Gündelik hayat ve insan ilişkilerine kıyasla, tepeden tırnağa farklı iletişim stratejilerinin hakim olduğu iş dünyasında bir takım yazılı olmayan kanunlar var ki, insanı iki günde patronun da, çalışanların da en gözde elemanı yapar! Gelin, en kısa sürede iş arkadaşlarınızın gözüne girmenizi sağlayacak bu püf noktalara birlikte göz atalım.
Yeni işinizde, işi öğrenene kadar geçen sürede kendinizi vasıfsız hissedebilirsiniz. Bunu telafi etmenin tek yolu, hevesli ve meraklı görünmektir. Öğrenmeye aç ve istekli göründüğünüz sürece kimse sizi bilgisizlikle suçlamayacak, mesleki yetersizliğinizi bir süre görmezden geleceklerdir.
Çalıştığınız şirket ya da kurumu kendinize ait farz edin. Yürüttüğünüz işin sonunda tüm başarı ve parayı kendiniz kazanacakmış gibi, olası bir başarısızlık veya ihmal durumunda ise kayıp doğrudan sizi etkileyecekmiş gibi düşünün.
İşlerin kötü gittiği zamanlarda olumsuzluklara odaklanıp ateşi körüklemek yerine, duruma hala umutla bakabilen insanlardan olmayı tercih edin. Pozitif kalabilmek, çevrenizdekilere güç ve umut aşılayabilmek, daima iş arkadaşlarınızı motive edebilecek enerjiye sahip olmak fark yaratır.
“Çalışıyormuş gibi görünmek” ve “çalıştığını göstermek” farklı kavramlardır. Çok çalışın, ancak bunu göstermekten çekinmeyin. Tüm gün çalışıp müdürünüz gelirken mola vermek, hiç çalışmıyormuş gibi algılanmanıza neden olabilir. Çalışkanlığınızı göz önünde bir yere koyun.
Bir konuda insiyatif alıyorsanız, daha sonra üstleriniz tarafından kararınızın sebebi sorulabilir. Yaptığınız işin daima mantıklı bir açıklaması olmalı, çünkü yalnızca akla yatkın bir amaç uğrunda yapılan hataya anlayış gösterilir.
Farklı ülkelerin, farklı şehirlerin farklı kültürleri vardır. Yeni işinizde yeni bir kültürün içine adım atıyorsanız, alışık olmasanız da o kültüre uyum sağlamalısınız. Herkesin türkü dinlediği ortamda kulaklıkla Rihanna dinlemek, iş arkadaşlarınızın sizi benimseyip aralarına almalarına engel olur.
“Nasıl olsa unutmam” düşüncesiyle çıkılan yollar, genellikle akılda tutulması gerekenlerin birikip unutulmasıyla sonuçlanır. Önemli bir randevu ya da görev aldığınız anda telefonunuzun ajandasında tarih ve saat kurmayı ihmal etmeyin. Daima cebinizde taşıdığınız ufak bir not defteriniz, bu defterinizin ilk sayfasında da “Yapılacaklar” listeniz olsun.
Amirinizin karşısına çıkarken hazır bulunmaya çalışın. Üstleriniz, sizden yürüttüğünüz iş ile ilgili bilgi almak isteyecektir. Yanıtsız kalmak ya da hatırlayamamak, işe ilgisizlik göstergesi olarak algılanır. Yetkilisi veya sorumlusu olduğunuz görevi iyi takip etmelisiniz.
Eğer bir işi daha iyi yapabileceğinizin farkındaysanız, o işi daha iyi yapın. İş ahlakının en temel ilkesi, meslek gözetmeksizin yaptığınız işi elinizden gelen en iyi şekilde yapıyor olmaktır.
İş yerinde yalnız kaldığınızı zannettiğiniz zamanlarda, bir gizli kamera ile kayıt altına alınıyor olduğunuzu farz edin. Söz konusu iş ortamı olduğunda kimin, ne zaman, nereden sizi izlediğini bilmenize olanak yoktur.
Tanıştığınız her yeni kişiye bir dostluk şansı vererek kısa sürede çevrenizi genişletebilir, işlerinizi kolaylaştıracak ilişkiler kurabilirsiniz. İş hayatında mümkün olduğunca az düşman, mümkün olduğunca çok arkadaş edinmek gerekir.
