Bir görüşe göre sandıkta yer alan Musa’nın asası Topkapı Sarayı'nda ise sandık da İstanbul'da. Ancak gizem halen çözülebilmiş değil.
Bir görüşe göre sandıkta yer alan Musa’nın asası Topkapı Sarayı'nda ise sandık da İstanbul'da. Ancak gizem halen çözülebilmiş değil.
İbrânîce’de aron ha-kodeş olarak anılan sandık, Eski Ahit'te “ahid sandığı”, “şahadet sandığı”, “Tanrı’nın sandığı” gibi farklı isimlerle anılıyor. Kur'an'da da tâbût adıyla geçiyor. Bu tanımlardan en az biriyle karşılaşmış olanlar Ahit Sandığı'nın ne kadar önemli bir figür olduğunu da biliyor.
Gelin, hikayesini anlatalım.
Musa'nın asasının türlü mucizeleri sonunda halk Mısır'dan çıkmayı başarır. Ancak Firavun pes etmez, Kızıldeniz kıyısına dek onları askerleriyle takip eder.
Meşhur efsane işte burada gerçekleşir, Musa asasını yere vurduğunda deniz ikiye ayrılır. Halk sudan karşı kıyıya geçer, Firavun ve askerleri ise onları kovalarken boğulur.
O görev, akasya ağacından bir sandık yapması ve bu sandığın altından ince bir levha ile örtülmesi, altından yapılan iki melek tasviri de kapağın iki tarafında yer almasıdır. Ardından sandığa on emirin yazılı bulunduğu levhalar yerleştirilecektir.
Tanrı’nın sandıktaki iki melek arasında oturarak Musa ile konuştuğu kabul edildiği için bu sandığın önemi büyüktü. Yaklaşmak yasaktı, deneyenler bunu canlarıyla ödüyordu. İsrailoğulları, bunu Tanrı'nın kudretinin sembolü olarak gördükleri için her daim yanlarında taşıyor, sıkıntılarında bu sandığa sığınıyorlardı.
Nerede olduğu ise bugün dahil asla öğrenilemiyor.
Günümüzde Yahudiler Tevrat'ın bulunduğu Ahit Sandığı'nı kutsal olarak görüyorlar, Hristiyanlar için ise bu sandık Hz. İsa'nın sembolü olarak kutsal olarak anılıyor.
Kur'an'da sandığın varlığı Talut'un krallığı bağlamında ele alınıyor. Peygamberleri tarafından, uzun süredir İsrailoğulları'nın elinde bulunan tâbûtun geri geleceği, bunun da Talut'un krallık alameti olacağı bildiriliyor.
Şunu da belirtmek gerek, sandıkta On Emir'in yanında başka şeyler de bulunduğu, örneğin Harun'un ailesinin geriye bıraktıklarının da bu sandıkta bulunabileceği ifade ediliyor. Kayıp oluşuyla ilgili bir detay yok.
Kimine göre Kabe'nin altında, kimine göre Tarsus'ta bir kazıda bulundu. Bazı görüşler sandık kaybolduğunda içinde bulunan Musa’nın asasının Topkapı Sarayı'nda sergilendiği için sandığın da İstanbul'da olduğunu savunuyor.
Ancak gizem halen çözülebilmiş değil.
Tarsus'ta
Musa mitolojik figür değil mi???
Tarsusta bulundu.. Ayasofya'da sonra ibadete açıldı ve açılışında gönderme niteliğinde sandığın tasviri yansıtıldı..