Günümüz dünyasında, bir iş adayının özgeçmişine bakmak ve onlarla standart bir görüşme yapmak, mükemmel çalışan arayışında yeterli değildir. Bu nedenle işverenlerin bazı hileler kullanmaları gerekir ve çoğu o kadar basittir ki, bir başvuru sahibi bu psikolojik testlerden birinde başarısız olabilir hatta testin kendisini fark bile etmeyebilir.
Detaylar yazımızda...
Son zamanlarda, “bir fincan kahve” testi işverenler arasında popülerlik kazanıyor. Görüşmenin başında patron, adayı mutfağa götürür ve onlara bir fincan kahve ikram eder. Görüşmeden sonra işveren, adayın fincanla ne yapacağını dikkatle izler. Sonrasında ise bazı sorular sorarlar; örneğin, fincanı masaya bırakıp bırakmayacaklarını ya da fincanı yıkayıp yıkamayacakları gibi.
Bu yöntemi yaratan muhasebe yazılımı geliştirme şirketi “Xero Australia” nın başkanı Trent Innes, bu hilenin bir kişinin karakteri ve davranışlarının gerçek görüşme sorularına verdikleri cevaplara nazaran daha fazla anlaşıldığını söylüyor. Ayrıca adayın takıma ne kadar hızlı uyacağını da gösterebiliyor. Bu durumda en iyi karar, görüşmeden sonra mutfağa gitmek ve bardağı yıkamaktır.
Aslında, ”bir fincan kahve' testi gerçekten masum bir numaradır. Mesela, görüşme sabah 9 olarak planlanır, aday ofise erken gelir ve görüşme için beklemeye başlar. Yarım saat geçtiğinde bile işveren hala meşgul olabilir ve adayın 10 dakika daha beklemesi gerekebilir. Ve sonra 10 dakika daha. Ve sonra 15 dakika daha. Bu böyle devam edebilir.
Aslında bu numara, adayın stresli durumlarda ne kadar istikrarlı ve sabırlı olduğunu, ayrıca genel olarak bu pozisyonu ne kadar almak istediğini de gösterebilir.
Görüştüğünüz iş verenin sesini yükseltmesi, bağırması ve hatta hakaret edici kelimeler kullanması, stresli bir durumu modellemenin ve adayın strese direnme yeteneğini kontrol etme şansının başka bir yoludur. Uzmanlar sakin kalmanızı ve bu soruları mümkün olduğunca sakin bir şekilde cevaplamanızı tavsiye eder.
İş arayan birisi için hoş olmayan bir başka sürpriz, örneğin pencereden atlamak gibi eksantrik bir istek ile karşılaşmasıdır. Bu durumda işveren, adayın beklenmedik bir durumda yaratıcı düşünüp düşünememe yeteneğini görmek ister.
Başka bir numara, görüşmecinin garip davranmaya başlamasıdır. Aday, görüşmeci tarafından ya bilgisayar ekranına bakarak, bir telefon görüşmesine cevap vererek veya görüşmenin ortasında odadan çıkarak göz ardı edilebilir.
Bu numara, adayın görüşmecinin dikkatini nasıl yeniden odaklayacağını veya bu durumdan kurtulmak için hangi yolları kullanacağını gösterebilir. En etkili seçeneklerden biri, görüşmeciden görüşmeyi başka bir gün için yeniden planlamasını istemektir.
Patronun, adayın görüşmeden sonra potansiyel meslektaşlarıyla iletişim kurma şansı sunması mümkündür. Ofiste veya işten sonra olabilir. Bu basit ve kibar bir jest değildir. İşverenin çalışanlarının aday hakkındaki görüşlerini bulma yoludur.
İşverenin duyarlı ve yardımsever adayları tespit etmesine yardımcı olabilecek bir diğer test, yere bir kalem düşürmek ve başvuranın tepkisini izlemektir. Aday içgüdüsel olarak eğilip kalemi alırsa, işe alınmaları muhtemeldir. Başvuru sahibi kalemi almaya yeltenmez ise, muhtemelen işe alınmayacaktır.
Daha önce hiç mülakatlarda bu testlerle karşılaştınız mı?
Çok ekstrem geldi. Kahve olayı ile ilgili kişi yıkamak istese bile belki mutfakta farklı bir durum var ve o kişiyi zarara uğratacak (tamam ölçü için mantıklı da bilemedim yani). Keza pencere örneği de öyle. Neyi hayal edecek ? Takla mı atacak yoksa kuş gibi kanat mı çırpacak ?
Yok pencereden atla dermiş, yok hakaret edermiş.... Bularda bıdı bıdı içinmiş. Bunlar saçmalık. Daha akıllıca test edilebilir. Ama yapılırsa elemanın hangi ekstrem istekleri karşılayabileceği tartılmış olur.