2009 yılında vizyona girdiği an binlerce kişi tarafından izlenen Issız Adam filmi, üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala izleniyor ve konuşuluyor. Çağan Irmak'ın yazıp yönettiği Issız adam filmi, günümüzde 'kült' olarak yerini almış filmlerden bir tanesi. Hatta ve hatta 'korkak' erkek figürleri için bile kullanılan 'ıssız adam' terimi bile aslında bu film sayesinde hayatımıza girdi.
Peki Issız Adam'ı Issız Adam yapan tam olarak ne? Issız Adam ne anlatıyor?
Çağan Irmak’ın 2008 yılında yazıp yönettiği “Issız Adam”, Türk sinemasında modern yalnızlığı ve ilişkilerin kırılgan doğasını işleyen önemli yapımlardan biri olarak kabul edilir. Film, Alper ve Ada isimli iki karakterin İstanbul’un kalabalığında geçen ama içsel olarak oldukça sessiz kalan aşk hikayesini anlatıyor. Gösterime girdiği dönemde büyük ilgi gören yapım, izleyiciler üzerinde duygusal bir etki yaratmış ve “kült” film statüsüne yükselmiştir.
Film, gurme restoran işleten Alper ile çocuk kostümleri tasarlayan Ada’nın yollarının bir sahaf dükkanında kesişmesiyle başlar. İkili arasında ilk andan itibaren bir çekim oluşur ve tutkulu bir ilişkiye yelken açarlar. Ancak Alper’in bağlanma korkusu ve bireysel yaşamına aşırı bağlılığı ilişkiyi sürdüremez hale getirir. Modern şehir yaşamında romantik ilişkilerin karşılaştığı zorluklara odaklanan film izleyiciyi duygusal bir yolculuğa çıkarır.
Alper karakteri, dışarıdan başarılı ve özgür biri gibi görünse de içsel olarak yalnız, geçmişine sıkışmış ve bağlanma problemi yaşayan bir adamdır. Kendi deyimiyle “ıssız” olan bu adam, gerçek bir sevgiyle karşılaştığında bile korkuya kapılır. Ada ise duygusal zekası yüksek, ilişkilere anlam yükleyen ve aidiyet arayışında olan bir kadındır. Bu iki zıt karakterin birlikteliği, izleyiciye birçok psikolojik katman sunar. Filmde Alper’in kaçışı ve Ada’nın yıkımı, modern ilişkilerdeki travmatik döngüleri temsil eder.
Film gerçek bir hikayeye dayanmıyor.
Film duygusal derinliği, Alper karakterinin ‘kaçan adam’ sembolü haline gelmesi, müzikleri ve final sahnesinin travmatik etkisi sayesinde uzun süre gündemde kaldı.
Alper, Ada’dan ayrıldıktan yıllar sonra onu uzaktan görür ama yanına gitmez. Finalde Ada’nın çocuğuyla bir vitrine bakarken gördüğümüz sahne, izleyicide “acaba çocuğun babası Alper mi?” sorusunu uyandırır ama film bunu asla netleştirmez.
Soundtrack albümünde Ayla Dikmen, Nil Burak, Sibel Egemen, Semiramis Pekkan ve Hümeyra gibi nostaljik Türk pop müziğinin önemli isimleri yer alıyor.
Alper’in bağlanma korkusu, geçmişinden getirdiği travmalar ve “özgürlüğünü kaybetme” endişesi nedeniyle gerçek mutluluğu yakalamış olmasına rağmen Ada’dan kaçar. Bu filmde “sevgi yetmez bazen” mesajıyla anlatılır.
Film Türkiye’de toplamda yaklaşık 2.8 milyon kişi tarafından izlendi. Vizyona girdiği dönemde büyük gişe başarısı elde etti.
Sözlük anlamıyla “ıssız adam”; yalnız, içe kapanık, bağ kurmaktan kaçan erkek figürünü temsil eder. Filmle birlikte bu terim duygusal sorumluluk almaktan korkan modern erkekleri tanımlamak için de kullanılmaya başlandı.