Sivillerin öldüğü ve bu yüzden hepimizin canını sıkan İsrail-Filistin savaşını daha iyi anlamak için sanırız Osmanlı’nın Filistin’i nasıl kaybettiğini anımsamamız gerekiyor.
Bugün Kutsal Kudüs’ün de dahil olduğu, İsrail ve Filistin topraklarının bulunduğu coğrafya Osmanlı İmparatorluğu'nun 400 yıl boyunca hakimiyeti altında bulunmuş ve İmparatorluk için çok değerli bir bölgedir.
1800'lerden itibaren Arap milliyetçiliği bu coğrafyada yükselmeye başlasa da Osmanlı İmparatorluğu isyanları bastırarak kendi yönetimini sürdürür.
Birinci Dünya Savaşı'nın patlak verdiği yıllarda ise İngilizler, Arap aşiretlere bağımsızlık vaat ederek diplomasiyle onları kendi yanlarına çeker ve bu nedenle Osmanlı Ordusu, hem İngilizlere hem de yerli Arap isyancılara karşı savaşmak zorunda kalır.
Bölgeyi kutsal kabul eden Osmanlı, direniş gösterse de yerli halk desteğinin eksikliği, Osmanlı'yı zor durumda bırakır ve sonuç olarak 1918'de binlerce Türk askerinin şehit olduğu ve bir o kadarının da İngilizlere esir düştüğü bir sürecin sonunda Osmanlı Devleti bölgeyi terk etmek zorunda kalır.
Günümüz İsrail-Filistin savaşının temelinin atıldığı bu tarihten sonra ise İngiltere ipleri eline alır ve bölgede bir “Yahudi Vatanı” kurulması için düğmeye basar.
Yaklaşık 30 yıl sürecek düzenli Yahudi göçleri, Arap-Yahudi çatışmaları ve İkinci Dünya Savaşı neticesinde bölgede İsrail devleti ilan edilir.