Bir kağıdın ön yüzüne çocukluk hayallerini, bir diğer yüzüne de şimdiki hayallerini yazmalarını istiyorum. Kimine çok saçma geliyor, kiminin gözleri doluyor, kimi uzun uzun düşünüp hiçbir şey yazamıyor ve kimi ise heyecanla çocukluğuna gidip geri dönüp karalamaya başlıyor… Evet insanız, zorluklardan geçerek gelişiyor ve büyüyoruz ancak bu ne kendimizi ne de çocuk olduğumuz dönemdeki yaratıcı ve öz güvenli hayal dünyamızı unutmamıza sebep olmamalı. Hayal kurmaya, gelişmeye ve üretmeye devam etmeliyiz.
İş ve kariyer hayatı, hatta girişimcilik, hiç olmadığı kadar zor bir dönemden geçiyor. Ekonomik ve sosyal olarak birçok açıdan tam bir survivor dönemindeyiz. Sürekli üretmek, çalışmak ve başarmak zorundayız ve bunu her gün düzenli yapmak çoğu zaman yorucu olabiliyor. Bu noktada birçok çalışan ve özellikle yöneticiler yaratıcı düşünmekten çok uzakta olabiliyor. Çoğu yönetici için ise gereksiz, anlamsız ve hatta zaman kaybı olarak görülebiliyor
Ancak her yöneticinin ve her şirketin doğal olarak yaratıcılığa ve yaratıcı düşünceye bir ataleti vardır. Elbette mevcut düzeni korumak, düzeni ve disiplini sağlamak kaygısı burada ağır basıyor. Ancak dönem daha fazla yaratıcı, daha fazla üretken ve insan odaklı düşünme zamanı!
Bunun da bence ilk yolu, insanın daha fazla kendisini hatırlama ve kendisi ile iletişimde kalmasını sağlamak, yani zaman zaman çocuk gibi hayal kurabilmesini sağlamaktan geçiyor
Ez cümle… bakınız ben demiyorum Einstein ne diyor?
“Zekanın gerçek göstergesi bilgi değil hayal gücüdür! Hayal gücü her şey demektir. Sizi bekleyen güzelliklerin bir fragmanı gibidir.“
Tasarım ve hayal ile kalın.
Facebook
X
Instagram
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio