İstanbul Sözleşmesi Nedir, Maddeleri Neler? İstanbul Sözleşmesi Neden Kaldırıldı?

İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında kabul edilen, uluslararası bir sözleşmedir. Avrupa Konseyi üyesi 20 ülke tarafından onaylanan İstanbul Sözleşmesi, Türkiye'de 2021 yılının Mart ayında Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile feshedildi. Danıştay, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine dair Cumhurbaşkanı kararının durdurulması taleplerini reddetti. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı hukuka uygun bulundu. 

Peki, İstanbul Sözleşmesi nedir, maddeleri neler? Gelin detaylıca öğrenelim.

İstanbul Sözleşmesi Nedir Kısaca?

11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi (kısa adıyla İstanbul Sözleşmesi), 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girdi.

Özel olarak kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti hedef alan ilk Avrupa sözleşmesi olma niteliğini taşıyan Sözleşme, bugüne kadar Türkiye dahil Avrupa Konseyi üyesi 20 ülke tarafından onaylandı.

Türkiye, Sözleşme’yi imzaya açıldığı 11 Mayıs 2011 tarihinde imzaladı, 14 Mart 2012 tarihinde ise onayladı.

İstanbul Sözleşmesi Ne Zaman Kaldırıldı?

Türkiye, 20 Mart 2021 tarihli karar sonrası 1 Temmuz'da kadına şiddetle mücadelede önemli bir metin olan İstanbul Sözleşmesi’nden çıktı.

Sözleşmenin feshi kararı çok tartışıldı. Sivil toplum kuruluşlarından, muhalefet partilerinden ve kadınlardan yoğun tepki geldi, gelmeye de devam ediyor. Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (ABgibi kurumlar Türkiye'yi iptal kararını gözden geçirmeye davet etti. 

Aralarında CHP, İYİ Parti ve sivil toplum kuruluşlarının da bulunduğu tüzel ve gerçek kişiler tarafından 220 dolayında dava açıldı. Bu davalarda, 'çekilme kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması' talep edildi.

İstanbul Sözleşmesi Neden Kaldırıldı?

İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi, hem iç kamuoyunda hem de uluslararası kamuoyunda bazı tepkileri beraberinde getirdi. Fakat mahkeme sözleşmeden çekilme kararının iptal edilmesi teklifini reddetti. 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması kararı Meclis'in alacağı bir karar değildir, Cumhurbaşkanlığı'nın attığı adım tamamen yasaldır” diyerek bu kararı savundu. 

İstanbul Sözleşmesinin '6284' özelinde tartışmalı maddeleri olduğu ve bu maddelerin zararları nedeniyle Türkiye'nin sözleşmeden çekildiği aktarılıyor.

İstanbul Sözleşmesi 6284 Nedir?

2012 yılında yürürlüğe giren kanun 'Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun' genellikle 6284 sayılı Kanun olarak biliniyor. 6284 Sayılı Kanun, İstanbul Sözleşmesi’nin bütüncül sistemini (Önleme, Koruma, Kovuşturma, Ceza) kabul ediyor. 

6281 kanunu, ailenin korunması ve kadına karşı şiddetle etkili bir şekilde mücadele edilmesi amacıyla somut mekanizmaların hayata geçmesini sağlıyor. Bu özellikleri sayesinde de iç hukuktaki en kapsamlı metin olarak biliniyor. 

İstanbul Sözleşmesi'nin iptalinin ardından, sözleşmede yer alan 6284 sayılı madde, şiddet konusunda belirsiz bir tanım yaptığı gerekçesiyle tartışmalara neden oldu. Kanunda, şiddet görme ihtimalini hissettiren her türlü durumun fiziksel şiddet ile eş değer tutulduğu belirtilmişti. 

6284'e istinaden talep edilebilecek koruyucu tedbirler ise şu şekilde;

  • Hayati tehlikenin varlığı halinde ilgilinin geçici koruma altına alınması, barınma yeri temin edilmesi

  • Hukuki, mesleki, psikolojik ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi

  • İlgilinin iş yerinin değiştirilmesi

  • Başvuru sahibinin evli olması durumunda, ortak konuttan ayrı yerleşim yeri belirlenmesi,

  • Geçici maddi yardımda bulunulması

  • Hayati tehlike halinde Tanık Koruma Kanunu çerçevesinde kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerin değiştirilmesi

  • Failin şiddet tehdidi, aşağılama, hakaret veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmamasına karar verilmesi

  • Kreş olanağı temin edilmesi

İstanbul Sözleşmesi'nin Amacı

  • Kadınları her türlü şiddetten korumak, kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak,

  • Kadına yönelik her türlü ayrımcılığın kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınların güçlendirilmesi yolu dahil kadın ile erkek arasındaki temel eşitliği teşvik etmek;

  • Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet mağdurlarının korunması ve bu mağdurlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politikalar ve tedbirler geliştirmek;

  • Kadına yönelik şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırmak amacıyla uluslararası işbirliğini teşvik etmek;

  • Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti ortadan kaldırmak üzere bütüncül bir yaklaşım benimsemek amacıyla etkili işbirliğini sağlamak için kuruluşlara ve kolluk kuvvetlerine destek ve yardım sağlamaktır.

