İş Yerinde Veriminizi Artırıp, Mutluluğu Yakalamanız İçin Bilimin Önerdiği Bir Yol Var!

Mutlu olma duygusunu kime sorarsak soralım, çoğu insan bunu hayatındaki en pozitif deneyimlerden birisi, hatta ulaşmak istediği amaç olarak tarif eder. Mutluluk gibisi var mı? 

Gel gelelim bizler çalışan insanlarız! Ve yapılan araştırmalara göre, çalışan insanların mutlu olma duygusu sadece kendilerini değil, çalıştıkları iş yerini de son derece olumlu etkiliyor. Konunun detaylarına bakalım!

Araştırmalara göre iş yerinde mutluluk, iş yeri verimliği ile çok kuvvetli bir bağlantıya sahip.

iOpener Institute’in 2005’ten bu yana Avrupa, Amerika, Avustralya, Hindistan, Çin ve Afrika’da 50.000’in üzerinde profesyonel ile yapılmış “Science of Happiness at Work’’ isimli bilimsel araştırması bile belki tek başına yeterdi; ama başka araştırmalara da değineceğiz.

Eğer bir çalışan iş yerinde mutlu ise, aynı iş yerindeki diğer mutsuz iş arkadaşlarına göre:

  • 2 kat verimli çalışmakta,

  • 6 kat enerjik hissetmekte,

  • Diğerlerinin 10’da biri kadar hastalık izni almakta,

  • Mevcut iş ve pozisyonunda 2 misli daha uzun kalmaktadır.

İş yerinde mutlu hissedenler zamanın %80’inde işe tam odaklandıklarını söylerken, mutsuz hissedenlerde bu oran %40.

Aradaki bu farkı, iş saati olarak tercüme edersek haftada 1.25 güne ulaşılmakta ki, bu sürenin iş yeri verimliliği açısından oldukça yüksek bir rakam olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Burada mutluluktan kastedilenin, coşku içeren anlık mutluluk patlamaları olmadığının da altı çizilmiş. Daha uzun süreli bir mutluluk hissini taşımaktan bahsediyoruz.

Araştırma ile aynı isimli bir de kitabı bulunan ve araştırmayı yöneten Jessica Pryce Jones, kişinin kendisine ve iş yerine katkı sağlayan şeyin, işlerine yönelik olarak uzun süreli bir mutluluk hissini taşıması olduğunu vurguluyor.

Tabii yine de ani bir mutluluk patlaması bile bakın niye önemli:

Jones anlık mutluluk patlamalarının genelde 10 saniye kadar sürdüğünü, kişilere doğru yolda olduğunu söylediğini ve sonrası için motivasyon sağladığını belirtiyor.

Buyurun, benzer argümanlar sunan diğer araştırmalara da bakalım:

Upenn’de yardımcı profesör ve Wharton School’s Aresty Institute’de ders veren, Annie McKee’nin Kasım 2014 tarihli Harvard Business Review yazısı buna bir örnek.

Dünyaca ünlü nörobilimci Richard Davidson ve V.S. Ramachandran’ın araştırmaları da aynı sonuca ulaşmış:

'İşte mutlu olmak, iş yeri ve insanlar için kesinlikle çok fark yaratıyor!'

Araştırma, işinde mutsuz olan insanların iş yerine ekstra değer sağlamadıkları (bunu zaten biliyoruz, öyle değil mi?), kendi organizasyonları ve dolayısıyla bütün ekonomiyi olumsuz etkiledikleri sonucuna ulaşmış.

Bu arada, eğer liderler mutsuz ise bu daha da kötü.

Zira liderin bakış açısı diğerlerine de bulaşarak bağlı çalışanların duygu durumu ve performansını da olumsuz yönde etkiliyor.

Anlayacağınız, “Mutlu ol ya da olma, işini doğru yap!” miti kesinlikle doğru değil ve işin bilimsel tarafı tam da burada:

Duygu, düşünce ve eylem arasında araştırmalarla ispatlanmış çok açık nörolojik bağlantılar var. 