Bazı konuların açılmaması gereken yer ve zamanlar vardır. Aklınızdakini, doğru bir üslup takınarak, doğru kelimeleri kullanarak, doğru bir ortamda dışarı yansıtın. Üretimdeki düşüşten ötürü şirket faaliyetlerine ara vermenin tartışıldığı bir masa, maaşınıza zam istemek için doğru yer olamaz.
Dış görünümünüze, giyiminize, ve temizliğinize önem verin. Astlarınız, pasaklı ve dağınık görünümdeki birini ciddiye alma konusunda zorluk çekebilir. Tarzınız ve duruşunuzla, çevrenizdekilerin özel ve seçkin bir birey olduğunuzu bilmelerini sağlayın.
Bir başarı elde ettiğinizde alçakgönüllü olun ve ağırlığınızı koruyun. Başarıyı tüm ekibe, başarısızlığı kendinize mâl ederek, kişisel başarınızı iş arkadaşlarınızın gözüne sokmakla kazanacağınız saygı ve minnetten çok daha fazlasını elde edersiniz.
Maddi konularda ağırbaşlı olun. Maaş veya zam konularında sabırlı ve soğukkanlı kalmalısınız. Huzurlu bir çalışma ortamı ve yaptığınız işi sevmenin, maddiyat kadar önemli olduğunu unutmayın.
Dakik olun, işe veya randevularınıza geç kalmayın. Bir konuda birine söz verirken seçici olun, ve eğer söz vermişseniz mutlaka sözünüzde durun.
Çalışanlarınızı ve iş arkadaşlarınızı kucaklayın. Devamlı olarak hata yaptığını gözlemlediğiniz kişilerin özel hayatlarında sıkıntılar yaşıyor olabileceğini unutmayın: Onları kolaylıkla kaybetmek yerine, dertlerini dinleyip yardım teklif ederek geri kazanabilirsiniz. Birini cezalandırmak söz konusu olduğunda, yaşanan olaya değil, kişinin niyetine bakarak karar verin. Yalnızca kötü niyet cezalandırılmayı hak eder.
İşini sahiplendikçe, en iyisini yaptıkça, kısa sürede sonuca ulaştıkça, herşeyi bildikçe daha da sorumluluk verilip tüm işleri üzerine yığarlar. Başkasına yardım ettiğinde bile, artık o yardım senin görevinmiş gibi olmaya başlar. Vazgeçilmez çalışan olursun ama izin kullanamazsın çünkü sen yoksan işler tıkanır, hatta durur. Hastaneye bile mesai saati dışında gidersin. Sen oranın demirbaşısın fakat yangında ilk kurtarılacak kişi sen değilsin. Hiç öyle sabırlı soğukkanlı falan olmayın. Kesinlikle taviz vermeyin. Kimse sana ekmek parası falan vermiyor, sen emeğinin karşılığında hak ettiğini alıyorsun. (hakettiğini de vermiyorlar zaten) Yavşaklık ve yalakalıktan nefret ediyorum. Övgü ayrı şey, çıkar için yalakalık ayrı şeydir birbirine karıştırmayın. Patronlarınızı iyi tanıyın. Kesinlikle dost falan edinmeyin sadece arkadaş olun kimseyle özelinizi paylaşmayın.
Hicbiri degil. Acgozlu olun hicbir elde ettiginizle yetinmeyin; saldirgan olun ki sizden cekinip korksunlar; ne zaman ne yapacaginiz belli olmasin ki herkes diken ustunde olsun; dedikodulari dinleyin ve dagitin hatta yaratin; yuze gulup arkadan is cevirin; herseyi en iyi ben bilirim iddiaciliginda olun; biri sizin aksinizi iddia ederse sinirlenin, yakp yikin; hep siz konusun, kimseyi konusturmayin; az calisip cok sikayet edin; her zaman en cok sizin calistiginizi soyleyip daha cok para kazanmayi hak ettiginizi hissettirin; takim makim tanimayin hep kendinizi on plana atin; tartismalardan kacinmayin, sonuna kadar kendi bildiginizi savunun. Bunlari yaparsaniz millet sizi sevmeyecek ama gene de pesinizden gelecektir, korktugu icin dost olmak isteyecek, cekindigi icin yaranmaya calisacak, arkanizdan konussa bile arkanizdan is cevirmeye korkacaktir. Hicbir zaman da yaptiginiz isi sahiplenmeyin ve her an cikip baska bir yere gidecek gibi hareket edip hazirlik yapin.
Aynen dost edinin araştırın yavşayın.