Neredeyse her anı planlı olan ve adım adım işleyen Türk devrimi, ülkesini çağdaş devletler ile aynı kulvara çıkartmak isterken ihtiyaç duyduğu en önemli şeylerden biri de paraydı. Dost devletlerin yanı sıra Türk halkı yoksulluk içindeyken dahi bağımsızlık adına elinde avucunda ne varsa vermiş ve tabii ki yöneticiler de bunun karşısında sorumluluklarını bilmişlerdi.
Kaynak: Sabiha Gökçen - Atatürk'le Bir Ömür
Daha neler neler var. 30'larda ülkelerinden kaçan yahudi profesörler vs.ler gelince buralarda onları tutabilmek, eğitim vermelerini sağlayabilmek için ne seferberlikler edilmiştir. Bugünden bakınca en şok edici geleni de, milletvekillerinin o dönemde maaşlarından belli bir kısmı toplayarak bu profesörlerin ödemelerini yapmalarıdır. Üstelik milletvekillerinin maaşı öğretmenlerinkinden zaten düşüktür. Bu zihniyetten nasıl bugünlere gelindi anlayabilmek bazen çok zor gerçekten. Merak edenler için yanlış hatırlamıyorsam, Atatürk Ülkesine Sığınanlar diye bir kitapta okumuştum, bu ve bunun gibi pek çok anekdot vardı.