Daha da kötüsü, hayal kırıklığı, kızgınlık ya da stres beynimizin düşünen bölgesini devre dışı bırakıyor.

İşe karşı kayıtsız oluşumuz da, aslında düşünen beynimizin kendini korumak için negatif duygulara karşı kapanması demek.

Bu durum ise bilgileri doğru işleyememek, yaratıcı düşünememek; ya da kötü kararlar vermek anlamına geliyor.

O zaman, işimizde daha mutlu olabileceğimiz zihin yapısını nasıl geliştirebiliriz?

Tüm organizasyonu etkileyen 3 önemli faktör var; 

  • Organizasyona güven duyma,

  • Organizasyonda çalışmaktan gurur duyma,

  • Organizasyon tarafından tanınma / onaylanma.

Bunlar olmadığında, mutluluk konusunda işimiz çok zor.

Burada hemen sizi 5C faktörüyle de tanıştıralım:

  • Contribution (Katkı): İş yerine ne kadar katkımız varsa o kadar mutlu ve bağlı hissediyoruz.

  • Confidence (Kendine Güven): Yaptığımız işte kendimize güvenmiyorsak, mutsuz oluyoruz.

  • Commitment (Adama): Kendi işyerimiz gibi çalışmamak da mutsuzluk nedenlerinden biri. 

  • Culture (Kültür): Kurum kültürüne uyum sağlamış olmak mutluluğu getiriyor.

  • Conviction (İnanç): Yapabileceğimize olan inancımız mutluluk seviyemizi etkiliyor.

Acı gerçek ise şu, bunları sadece iş yerinden ya da yöneticisinden bekleyenler, en çok mutsuz olanlar.

Yani liderlerin bunların sağlanmasında rolü önemli olmakla birlikte, çalışanlar olarak bu faktörlerde kendi yapabileceklerimize odaklanmak mutluluğu getiriyor.

En mutlu olanlar ise, bunların farkında olup, kendileri bu konuda çaba gösterenler.

Örneğin, işyerine katkı sağlayarak işyerine daha çok bağlanan ve bunu yaptıkça daha fazla takdir alarak daha fazla mutlu olan kişiler.

Sonuç olarak, iş yerinde çalışanların mutlu olması ister kendi gayretiyle, isterse de liderlerin görevi olsun, bilimsel olarak iş yerine sağladığı katma değer açısından muazzam fark yaratıyor.

Günümüzün rutin işlerin robotlara devredildiği ve insanların yaratıcı düşünmek ya da zor kararlar vermekle yükümlü oldukları dünyasında da bu konunun önemi gün geçtikçe artıyor.

Hülya Erten

Harvard Business Review Türkiye

Popüler İçerikler

Çanakkale'de AK Partili Belediyenin Tepki Çeken Atatürk Afişi Kaldırıldı!
Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile İlgili İspanya'dan Transfer İddiası Var
Türkiye'de 9.05'te Hayat Durdu! Atatürk'e Saygı Duruşu!
YORUMLAR
17.02.2017

Ben de burada hemen sizi 2 S faktörü ile tanıştırayım :P seve seve çalışacaksınız :D

17.02.2017

:D sadece seve seve olsa gene iyi bi 2 S daha var olay çıksın istemiyorum susuyorum.

17.02.2017

Özel sektörde verimli olman sadece ve sadece patronunu memnun eder o yüzden koyarım verimine ;) devlet dairesinde ise: memur olana kadar 40 takla atan adamlar kapağı devlete atınca her boktan şikayet ederler, sabah 9 akşam 5 sin lan ! servisin var, yemekhanen var, 1 buçuk saat yemek aran var, çayın var çaycın var, mis gibi tertemiz masan , ay başı tıkır tıkır yatan maaşın var daha ne yapsın devlet ? alayının mk -.-

17.02.2017

Maaşın iyiyse , prim alıyorsan mutlusundur... 5c , 10d faso fiso.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