Dışarıdan bir seks makinesi gibi görünmek zahmetsiz de olsa, partnerinizle başbaşa kaldığınızda o meşhur 'Acaba yatakta iyi değil miyim?” korkusuyla panikleyebilirsiniz.
Korkmayın.
Gelin, bu konularda önemli çalışmalara imza atmış olan Alain de Botton'ın konuya dair perspektifi üzerine biraz konuşalım.
Vücudumuzun yeterince çekici olmadığı düşüncesi.
Pozisyonlar ve genel olarak seks pratikleri hakkında tecrübesiz hissetmek.
Erkenden yoruluyor olmak.
Siz de biliyorsunuz içinde yaşadığımız dünya, teknolojik imkanlar ve yeni iletişim metotları basit bir gerçeği bize sık sık anımsatıyor: Biriyle cinsel bir bağ kurmak için aslında tensel birleşime ihtiyaç duyulmaz.
Aralarından okyanus geçen insanların yalnızca birbirlerine mesajlar göndererek ya da birbirlerinin seslerini duyarak bunu başarabildiğini hatırlatıyoruz yalnızca.
Cinsellik, gündelik hayatın bize dayattığı bütün o can sıkıcı detaylar ve kurallardan sıyrılmamızı sağladığı ölçüde keyif verici bir aktivite haline gelir.
Cinsellik kendi dünyası içinde kendi rollerini barındırabilir. Normalde eşit ve demokratik biçimde sürdürdüğünüz bir ilişki, iş yatağa geldiğinde farklılaşabilir.
Anlayacağınız seks, tam olarak hiyerarşilerin bozguna uğratıldığı bir alandır. Gündelik yaşantısında otoriter bir kimliğe sahip biri partneri tarafından domine edilmek isteyebilir, ya da tam tersi...
Erojen bölgeleri farklılaşabilir, farklı fanteziler onu tahrik edebilir. Tamamen çıplaklık yerine giyinik sevişmeyi tercih edebilir vs. Önemli olan bunları keşfetmektir.
Çiftler bu platformda istedikleri gibi yaşarlar. Birbirine şefkat gösterebilirler, vahşi olabilirler ya da sorumsuzca davranabilirler…
Yatakta iyi olmak her zaman ritmik hareketleri dakikalarca makine gibi tekrar etmek değildir. Partnerinin isteklerine karşı duyarlı, kendi isteklerine karşı açık, bütün bunlara dair dürüst ve farkındalık sahibi biri, yatakta iyidir.
Korkmayın.
Bunun video hali zaten paylaşılmadı mı?