İstanbul Gaziosmanpaşa’da Behice Çayıroğlu, eski eltisinin saldırısına uğradı. 17 kez bıçaklanan ve üstüne kaynar su dökülen Çayıroğlu’nun vücudunda kalıcı yaralar oluştu. Savcılık ise şizofreni hastası olan eltiyi ev hapsi ile adli kontrol altına aldı.
Gaziosmanpaşa'da yaşayan 32 yaşındaki 2 çocuk annesi Behice Çayıroğlu'na eski eltisi adeta dehşeti yaşattı. Çayıroğlu, kahve içmek için evine gelen eski eltisi 36 yaşındaki Esma Ayan tarafından 17 kez bıçaklandı. Bununla da yetinmeyen eski elti, genç kadının üzerine kaynar su döktü.
4 Haziran'da Gaziosmanpaşa Karayolları Mahallesi'nde meydana gelen olayda, Çayıroğlu ölümden döndü. Komşuların ihbarı üzerine, olay yerine polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Vücudunda yaralar ve yanıklar oluşan Behice Çayıroğlu, yoğun bakıma alındı. Yaklaşık 2 ay süren tedavinin ardından taburcu edilen Çayıroğlu'nun vücudunda kalıcı yanık izleri oluştu.
Olay sonrasında gözaltına alınan Esma Ayan, eltisi ile herhangi bir problemi olmadığını ve psikolojik rahatsızlığının olduğunu söyledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada ise, Ayan'ın şizofreni rahatsızlığı olduğu, rahatsızlığı nedeniyle 20 Eylül'e kadar Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde yatarak tedavi gördüğü belirtildi. Gaziosmanpaşa 2. Sulh Ceza Hakimliğince Ayan hakkında mevcut rahatsızlığı sebebiyle ev hapsine alınmak şekliyle adli kontrol kararı verildi.
Yaşadığı olayı anlatan Behice Çayıroğlu, 'Olay günü kahve içmek için beni aradı. Akşam 16.30-17.00 civarıydı. Eve geldi, kahvemizi içtik. Daha sonrasında balkona çıktı, içeri geldi ve faturalarımı ödeyip geleceğim çay demle dedi. Dışarıya çıktı, 25 dakika sonra geri geldi. Kızım meyve istemişti. Ona meyve soydum, meyve bıçağını da tezgahın üzerinde bıraktım. Daha sonra tekrar eski eltim, balkona çıktı. Geri gelmiş, benim arkam dönüktü. Tezgahın üzerinde duran bıçağı alıyor. İlk bıçak darbemi karın boşluğuma yedim. Ne olduğunu anlayamadan kafam vurmaya başladı. Sonra yere düştüm ve ısıtıcıda kaynayan suyu başımdan aşağı döktü. 17 kez bıçakladı' diye konuştu.
Çayıroğlu, 'Tekrar bıçaklamaya başladığı sırada kızım geldi. Ben masanın altına kaçmaya çalışıyordum o anda. Kızımın ayaklarını görünce burada durmaması gerektiğini, dışarıya çık dediğimi hatırlıyorum. Kızım kapıyı açtı, tam dışarıya çıkacaktı, kapıya doğru yöneldi. Kapıyı kapattı. Kızım için 'dışarıya çıkamaz, onunla işim var, sıra ona da gelecek' dedi. Bunu duyunca onun üzerine atladım. O sırada kızım kapıyı açtı ve dışarıya çıktı. Beraber çığlık attık' ifadelerini kullandı.
Behice Çayıroğlu, 'Beni tekrar omzumdan yakaladı. Kapıya doğru yönelmiştim. Bu sefer omuzlarıma bıçak vurmaya başladı. Komşumuzun sesini duyunca beni bıraktı. Ben de kendimi merdivenlerden atıp komşuya sığındım. O da kaçmadı ve evde bir müddet bekledi. Daha sonra aşağıya inmiş. Bana vurduğu bıçağı da komşumuzun kapısının önüne bırakıp gitmiş. Oturma odamda camım açıktı. Kızım o korkuyla kendimi camdan da atabilirdi' diye konuştu.
Şizofren birinin ev hapsi kurallarına kesinlikle uyacağına ve bir daha başka insanlara asla zarar vermeyeceğine ben ikna oldum şahsen. Çok doğru bir karar almışsınız, ev hapsi gerçekten çok mantıklı. Hatta cezası biraz ağır olmamış mı diye bile düşündüm bir an, keşke bir de bıçaklanan kadına tazminat ödetseydiniz.
ev hapsi dediği eve kapattıktan sonra çıkış kapısına duvar ördünüz değil mi yoksa şizofrenik karakterini de evin içinde mi kalacak diye ikna ettiniz.
Şizofreni hastası zararda vermiş ruh ve sinir hastalıklarına sevk edip gözetim altına almak için daha ne yapması gerekiyor mahkemeler iyice kafayı yedi amk şeytana falan gerek yok suçlu olasım geliyor şu adalet seviyesinde