Zor evet; ama mesai bitip işten çıkarken sorunları iş yerinde bırakmak şart! Bir defa beynimizi ve stresimizi boşaltmak için. Sonra evdekileri bunaltmamak için. Sonra vurgun yememek, işle ev, çalışma hayatıyla özel hayat arasındaki geçişi sağlayabilmek için.
Bir bakalım neler yapabiliyoruz:
Dosyaları, kağıtları, kalemleri toplayın. Hem sabah geldiğinizde düzenli bulmak, hem de çalışma saatinin bittiğini beyninize inandırmak için iyi bir yöntem!
Gün içerisinde tik atmakla yetinin; gün sonunda karalayın. Bir çok maddeyi tek seferde karalamak harika gelecek 😊
Ve ertesi sabaha kadar unutun. Eve gidiyoruz, nokta.
Bu da güzel bir yöntem! Stresi ‘dışsallaştırmak’ için. Mesela çıkmadan hemen önce, bir kağıdı top haline getirip iyice mıncıklayıp çöp sepetine isabet almak. Bir deneyin!
İmkanınız varsa kıyafet ve ayakkabınızı değiştirin ve ofiste bırakın. Şu kravattan, ince çoraptan bir kurtulun!
Hobinize yahut ilgi alanınıza göre çıkmadan önce 5-10 dakika bile olsa bir internet kaçamağı yapın.
Robot gibi hemen eve dönmeyin. Biraz yürüyün, beyniniz, bedeniniz oksijen görsün. Yolunuzu değiştirin, yeni bir yoldan geçin. Otobüsle, metrobüsle gidiyorsanız, iki durak sonra binin, veya önce inin.
Mesela kaç tane kırmızı araba gördüğünüzü sayın, adımlarınızı sayın, durakla ev arasını adımlayın; herhangi bir şey.
Yol üzerinde herhangi bir esnafa bir bahaneyle uğrayın. Hatır sorup havadan sudan muhabbet açın. Başka dünyalar = başka sorunlar.
Tamam, biz de biliyoruz; çok zor. Ama sürekli elimizin altında olunca ikide bir elimiz gidiyor, sürekli kurcalıyoruz. İşten de haliyle kopamıyoruz.
Çiçekleri sulamak, bir aleti tamir etmek, bulaşık yıkamak… yani elleri ve dolayısıyla aklı deşarj etmek.
Dakika tutun! Diyelim herkes işinden yalnızca en fazla 10 dakika bahsedebilsin. Giderek de bu süreyi azaltın.
Şirket telefonu taşıyorsan tüm maddeler boş
11. Once Upon A Time <3