'PKK, IŞİD ile Aynıysa Niye Görüşüyorsun?'

HDP Genel Başkanı Selahattin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, PKK ile IŞİD’i bir tutan sözlerine, “ Öyleyse niye görüşüyorsun? Niye bizi yoruyor, kendini yoruyorsun? Niye halkı kandırıyorsun? IŞİD’le aynıysa görüşme o zaman” diye karşılık verdi.

Demirtaş grup toplantısında hükümetin IŞİD’e yaklaşımını, Kobani politikasını bir kez daha eleştirirken Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Kürt siyasi hareketi ve örgütlerine yönelik eleştirilerine de yanıt verdi.

Demirtaş’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

– Kobanê direnişi 30. gününde. Başbakan’ın yaptığı gibi Kobanê meselesine 30 günlük bir mesele olarak bakarsanz hiçbir şey anlamazsınz. Başbakan’ın “Türkmenlere yönelik katliamlara sessiz kaldılar” sözü de doğru değildir. Her hafta burada yaptığımız konuşmalarda uyardık.

– “ Suriye’de olan bitene sessiz kalın” mı dedik? “ Bunlar Türkiye’de toplantı yapıyorlar, burayı lojistik üs olark kullanıyorlar” dedik. Suriye’de beslediğiniz çetelerden iki şey istiyordunuz: 1-Esad’a karşı savaşın 2-Kürtlerin statü kazanmasını önleyin. Eline silah verip cebine para doldurduğunuz bu çetelerin ahlakı yok. Bugün sizin yanınızda, yarın karşınızda olur” dedik.

‘IŞİD’e desteğinizi bütün dünya biliyor’

– Başbakan diyor “Bizi IŞİD yanlısı olarak gösteriyorsunuz.” Bütün dünya öyle diyor? Biz mi dolaşıp anlattık? IŞİD’e giden tırları bir tek biz mi biliyorduk? Bütün dünya biliyordu.

– Bugün diyorlar ya, “Rojava ayrı, süreç ayrı!”, konuştuğumuzda böyle demiyordunuz. Bunlar o zaman masadaydı. Kolektif bir güven duygusunun gerektliliğini konuştuk. PYD yetkilileri Türkiye’ye geldi, o zamanlar, “Rojava ile süreç ayrı” demediniz? Kiminle barış, çözüm yapacaksınız? Küfür, hakaret ettiklerinizle mı? Bu kadar ucuz mu bu barış süreci?

– Medyadaki tetikçilerinin gözüyle bakmayın. Gazetelerindeki köşelerini kanalizasyon gibi kullanan insanlara gazeteci demeyeceğiz.

-Rojava el-Nusra çetelerine karşı iki yıl direndi. Bu ilk saldırı değil ki. Kamuoyu izliyor durumunuzu: Bir yandan görüşme, bir yandan çetelere destek.

– Kalın kalın kitaplar yazmışlar ya, zannediyorlar ki her şeyi onlar biliyor. Hayat kitaplarınız gibi değil. Kendi yazdığınız derinlikte boğulmak üzeresiniz. Bunu iki yıldır her görüşmemizde anlatıyoruz. Burnundan kıl aldırmayan üsttenci, otoriter tavırlarınızla siyaset yapılamayacağını görmediniz mi hala?

Öcalan uyarıyordu. Fakat o oradan uyarınca yalaka medyanız, “Apo tehdit etti!” diye manşet atıyordu.

“Biz Suriye’de ayrımsız herkesi destekledik” diyorlar, keşke öyle olsaydı. Siyasi düşüncelerine göre desteklediniz.

– Her fırsatta “Suriye bizim iç meselemizdir” dediniz. Eskimiş başbakanınız bağıra çağıra anlattı. Nereye kadar? Kobanê’ye kadar. Evet, Somali’de Bosna’da yaşayan bizim kardeşimizdr. Ama Kobanê’deki öz kardeşimiz, annemiz, amcamızdır. Aynı soyadını taşıyorz. Hal böyleyken Kobanê’nin nasıl alakası yok? Somali’nin Diyarbakır’la ilişkisini kurdun da Kobanê’ninkini mi kuramıyorsun? Benim öz kardeşim tecavüzcünün tehditi altındayken hükümet, “Bu bizim işimiz değil” diyorsa, sen de bizim hükümetimiz değilsin.

– Bizim paramızla bizim düşmanımızı besliyorsun. Halk bunu iki yıldır izliyor. IŞİD’e tehdittir demedin ama PYD için dedin. “IŞİD ile PKK aynıdır” dedin. Aynıysa niye görüşüyorsun? Niye bizi yoruyor, kendini yoruyorsun? Niye halkı kandırıyorsun? Son iki yıldır resmi diyalog yürütüyor, müzakere aşamasna geliyorsun, “IŞİD’le aynıdır” diyorsun. IŞİD’le aynıysa görüşme o zaman.

– Kobanê IŞİD’in elin geçerse orada bir barbarlık yaşanacak, TR koridor açmadığı için sorumlu olacaktır, süreç yürütülemeyecektir. Bunların hepsini halk izliyor, halk aptal değil. Halkı aptal yerine koya koya öfkeyi büyüttünüz. Hükümete anlatmaya çalıştık. Aldığımız karşılık, “Zamanında hata yaptınız, karşılığını görün” şeklindeydi. Bunlar anlamıyor ama “Kobanê’nin düşmemesi lazım” dedik, önemini anlatmaya çalışalım dedik.

