Erkeği değerlendirmek çok basit, çünkü yapı itibariyle zaten basitler. Şimdi hepinizin yakından tanık olduğu ama bir türlü anlamlandıramadığı bir kriterden yola çıkarak sevgilinizin özelliklerini ortaya döküyoruz. Kızlar toplanın!
Erkeği değerlendirmek çok basit, çünkü yapı itibariyle zaten basitler. Şimdi hepinizin yakından tanık olduğu ama bir türlü anlamlandıramadığı bir kriterden yola çıkarak sevgilinizin özelliklerini ortaya döküyoruz. Kızlar toplanın!
Tebrikler klişelere boğulmuş, yenilikleri reddeden, değişikliklerden korkan, ezbere yaşayan bir sevgiliniz var. Tıpkı belirlediği alanın dışına çıkmaktan korkan bir mirket misali sizi sürekli aynı yerlere götüren, hayatı rutine bağlamış, renksiz, monoton bir kişiyle takılıyorsunuz. Bunu belki henüz fark etmediniz veya fark ettiniz de düzelir umuduyla bekleyiştesiniz. O zaman biz siz söyleyelim; değişmez! Boşuna yalan hayallere, boş umutlara kapılmayın, kendinizi kandırmayın. Sevgiliniz klasikleşme yoluna girmiş bir erkek. Hele ki Anadolu yakasından komple nefret ediyorsa geçmiş olsun, evlenince tatile bile götüremeyeceğiniz birine sahip olacaksınız. Tembelliğini, uyuşukluğunu türlü türlü kılıflar altına size satmaya çalışacak, arkadaşlarınızla yalandan kavgalar çıkarıp sizi her yere yalnız gönderecek, kardeşini sevmiyorum deyip ailenizi ziyaret etmeyi reddedecek. Bütün bunlara hazırlıklı olun, çünkü Taksim erkeği budur. Hayatını belli kalıplar dahilinde, bildiği çevrelerde yaşar. Yeni yerler görmekten, yeni insanlar tanımaktan korkar. Sıradan, bayağı ve basit bir yapısı vardır.
Çok affedersiniz ama Beşiktaş erkeğini tanımlayan en iyi ifade şudur: “El s.ki görmeyen, kendininkini balta sanır”. İşte Beşiktaş erkeği budur, kendisi en iyi, diğerleri hiçbir şeyin farkında olmayan kaybedenlerdir. Beşiktaş’ta takılıyor olmasıyla gurur duyar, çünkü diğer yerler baya, bayat, sıradan ve klişe mekanlardır. Beşiktaş’ın ayrı bir havası vardır. Orada takılmak herkese nasip olmaz. Bu erkekler ziyadesiyle kendini beğenmiştir, her şeyin doğrusunu kendilerinin bildiğine inanırlar ve zor beğenirler. Bu yönleriyle size hayatı dar etmeleri oldukça olasıdır, çünkü tüm kararları kendisi vermek isteyecektir, lider, öncü olmak gibi iddiaları vardır. Anlaşılması, geçinilmesi bir hayli zor tiplerdir. Arkadaş buluşmalarınızın hepsinin gerilim içinde geçeceğini garanti edebilirim. Beşiktaş erkeği kendini ormanın kralı aslan gibi görür, en güçlü, karar vermesi gereken odur. Sinsidir Beşiktaş erkeği, sizi sorgulamaz gibi görünürken sorgular, sizi sıkmadığını zannederken aslında sizi boğuyordur. Gizem adını verdiği sinsiliği ile mücadele etmek zordur. Sizi yorar, yıpratır Beşiktaş erkeği, işin tuhaf yanı siz bunu ondan ayrılana kadar fark etmezsiniz bile. Ayrıldıktan sonra “ohh bee!” dediğiniz erkeklerdir bunlar, gözünüzdeki perde kalkmıştır çünkü.
İstanbul’da yaşayan iki Bayburtlunun birbirine destek çıkması gibidir Kadıköy erkeklerinin dayanışması. Çünkü onlar azdır, elittir, seçkindir, herkesin yaptığına burun kıvıran, kendi trendlerini oluşturan erkeklerdir onlar. Burnundan kıl aldırmaz Kadıköy erkeği, onunla birlikte olduğunuz için kendinizi şanslı hissetmenizi isterler. Kimseye eyvallahı olmayan, kendi doğrularıyla yaşadığını zannederken aslında farklı olduğunu düşündüğü şeylerin dibine kadar batmıştır bu erkek. Ama sakın ona bunu hatırlatmaya kalkmayın, çünkü reddedecek ve tepki gösterecektir. Kadıköy erkeği Steve Jobs gibidir, herkesin bildiğini pazarlamayı iyi bilirler. Onlara göre Kadıköy’deki biraların tadı bile farklıdır, Anadolu yakasının gülüdür onlar, diğerleri gerçeklerden bihaberdir. Sıkıcıdır Kadıköy erkeği, bir kadınla nasıl vakit geçirilmesi gerektiğini bilmezler, onlar daha ziyade arkadaşları ile takılmayı seven, sözde özgürlük alanı sevdalısı tiplerdir. Ama aynı şeyleri siz talep ettiğinizde içinde Osmanlı erkeği çıkıverir ortaya. Tahammülsüz, hesapsız tiplerdir çünkü. Kadıköy erkeği ile birlikte olmak gerçekten zordur, ama bu onların elitliğinden ziyade kendilerini tanımamalarından kaynaklanan bir sorundur.