İstanbul Sözleşmesi'nin Özellikleri

İstanbul Sözleşmesi’nin en önemli özelliği, biyolojik veya hukuki, ailevi bağ olup olmadığına bakılmaksızın ev içi şiddetin (örneğin eski veya mevcut eşler, evlilik dışı partnerler, birlikte ikamet edilen aile fertleri, akrabalar veya birlikte ikamet edilen başkaları tarafından yöneltilen şiddetin) ve kadınlara yönelik her türlü şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin standartlar öngören ve Avrupa ülkelerini hukuki olarak bağlayan ilk belge olmasıdır.

Kadınlar ve erkekler arasında hukuki ve fiili eşitliğin gerçekleştirilmesinin kadına yönelik şiddeti önlemede anahtar bir unsur olduğunu benimseyen Sözleşme, kadınlara yönelik ayrımcılığı da yasaklamaktadır.

İstanbul Sözleşmesi, daha önce kabul edilmiş kadınlara yönelik ayrımcılık ve şiddetle ilgili uluslararası standartları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve BM Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi’nin içtihatlarını ve öğretideki görüşler yanında en iyi ülke uygulamalarını da kodifiye etmiştir.

Sözleşme, hem özel alandaki hem kamusal alandaki şiddeti yasaklamaktadır.Madde 3/a uyarınca, “kadına yönelik şiddetten”, ister kamusal ister özel yaşamda meydana gelsin, toplumsal cinsiyete dayalı tüm şiddet eylemleri anlaşılacaktır. Madde 4/1 uyarınca, Taraf devletler, gerek kamusal gerekse özel alanda tüm bireylerin özellikle de kadınların şiddete maruz kalmaksızın yaşama hakkını sağlamak ve korumak için gerekli olan hukuki ve diğer önlemleri alacaklardır. 

Dolayısıyla Sözleşme, yalnızca ev içindeki (genellikle eş veya partnerler veya ebeveyn ve çocuklar gibi farklı kuşaklar arasında meydana gelen) kadınlara yönelik şiddeti değil, aynı zamanda kamusal alandaki (örneğin aynı evi paylaş­masa bile eski eşin veya partnerin kamusal alanda yönelttiği) şiddeti, işyerleri, okullar, karakollar, hapishaneler vb. kurumlardaki kadınlara yönelik şiddeti de yasaklamaktadır.

İstanbul Sözleşmesi Maddeleri

Sözleşme, yalnızca barış dönemlerindeki değil, silahlı çatışma dönemlerindeki ve silahlı çatışma sonrasında devam eden şiddeti de yasaklamaktadır.

Sözleşme,“toplumsal cinsiyete dayalı” ayrımcılık ve şiddeti temel almıştır ve toplumsal cinsiyeti tanımlayan ilk uluslararası belgedir.

Sözleşme’de, ekonomik zarar veya ekonomik ızdırap da kadına yönelik şid­det biçimlerinden biri (ekonomik şiddet) olarak tanımlanmıştır.

Sözleşme, Taraf devletlerden, belli koşullar nedeniyle şiddete açık hale gelmiş olan güç durumdaki kadınların özel ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulmasını talep etmektedir.

Sözleşme, yalnızca Sözleşme’ye taraf devletlerin vatandaşı olan kadınlar için değil, sığınmacı ve hukuki durumu ne olursa olsun göçmen kadınlar için de koruma sağlamaktadır.

Sözleşme, şiddet mağdurlarına eşit koruma sağlanmasını öngörmekte ve mağdurlar arasında her türlü ayrımcılığı yasaklamaktadır.

Sözleşme, erkeklere ve çocuklara yönelik ev içi şiddetten de söz etmekte ve şiddet mağduru kız ve oğlan çocuklara ilişkin özel düzenlemelere yer vermektedir.

İstanbul Sözleşmesi Ne İşe Yarar?

Sözleşme, Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddetle mücadelede uluslararası işbirliğini öngörmektedir. Uluslararası işbirliği yalnızca kriminal ve medeni konulardaki işbirliğiyle sınırlı olmayıp, Sözleşme kapsamındaki suçların işlen­mesinin önlenmesi için bilgi paylaşımı ve yakın tehlikeden korunmayı da içermektedir.

Taraf devletlerin Sözleşme’nin hükümlerini etkili bir biçimde uygulamalarını sağlamak amacıyla Sözleşme’de spesifik bir izleme mekanizması oluşturulmuştur, ancak bireysel şikayet hakkı tanınmamıştır. Öte yandan Sözleşme, mağdurların başvurulabilir bölgesel ve uluslararası bireysel/toplu şikayet mekanizmalarına ilişkin bilgiye ve bu mekanizmalara erişim imkanına sahip olmalarını sağlama ve şikayette bulunan mağdurlara duyarlı ve bilgiye dayalı desteğin sağlanması yükümlülüğünü getirmektedir.

Anayasa m.90/5 uyarınca, İstanbul Sözleşmesi kanun hükmündedir. Bunun hakkında, Anayasa’ya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamaz. İstanbul Sözleşmesi ile kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nede­niyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda, İstanbul Sözleşmesi hükümleri esas alınır. Anayasa’nın 11.maddesi uyarınca, İstanbul Sözleşmesi hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.

Popüler İçerikler

RTÜK Başkanı'ndan Gündüz Kuşağı Programlarına Son İkaz: "Toptan Yok Ederiz!"
TSK'dan Atatürkçü Teğmenlerin Kılıçlı Yemini İçin Açıklama: "Mesele Kılıç Değil, Emre Uyulmaması"
İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
YORUMLAR
09.10.2024

https://nogaysiyaseti.blogspot.com/2024/10/asgari-ucret-ve-muhalefet-algisi-ozgur.html

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