“Türkiye ordusu orada gitsin IŞİD’e karşı savaşsın” demedik. “IŞİD’e karşı savaşmak isteyen on binler var, kapıyı açın” dedik.

– Biz insanız. Bu barbarlar ve tecavüz ordusuna karşı gerekirse tek başımıza direnecek ve onları defedeceğiz. Kobanê tam yüreğimizdeki direniştir. Vicdan gözüyle baktığımızda göreceğiz ki Türk’ün, Arap’ın, kadının direnişidir.

– Kobanê’de kardeşimiz tecavüz katliam tehdidi altında… “Ne yalvarıyorsunuz” diyorlar. Size yalvaran alçak olsun, sizin gibi olsun! Biz sizin bu zalimce politikalarınızdan utandık. Hakaretlerinizden, tehditlerinizden utandık. Ülkenin cumhurbaşkanı olmuş adamının söylediklerine bir bakın…

– MYK toplantımızın sürdüğü o akşam iki şey yaptık: 1-Halkımızdan destek istedik, 2-Hükümetle konuştuk aynı saatlerde. Kobanê’den gelen imdat çağrısına en uygun tutumu sergiledik, sokağa çıktık. O çağrıyla bütün dünya ayağa kalkınca koalisyon uçakları ilk defa IŞİD’i etkili vurmaya başladı.

– Yaptığınız şu kadar yardım için bile burnumuzu kıvırmadık, teşekkür ettik. Hükümetle el ele çözelim mesajı verdik. Şimdi biz katil olduk, iki yüzlü olduk, iki yıldır bunları yapanlar ülkenin sahibi mi oldu? Bunu kabul edemeyiz. Siz bağırıp çağırınca etrafınızdakiler korkabilir ama biz onlardan değiliz, bunu hala anlamadınız mı? Ölümden öte köy mü var? Neyle tehdit ediyorsunuz bizi? Dersim’i, Maraş’ı, Çorum’u, köy yakmaları yaptınız, boyun eğdik mi? Kime nasıl bedel ödeteceksiniz? Her birimiz canı da halkımıza bin defa kurban olur, bunu da böyle bilin!

– Provokasyonlar varmış. Senin dört tane maaşlı istihbarat örgütün var, senin haberin yoksa benim nasıl haberim olacak? İstihbarat sizin, devlet sizin. Ha değilse de bilelim. Bingöl’deki gibi yanlı istihbaratla sizi tuzağa düşürdülerse açıklayın. Neredeyse Ortadoğu’da olup biten her şeyden bizi sorumlu tutacaklar. Hani Ortadoğu’da her şey sizden sorulurdu?

– Hal böyleyken kimse bize katil diyemez. Hele sen, Roboski katliam emrini veren, Gezi direnişinde vur emri veren, onlarca çocuğun vurulmasının emrini veren, Diyarbakır için “Kadın da olsa çocuk da olsa gereğini yapın” diyen sen bize en son “Katil!” diyecek adamsın! Sen önce bunların hesabını ver.

– Görünen o ki Avrupa’nın sadece polisini örnek alacaklar. Alalım. Önce Almanya’nın özgürlükçü, demokratik yasalarını getir.

Diken

HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Kobani eylemleri sırasında kendisine gönderdiği mesajı okudu. Öcalan, HDP'ye 'Hükümetle buluşun, çatışma durumunda olduğunuz kesimlerle ilişki kurun' derken, hükümete 'seri adımlar bekliyoruz' diye seslendi. Öcalan, hem hükümete hem HDP'ye 'inatlaşmalardan uzak durun' çağrısı yaptı.

Kobani protestolarının devam ettiği sırada, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bir basın toplantısı düzenlemiş ve 'Dün gece itibari ile Sayın Öcalan ile mesaj bağlantısı kurduk' demişti.

Demirtaş, o mesajın tamamını HDP'nin grup toplantısında okudu. Öcalan mesajında öncelikle HDP'den hükümetle temasa geçmesini istiyor. Yine HDP'ye, 'çatışma durumunda kaldığınız sivil toplum kuruluşlarıyla diyaloğa giriniz' diyerek, isim vermeden HÜDA PAR ile olan çatışmaların sonlandırılmasını istiyor. Abdullah Öcalan, hükümetten ise seri adımlar atmasını istiyor. Öcalan'ın hem hükümete hem de HDP'ye yaptığı ortak çağrı ise 'inatlaşmayı' terk etmeleri.

Öcalan'ın mesajında şu ifadeler yer alıyor.

'Son Kobani IŞİD kuşatmasından kaynaklanan şehir olaylarının önünü almak için hükümetle temasa geçmeniz hayatiyet arz etmektedir. Aksi halde önü katliama açık provokasyona yol açmış olacağız. Taraflar dar çıkar bakışlı inatlaşmaları terk etme durumundadır. Bu ortamda çözüm sürecini hızlandırmanın yolu başarınızla orantılıdır. Hükümetten seri adımlar beklemek çok önemli ve hakkımızdır. Başta çatışma durumunda kaldığımız STK’larla diyalogla çözme yöntemi önemlidir. Bu konularda gerekli hassasiyet beklentisiyle, en kısa zamanda görüşmek dileğiyle. Selamlar, Abdullah Öcalan”

Kaynak: Al Jazeera

Popüler İçerikler

Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman