İş görüşmelerine bile korkarak gideceğiz artık!
İş görüşmelerine bile korkarak gideceğiz artık!
Biz de Bianet'ten Evrim Kepenek'e hikayesini anlatan Sibel'in sesine ses olmak için mücadelesini ve yaşadıklarını sizlerle paylaşalım istedik.
Kaynak: Bianet
İlanı gören Mutlu E. isimli bir erkek şahıs da gece geç saatlerde Sibel'e işle ilgili bir mesaj atmış ve Sibel de 'Ne işi?' diyerek cevap vermiş. Balık yemi işi olduğunu söyleyen Mutlu E. ile daha sonra telefonda işle ilgili haberleşmeye başlamış. Aradan birkaç gün geçtikten sonra Mutlu E. ve Sibel bir kafede görüşme planlamış. Mutlu E. çok ünlü bir şirketin genel müdürü olduğunu, firmanın dayısına ait olduğunu ve asıl görüşmeyi dayısıyla yapacağını söylemiş. Sibel de işin iyi olduğunu düşünüp ailesine danışacağını söylemiş. Buraya kadar her şey aslında baktığınızda normal...
Sibel de “Bu dayın ne yapacak resimlerimi, ben zaten iş görüşmesini dayınla yapacağım.” diyerek fotoğraflarını göndermemiş ve Facebook hesabını açmamış. Zaten ertesi gün de tekrar evraklar ve banka hesapları için görüşeceklermiş.
İkinci görüşmede de Sibel'i dayısıyla görüştüreceğini söylemiş. Bu görüşmeler olurken Sibel'in ailesi de şirketi araştırmış ve araştırmaları sonucunda da Sibel'e şirketle görüşebileceğini söylemişler.
Bu ikinci görüşmede firmaya gideceklerini söyleyen Mutlu E'den o andan itibaren şüphelenmeye başlamış. Onunla gitmeyi ilk önce kabul etmese de arabada bir kadın olduğunu görünce Mutlu E.'nin olduğu araca binmiş.
'Böyle iş görüşmesi mi olur' diyerek tepki göstermiş ve Mutlu E.'den 'Dayım rakıyı çok seviyor' cevabını almış.
Daha sonra Mutlu E. ilk görüşmede konuştukları Sibel'in icra dosyalarını ortaya çıkarmış ve masadakilere Sibel'in 160 bin TL'ye ihtiyacı olduğunu söylemiş. Çiftliğe gelirken arabada bulunan P.G. isimli kadın, 150 bin TL'den daha fazla para veremeyeceğini söylemiş. Anlayacağınız o an Sibel üzerinden pazarlık yapılıyormuş. Sibel de durumu anlayınca “Ben 150 bin lira istemiyorum. Ben hiç kimseden bir şey istemiyorum, para filan da istemiyorum. Gitmek istiyorum.' demiş.
Sibel'e o an senet imzalatmaya çalışmışlar. Sibel bunu kabul etmeyip borca karşılık bir senet imzalanacaksa avukat eşliğinde yapmalarını söylemiş.
Sibel, o andan sonra telefonunu alıp ailesine ulaşmaya çalışmış fakat Mutlu E. 2 telefonunu da elinden almış. Tekrar küçük odaya götürüp dakikalarca darp etmiş. Sibel de artık oradan kurtulamayacağına düşünmeye başlamış.
Saçlarından sürüklenmiş, 3 kere evden kaçmaya çalışmış. Defalarca darp etmiş. Şiddet nedeniyle bayılmış. Ayıldığında Sibel'e “Kalk üstünü giyin. Seni şimdi bir adama teslim edeceğim, senin tüm hayatın gidecek. Sen bana çok pahalıya mal oldun” demiş. Dışarı çıktıklarında kaçmaya başlamış ve bir benzin istasyonuna sığınmış. Sonra da avukat yakınına ulaşıp durumu anlatmış.
Mutlu E. karakolda verdiği ifadede Sibel'le sevgili olduklarını söylemiş. Sibel ailesiyle birlikte daha sonra bu şirketi araştırmaya başlamış. Mutlu E. ve beraberindeki kişilerin bir ünlü şirketin adını kullanarak kadınları para karşılığında sekse zorladıklarını öğrenmişler. Şirkete haber verdiklerinde ise başka bir kadının da aynı meseleden davası olduğu, şirketin davaya dahil olmak istediği fakat mahkemenin kabul etmediği bilgisine ulaşmışlar.
Şimdi bu insanlar hala serbest. Sibel'in yaraları tam anlamıyla da iyileşmedi. Tehdit edilse bile bu mücadeleden vazgeçmeyeceğini, başka kadınları da kurtarmak için bu davadan geri adım atmayacağını söylüyor.
Kaynak: Bianet
Yorumlarda buluşalım!
Anlayamıyorum, inanamıyorum bu ülkede hukuk yok mu? nasıl salıverirler nasıl üzerine gitmezler? demek ki devlet görevlileri de işin içinde bu yüzden üzeri kapatılıyor
okurken tüylerim diken diken oldu. Allah'ım yarabbim şans eseri yaşıyoruz bu kodumun ülkesinde !! Allah belanızı versin it oğlu itler !! ulan bide Bodrum hadi ülkenin doğusu da değil. hep derdim ege ye kaçacaksın orda yaşayacaksın sessiz sakin ulan amk !! Türkiye'nin heryeri bok çukuru !! Bi kadın olarak iğreniyorum
İş görüşmelerinden hep korkmuşumdur aynı sebeplerden. 3 yıl aç gezerim ama büyük firmaları zorlarım. Çok akıllı davranmak lazım. Yanlış bir şeyler olduğunu anladığınızda belli etmeyin. Sanki hiçbir şey anlamamışsınız gibi istifinizi bozmayın. Soğukkanlı olun. Çaktırmadan tüyün. Ya da başka bir bahane ve plan arayışına girin. Bir de bunları büyük adamlar koruyor. Milletvekilleri, bakanlar, asayişten birileri vs. Büyük iş insanları. Hepsinin yediği naneler olduğu için. Bunları da korumak zorunda kalıyorlar ortaya çıkarmasınlar diye. Güç, kötülerde olduğu sürece işimiz çok zor.