İş görüşmeleri, özellikle de o işi istiyorsanız, çoğu kişi için oldukça stresli geçen zamanlar. Kesin bir hazırlık süreci olmadığı için daha da stresli ama bir takım ipuçları bu süreci kolaylaştırabilir ve başarılı olma ihtimalini artırabilir.
Basit ama önemli bir adım. Trendi olacağım veya dikkat çekeceğim diye kasmaya gerek yok. Yaratıcı ve trendi olması gerek bir pozsiyona başvurmuyorsanız, bir beyaz gömlek, bir siyah pantolon, siyah şık bir ayakkabı her zaman kurtarır.
Şık bir kol saatinin disiplinli ve düzenli gösterdiği biliniyor. Saatin kıyafetlerle uyumuna özen göstermek gerek. Kadınlar için inci küpe vyea kolye her zaman ciddiyeti biraz daha artıran bir detay, tercihe ve yaşa göre kullanılabilir. Diğer abartılı, sallantılı, dikkati başka yere çekecek aksesuarlaraysa pek gerek yok.
Görüşmenin %60-70'i boyunca karşınızdakinin gözlerine bakmak gerekli. (Tüm görüşme bayunca gözlere bakarsanız gözünüzü dikmiş olursunuz.) Geri kalan %30-40'lık zaman diliminde ise kesinlikle yere bakmamaya çalışın.
Eğer bir insanın gözlerine uzun süre bakamıyorsanız, iki kaşının ortasına bakın, karşınızdaki insan gözlerine baktığını düşünecektir.
sürekli sırıtmayın ama arada bir gülümseyin, daha özgüvenli ve sempatik gözükeceksiniz, üstelik karşınızdaki size gülümsediğinde istemsiz olarak olumlu hissedecek.
Kambur durmanın ve omuzları düşürmenin daha özgüvensiz gösterdiğini söylemeye gerek yok galiba.
Örneğin konuşurken elinizi kolunuzu çok kullanırsanız abarrtığınızı, kollarınızı önünüzde kapatırsanız olumsuz ve önyargılı olduğunuzu, elinizi ağzınıza götürürseniz söylemek istediğiniz bir şeyleri gizlediğinizi, ayaklarınızı, dizlerinizi titretirseniz çok stresli olduğunuzu, saçınızla oynarsanız ve kulağınızı, sakalınızı kaşırsanız yalan söylediğinizi düşünebilirler. Bunu düşünmeseler bile hissederler.
Daha fazlası burada: http://onedio.com/haber/vucut-dili-hakkinda-size-bilgi-veren-14-fotograf-306636
Vücut diliniz rahat olmalı. Sanki bu işyerinde çalışmaya zaten alışkınsınız da, kendinizi evinizde hissediyorsunzu gibi. Tabii kaykılacak veya ayaklarınızı uzatacak derecede lakaytlığa da lüzum yok.
Stresli olduğumuzda hızlı konuşma ve sesimizi alçatma eğilimimiz artar, bu yüzden yavaş ve duyulabilir yükseklikte konuşmaya ama araya ııııı, aaa gibi duraklama sesleri koymamaya çalışmak gerekebilir.
İçmek için aynı şeyi söylemekten tutun da, karşınızdakinin vücut dilini taklit etmek veya onun kullanıdğı bir kelimeyi bir süre sonra cümle içinde kullanmanın, iki kişi arasında empati ve yakınlık yarattığı söyleniyor.
Bu pozisyona başvurabilecek diğer adayları düşünün ve eğitiminiz, tecrübeniz veya niteliklerinizle diğer adaylardan farklılaşabilecek özelliklerinizin üstünde durun. Hatta 'bu pozisyona başvurabilecek diğer adaylardan şu şekilde farklılaştığımı düşünüyorum' diyerek açıkça vurgu yapabilirsiniz.
Kendinizi anlatmanız veya niteliklerinizden, tecrübelerinizden bahsetmeniz istendiğinde, CV'de yazanları sıralamayın, madde madde saymak yerine farklı kelimelerle, bütün cümleler kurarak anlatmaya çalışın. CV'niz zaten ellerinde var, ezberlediğinizi düşünmesinler.
Kazandığınız bir ödülü veya önemli bir başarınızı, sebep-sonuç, giriş, gelişme ve çözüm öğelerini barındıran bir hikaye olarak anlatın, böylece akılda kalıcılığı çok artacaktır.
'Ekibimiz X ödülünü kazandı' yerine; 'O ödülü kazanmak bizim için çok önemliydi çünkü son 10 yıldır kazanılmamıştı, diğer işlerimizi aksatmadan bu ödül için çalıştık, çok zorlu rakiplerimiz vardı ancak gerçek bir ekip çalışması içinde olduğumuz ve bütün verileri gözden geçirip yanlışlarımızı düzelttiğimiz için bu ödülü kazandık ve şirketim bunun için bana özel olarak teşekkür etti' gibi.
Karşınızdaki insanın sözünü kesecekseniz veya o konuşurken havalara bakacaksanız, o görüşmeye hiç girmemek daha hayırlı olabilir. Zaten yöneticiler gerektiğinde konuşan ama çoğunlukla kendi söylediklerini iyi dinleyen çalışanlar talep ederler. İyi dinlediğinizi göstermek için, saçma bir soru olmadığı sürece, anlatılan şeyle ilgili soru sorabilirsiniz.
Görüşeceğiniz kişileri biliyorsanız, Linkedin'den veya diğer sosyal ağlardan, muhtemel ortak tanıdıklardan bu kişileri araştırın. Çok ciddi veya çok sempatik olduğunu öğrendiğiniz kişilere farklı davranabilirsiniz. O kişilerin geçmiş deneyimlere size ipucu verebilir. Hatta iş dışı ortak bir noktanızı yakalarsanız (lise, şehir, hobi vs) bu konu hakkında da laf açabilirsiniz.
Bazı klişe İK soruları vardır ki yıl oluş 2015, bu sorular hala soruluyor mu diye düşündürtür. 'Kendinde gördüğün olumsuz özellikler nedir?', '5 yıl sonra kendini nerede görüyorsun?' gibi. Bu sorulara 'fazla mükemmeliyetçiyim, işkoliğim' vb klişe cevaplar vermek yerine, bu soruyu bekiyordum diyip bi posta lafınızı soktuktan sonra, bu konuda insanın kendini objektif değerlendirmesi çok zor ama üstlerimin ve astlarımın bana verdiği geri bildirimlere göre...' diyerek gerçek bir özelliğinizden, ama bu konuda kendinizi geliştirmeye çalıştığınızdan ve yol katettiğinizden bahsedebilirsiniz.
Görüşmenin sonuda, bir sorunuz olup olmadığını soracaklardır, bu kısıma soracak en az bir soru belirleyin. Eğer hiç soru sormazsanız, bu konuda yeterince bilinçli, bilgi olmadığınızı, bu işi çok ciddiye almadığınızı, sizin için faydalarını sorgulamadan bu işi ne olursa olsun istediğinizi düşünebilirler. Tabi son soru 'Maaş tam olarak nedir?' veya 'Tuvalet nerede?' olmamalı.