Her biri ayrı ayrı acı doludur, kişiyi yaşadığı her bir dakika için bile pişman eder lakin içlerinden bir tanesi insanı gerçek manada acıdan bayıltır, şuurunu kaybettirir.
Yöntem o dönemin en ünlü işkencelerinden birisi olmayı fazlasıyla hak edecek türden acı veren yönlerle dolu…
İşkencenin adının neden böyle bir kökten türediğini ise az sonra anlatacağım.
Daha sonra ise başı tamamen kazınan kişinin kafasına ıslak deve derisi, gergin olacak ve tüm kafayı kaplayacak bir şekilde itinayla geçirilir.
Bu şekilde, sıcağın da etkisiyle deve derisi gittikçe büzülür ve gerginleşir.
Ancak deri o kadar sertleşir ki, uzayan saçlar deriyi delip dışarı çıkamazlar. Böylece, uzamasını sürdüren saç dışarıya doğru değil de, ters dönerek kafanın içine doğru yönelir.
Bu acı öylesinde şiddetlidir ki, bir süre sonra işkence edilen kişi aklını ve hafızasını yitirir. Ne çevresindeki olayları sağlıklı bir şekilde muhakeme edebilir ne de daha önce tanıdığı bir kişiyi tanıyabilir.
İşte ortaya çıkan ve ‘bilinçsiz köle’ olarak da adlandırılan bu kişi artık bir ‘Mankurt’ olmuştur.
Ve dönüştürülür de…
Götünden element uydurmanın çıtasını yükseltmiş Onedio. Mankurtlaştırmak bir Çin işkencesi türüdür ve Osmanlı döneminde kullanılmış bir örneği yoktur. Ayrıca Cengiz Aytmatov'un Gün Olur Asra Bedel romanında açıkça işlemiştir bu konuyu.
edıtor sen tarıhı nerenle okuyosun.mankırt ıle Osmanlı arasında az 600 sene var.tamam Osmanlı düşmanısınız ama cok bellı edıyorsunuz.
editör efendi bu işkence metodu doğrudur ancam bunu adı osmanlı buluşu değil çin buluşudur ve daha ziyade kırgızıstan coğrafyasında yaygın hale gelmiştir bilgilerinize