bu da onlardan biri. Büyük ihtimalle birileri tarafından böyle davranması için para veriliyor... İstiyor ki çalışan düşünen Türk kadını olmasın araplaşmış köle bir zihniyet istiyor.Bu zihniyet mi bizi ileri götürecek? Ne yazık ki bu zihniyetin yükselişini üzüntü ile izliyoruz... Bir an önce gebermesi dileğiyle.
Dayı suç sende değil, senin gibi bir omurgasıza bu şekilde konuşabilecek cesareti veren sistemde.
Öldürülmek istemeyen kadınlar fahişe yani? Mal adam!