… Kendinizi hiç soruyor musunuz “benim böyle bir adamla ne işim var?” diye, sormuyorsanız sıkıntı yok layıkınızı bulmuşsunuz. Yok ama eğer soruyorsanız neden hala ayrılmadığınızı merak ediyorum. Çünkü bir AVM erkeğinin size verebileceği en ufak bir şey yoktur. Görgüsüz, bilinçsiz, bilgisiz, yavan bir erkektir AVM erkeği. Nasıl olsa burada her şey var diye sizi tıktığı AVM’den bir an olsun çıkarmaz sizi. Sanki Agorafobisi var da sizi güvenli bir alanda kilitli tutuyor gibidir. Sinema, yemek, alışveriş, eğlence merkezi arasında salınır durursunuz. Kazara başka bir yere gidecek olsanız sudan çıkmış balığa döner, her şeye sizin karar vermeniz gerekir çünkü AVM erkeğimizin görgüsü, bilgisi bitmiştir. Bu erkekler sıkıcıdır, size hiçbir şey vadetmezler, sizin hayat enerjinizi sömürüp alırlar, ancak kendileri de kullanmazlar sadece sizi tüketirler. Hedefleri evlenip çocuk yapmaktır. Kariyerleri ya yoktur, ya da olduğu kadarıyla yetinirler. Hırssız, amaçsız, hedefsiz savrulup dururlar. Başlarına gelen her kötü olaydan birilerini sorumlu tutarlar. Hayatta bir başarı veya başarısızlık kriterleri yoktur. Yaşamaya çalışırlar işte.
Hala bunlardan kaldı mı bilmiyorum, ama başınıza geldiyse geçmiş olsun. Hani apaçi dediğimiz tipler var ya, onun atasıdır Bakırköy erkeği. Bugün fırsat verseniz hala içinde yanmakta olan apaçi ateşini harlar ama artık o günleri geride bırakmaya çalışmaktadır kendisi. Belirli herhangi bir zevki, keyfi, hobisi olmayan erkeklerdir bunlar. “Hobim uyumak” diyen İbrahim Üzülmez Bakırköy erkeklerinin sınırlarını belirleyen kişidir. Bağdat Caddesi, piyasa mekanı olmadan evvel, “piyasa” tabirini Türk insanına hediye etmiş güruhtur Bakırköy erkeği. Galeria’nın Galeria olduğu günlerin özlemiyle yanıp tutuşur, Carousel’in en iyi AVM olduğunu iddia eder, Bakırköy’ün yaşanabilir tek İstanbul semti olduğu iddiasına hayatını adamıştır. Ona göre İstanbul Caddesi hem İstiklal’e hem de Bahariye’ye on basar. Melankolik bir erkektir Bakırköy erkeği, depresif bir ruh hali vardır. Haliyle bu ruh hali sizi de kendine esir eder, Bakırköy erkeği yiyip bitirir sizi. Hayattan büyük beklentileri olan, ancak bunlara ulaşmak için hiçbir çaba sarf etmeyen kişilerdir.
“Berkeleri gördünüz mü?” sorusunu soran bir erkek düşünün, kafanızda canlanan tip Ortaköy erkeğidir. Sadece kendisiyle ilgilidir Ortaköy erkeği, hayattan aldığı zevkler kısıtlıdır. Çok yönlü, değişik zevkleri olan biri değildir. Son derece bencil ve ben merkezli biridir. Mesela ortamda on kişinin gitmek istediği mekana itiraz edince o mekana gidilmemesini ister. Dediği, istediği olmadığında küçük bir çocuktan farkı kalmaz bu arkadaşın. Yani utanmasa oturup ağlarlar o derece. Daima maskeyle gezer Ortaköy erkeği, yaşadığı gibi değil de olmayı istediği gibi görünmeye çalışmaya bayılır. Hangisinin gerçek sevgiliniz olduğunu anlayamadığınız anlar olacaktır. Ani çıkışlar, tahmin edilemeyen davranışları vardır. Hiç alakası yokken, bilmediğiniz, fark etmediğiniz bir şeye kızabilir, bazen çok büyük tepki gösterecek dediğiniz bir şey umurunda bile olmaz. Öngörülemezdir Ortaköy erkeği ve eğer siz de o yolun yolcusu değilseniz hayatınızın içine sıçar bu erkek.
Farkındayım, AVM erkeklerini yukarıda anlattım ama Cevahir erkeklerine ayrı bir parantez açmanın gerekli olduğunu düşündüm. Çünkü bunlar salt bir AVM erkeği gibi davranmazlar, onlarda biraz da Mecidiyeköylülük vardır. Aceleci, gürültücü, sinir bozucu, kavgacı tiplerdir. “Sahiplenen” erkek olduğunu iddia eden, tipik maçolardır. Biz kızın bunlarla beraber olmasının tek açıklaması vardır o da bilmiyorlardır. Zira göz göre göre böyle bir erkekle birlikte olmak salaklıktan daha üstün bir şeyle ancak izah edilebilir.
Kendinizden yaşça bu kadar büyük biriyle birlikte olduğunuzu aileniz biliyor mu?