Kadın hakları savunucusu avukat Selin Nakıpoğlu, Türkiye'nin sözleşmeden imzasını çekmesini 'siyasi bir intihar' olarak tanımlıyor. 'Bir kişi dedi ve ulus iradesine rağmen ilk kez bir insan hakları sözleşmesinden imza çekildi. İrademiz yok sayıldı' diyor. Nakıpoğlu, bundan iki sene önce sözleşmenin ruhu ile alakalı olmayan demeçlerle yalan dolu bir süreç başladığını ve bu sürecin çekilme kararı ile sonlandığı görüşünde. 'İktidar şunu demiş oldu: 'Ben kadınları, çocukları, LGBTİ+ları erkek şiddetine karşı korumasız bıraktım ve bunda sorun görmüyorum.' Bu hamle muhtemel katillere cesaret verdi. Geçtiğimiz Mart ayında sadece 12 saatte altı kadın erkekler tarafından öldürüldü' diyor.
Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK) İstanbul Sözleşmesi'nin 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girdiği günden bu yana uygulanmış olsaydı yaşanacakları madde madde sıraladı. Listede, 'Kadın Erkek Fırsat Eşitliği değil, Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu kurulacaktı,' 'Ülke çapında Alo Şiddet Hattı, kadın danışma merkezleri, yeterli sayıda sığınaklar, cinsel şiddet kriz merkezleri açılacak, şiddete maruz kalanlara gerekli destek verilecekti,' 'Öldürülmüş kadınların çantalarından koruma kararları çıkmayacaktı,' 'Şiddet uygulayıp bir de görüntülerini yayarak övünen erkekler cezalarını olması gerektiği gibi alacak, yeni şiddet olaylarını teşvik edemeyecekti' gibi ifadeler var.
Hauuauahaha geberin ulan, ORADA KÜÇÜK ÇOCUKLAR ÖLDÜĞÜNDE EL KADAR ÇOCUKLARA SUÇ BULUYORSUNUZ.. SİZDE DAYAK YEMEYİN, BİZE NE?