'Anılarım var ama benden başka kimse yok!'
Uzay boşluğunda süzülen yetenekli astronot Donald Pettit, uzay fotoğrafçılığında önde gelen isimlerden. Astronotların yaşadıkları inanılmaz deneyimleri, belki de insan gözünün göremeyeceği en muazzam kareleri yakalayarak, bizlerle paylaşan Pettit'in fotoğraflarına gelin hep birlikte bakalım...
Pettit’in fotoğraflarının çoğu sanki bir sanat müzesine aitmiş gibi görünüyor.
'Uzaydan, dünya üzerinde yarım kıtaya yayılan doğal yapıların geniş açılı eğik görüntülerini ve ince ayrıntılarını gösteren telefoto görüntülerini yakaladım. Işık bu fotoğrafların kalbidir. Güneş parıltısı, herhangi başka bir aydınlatma koşulunda görünmeyen okyanus yüzey desenlerini ortaya çıkarıyor.'
Sıradan bir günde dışarı çıkıp gün ışığında fotoğraf çekmekle, uzayın derinliklerinde ISO değerleri ile uğraşmak arasında takdir edilesi bir emek var. Parlaklığın oldukça yüksek olmasına rağmen zamanla bunun matematiğini çözen Pettit, uzayın tüm renklerini bizlere kusursuz sunuyor.
İnsan gözü, elektromanyetik spektrumu yalnızca sınırlı bir dilimini görebilir. Görüş aralığımız çevremiz hakkında bilgi edinmek adına zengin, fakat algımızdan kaçan birçok dalga boyları mevcut. Bu kızılötesi fotoğrafta, bereketli yeşil bitki yaşamı ortaya çıkıyor. Kayalık uçurumlar ve diğer çorak jeolojik yapılar koyu yeşil ve mavi-gri renkte görmekte.
'Karanlık ve aydınlık bir hikaye anlatıyor. Modern bir ana plan tarafından şekillendirilmiş bir kentsel çekirdek, mükemmel bir ızgara ortaya koyuyor ve tıpkı bir matris gibi olarak görünüyor. Büyük şehirler daha organik, hatta kaotik şekillere sahiptir. Petrol alanları benekli beyaz lekelerden bir desen olarak görünüyor ve karanlık okyanusla çevrili balıkçı tekneleri, gece gökyüzündeki yıldız kümelerine benziyor.'
Uzaydan en sevdiği çekim aynı zamanda kitabının da kapağı. Yıldız izleri 30 dakikan fazla süren uzun pozlama çekimleridir.
“Dünya'yı (altta) görüyorsunuz ve yıldızları (üstte) görüyorsunuz. Ve tabii ki yıldızlar, yörünge hareketiniz nedeniyle çizgiler çiziyor. Şehirler de yörünge hareketleriniz nedeniyle ve kısmen de Dünya'nın rotasyonu nedeniyle çizgiler oluşturuyor. Dünyadaki beyaz lekeler ise şimşek ve fırtına izleri.”
'Yaklaşık sekiz kamera tutuyoruz. Ve hepsi biraz farklı ayarlandı. Bazıları gece, kutup ışıklarını ve benzer fotoğraf türleri için ayarlanmış, bazıları uzun telefoto lenslerle yüksek hızlı gündüz fotoğrafçılığı için ve bazıları ise gündüz çekim yapmak için aşırı geniş açılı lensler ayarlanmıştır.'
'Fotoğraflar bize insan gözünün göremediği şeyleri gösterebilir. Bir kamerayı tripoda monte edin, cennete doğrultun ve deklanşörü açın; gezegenimiz ve güneş sistemindeki konumu hakkında bilgi veren kıvrımlı yıldız çizgileri görüntüsünü yakalayabilirsiniz.'
Aa İstanbul boğazını uzaydan görmüş müydünüz nasıl bir soru, tabii ki gördük. Özellikle biz her yaz ortası uzaya tatile gideriz..
Dönyö dözdör?
Harika... Düz dünya yine şapa oturmuş :)