İş Hayatındaki Kadınların ve Azınlıkların Yükselmesini Engelleyen Faktör 'Cam Tavan Sendromu'

İlk defa 1986 yılında 'The Wall Street Journal'da yayınlanan bir makalede kurumsal hiyerarşiyi tanımlamak için kullanılan 'cam tavan sendromu':

Cam tavan sendromu olarak kullanılan bu terim, kadınların iş hayatında yükselmelerindeki gizli bir engel olarak geçiyor. Erkek egemenliğinin baskın olduğu iş hayatında daha iyi yerlere gelmek isteyen kadınların karşılaştıkları zorlukları kapsayan cam tavan sendromu, somut engellerden ziyade soyut engellere odaklanıyor.

Cam tavan sendromu kavramı, aslında 1970'li yıllarda Working Woman dergisinin eski editörü Gay Bryant'ın alıntısına dayanıyor. Onun da öncesi için Hewlett-Packard şirketinde çalışan iki kadının bu sendromun başı olabileceği düşünülüyor.

Son yıllarda ise cam tavan sendromuna kadınların yanında azınlıklar da yer alıyor. Bu konu hakkında yapılan araştırmalar, farklı fikirleri olan grupların klişeleşmiş kararlardan daha verimli olduğunu gösteriyor. Fakat şirketlerin seçimleri çeşitlilikten ziyade hayatımızda sürekli rastladığımız kararlardan ve erkek egemenliğinden yana oluyor. Bunun yanında son zamanlarda bu düşünceyi yıkmak isteyen şirketler de yok değil.

2019 yılında Amerika'daki kadın yönetici oranı %6.6'ydı...

Bu durum tabii ki ülkeden ülkeye ve kültürden kültüre göre değişkenlik gösteriyor. 2005 yılında iş gücünün yarısını kadınlar oluştururken yönetici pozisyonundaki kadınlar oldukça azdı. Fortune 500'a göre; 2019 yılındaki şirket listesinde 33 kadın CEO yer alıyor. Tarihteki en yüksek sayısına ulaşmasına rağmen total listenin sadece %6.6'sını oluşturuyor.

ABD Çalışma Bakanlığı, kadın ve azınlıkların yükselmesini engelleyen unsurlara karşı 1991 yılında Cam Tavan Komisyonunu kurdu.

Komisyonda mevcut engeller ve engeli arttıran maddeler eleştirildi.  Bunun yanında, nitelikli kadın çalışanların ve azınlıkların karar alma pozisyonlarında rekabet etme veya üstün gelme fırsatından mahrum bırakıldığı tespit edildi. Ayrıca, hem çalışanların hem de işverenlerin algılarının çoğu zaman kadınları ve azınlıkları olumsuz yönde etkileyen kalıplaşmış baskıları içerdiği göze çarptı.

Hillary Clinton, 2008-2016 yılları arasında birçok kez Amerika’nın ilk kadın başkanı olarak en yüksek ve en sert cam tavanını parçalama hedefinden bahsetti.

Clinton, 2008-2012 küresel ekonomik kriz zamanında seçimi kazanmış olsaydı belki de cam tavan terimini yıkma konusu ile ekonomik krizin bağlantılı olduğu düşünülecekti.

Kadınların iş hayatındaki yükselme azimlerinin üstündeki bu gizli engel, kadın ağırlıklı sektörlerde de erkekler için geçerli olabiliyor.

Herkes için olumsuz olan bu sendromun bir an önce cinsiyet eşitliğiyle birlikte ortadan kalkmasını umuyoruz.

Popüler İçerikler

Koşun Kaos Var: Demet Akalın Programına Gülben Ergen'i Konuk Edince Seren Serengil'in Tepkisi Sert Oldu!
Halay Başkanı Mahmut Tuncer'in Estetikli Yeni Görüntüsü Sizi Çok Şaşırtacak
Fatih Erbakan'dan Devlet Bahçeli'yi Kızdıracak Sözler: "Dedem Yaşında İnsan"
YORUMLAR
12.12.2019

Görsellere eklediğiniz kiralık aşk dizisindeki gibi kadınların sadece erkekler için rekabet ettiği, patronun asistanı ve gizli aşkı olarak başrolün esas kadın olması gibi unsurları barındıran Türk dizileri bile bu konuda bizim daha çoookkk yolumuz oldugunun göstergesi. Evet kadınlar erkekler için birbiriyle rekabet eder bu bir içgüdüdür keza erkeklerde kadınlar için rekabet içindedir. Ama iş hayatında profesyonel davranan, erkeksi değil gayet zarif olan çok tanıdıklarım var. Yönetici pozisyonlarında daha çok kadın görmek dileğiyle...

11.12.2019

Kafama takilan soyle bir soru var, bir ise 100 erkek 10 kadin basvurursa bunlardan 5 erkek 5 kadin secmek adil mi? Sadece 10 kadinin basvurmasi ayri bir problem, toplumdaki ayrimcilik, egitim firsatlarinin ayni olmamasi vs. gibi sebepleri olabilir. Ama bu yanlisin cozumunu hangi seviyede ele almak lazim, temelde mi yoksa ise alim asamasinda mi?

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