İştahsızlık, çocukluk döneminde sık rastlanan durumlardan biri. Birçok anne ve baba çocuğunun iştahsız olduğundan ya da yemek seçtiğinden yakınır. Elinde kaşıkla çocuğun peşinden koşmayan anne sayısı belki de çok azdır.
İştahsızlık, çocukluk döneminde sık rastlanan durumlardan biri. Birçok anne ve baba çocuğunun iştahsız olduğundan ya da yemek seçtiğinden yakınır. Elinde kaşıkla çocuğun peşinden koşmayan anne sayısı belki de çok azdır.
Araştırmalara göre Türkiye'de ailelerin Çocuk doktorlarına yaptıkları başvuruların yüzde 35'i iştahsızlık nedeniyle oluyor. Uzmanlar özellikle 6. aydan sonra çocuklarda başlayan iştahsızlığı doğru zamanda doğru besin seçimi ve doğru yaklaşım ile kolayca çözülebileceğini belirtiyor. İştahsızlık sorunu ile kendisine başvuran ailelere ‘3N+1N' formülünü öneren çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı Yrd. Doç. Dr. Yeşim Coşkun, formülün açılımını neyin, nerede, ne zaman yeneceğine (3N) ailenin, ne kadar (1N) yiyeceğine ise çocuğun karar verdiğini belirtiyor. Ailenin baskısının iştahsızlığı artırabildiğini, bu nedenle sabırlı ancak ısrarcı olunmaması gerektiğini vurguluyor.
İştah ve yeme kavramlarının göreceli olduğunun ve her çocuğa göre değişebileceğinin altını çizen Dr. Coşkun, ailelerin çocuktan yemesini istedikleri porsiyonun, çocuğun yiyebileceğinden daha fazla koymasının yapılan en büyük hatalardan biri olduğunu söylüyor. Çocuğu beslerken anne ya da bakıcının yüz ifadesinin bile çok önemli olduğuna dikkat çeken Coşkun, “Kabak sevmeyen bir annenin kabağa tiksinerek bakması, çocukta da kabağa karşı isteksizlik oluşturabilir. Bu yüzden çocuğu beslerken sanki dünyanın en lezzetli gıdasını yediği izlenimini vermeli. Damak tadının oluşması için bir yaşından sonra bulamaç tarzı hazırlanan yemeklerden uzaklaşılarak sofra gıdaları ile çocuğun kendi kendine beslenmesine izin verilmeli.” diye ifade ediyor.
Ailelere özellikle 3-5 yaş grubundaki çocukların hem televizyon izleyip hem de aynı anda yemek yiyemeyecekleri uyarısında bulunan Coşkun, 9-14 grubundaki çocukların ise televizyon izleyerek beslendiklerinde doygunluğa ulaştıklarını algılayamadıklarına dikkat çekiyor. Bu davranışların çocuklarda obeziteye neden olabileceğini söyleyen uzman doktor, yapılan birçok araştırmalarda aktivite ve temiz havanın iştah üzerine olumlu etkileri olduğunu kaydediyor. Coşkun, “İştah artırmadaki en önemli yaklaşımlardan biri çocuğa temiz havada aktivite yaptırmak ve ardından beslenmesini sağlamak. Televizyonu çocuğa yemek yedirmek için kullanmak ise yapılabilecek en büyük yanlışlardan biri.” diyor.
Her zaman çocuğunuzun beslenmesine ve iştahına saygı duyun.
Çocuğunuzu kendi mama sandalyesinde oturtun.
Kalabalık bir sofra her zaman avantaj sağlar. Aile ile birlikte yenen yemekler çocuğunuzun iştahını olumlu yönde etkileyecektir.
Çocuğunuza farklı tatları ve gıdaları albenisi yüksek şekilde sunun.
Öğün aralarında abur cubur, şeker, çikolata, meyve suyu, süt gibi gıdaların tüketilmesi, yemekten hemen önce su içilmesi doygunluk sağlar. Bu nedenle öğün aralarını doğru değerlendirin.
Her çocuk bir seferde bolca yiyemez. Bazı çocuklar sık aralarla azar azar yemek isteyebilir.
Her çocuğa uygun beslenme programı uygulayın.
İştahsızlık nedeniyle piyasada olan birtakım vitamin ya da mineral içeren ilaçların gereksiz ya da fazla kullanımının çocuklarda zararlı etkileri olabilir. Bu tip ilaçları mutlaka çocuğun doktoruna danışarak kullanın.
Dünyanın yarısı obeziteyle, yarısı açlıkla mücadele ediyor, bir taraftan çocuklarımıza zorla yemek yedirmeye çalışıyoruz diğer taraftan çocuklar yiyecek bir şey bulamıyor, iki taraf da azap çekiyor...