“Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı' etkinliğinde tarımsal üretimin farklı alanlarında kendi hikayelerini yazan kadınlar umut tazeleyen yolculuklarını paylaştı.
Antalya’da koyun ve keçi yetiştiriciliği yapan Kamile Kıvrak, 60 keçi ile başlayan yetiştiricilik yolculuğunda 200 küçükbaştan oluşan bir sürüye sahip olduğunu anlattı. Koyunlarının kaybolması üzerine düğünlerde gördüğü drone’u almaya karar verdiğini, kullanımını internetten öğrendiği gece görüş özelliğine sahip iki drone ile sürüsünü takip ettiğini anlattı.
Burdur’da susuz tarım yapan, Toprağın Melekleri Dermokozmetik’in kurucusu ve CEO’su Dr. Ece Aynur Onur, ABD’de Indiana Üniversitesi’nde akademisyenlik yaparken ailesindeki kayıpların ardından ata toprağına dönüş yapmasının ardından yanlış tarım uygulamaları nedeniyle kuraklık yaşayan 30 nüfuslu köyde kalarak çiftçilik yapma ve dönüşüm yaratma hikayesini paylaştı.
Van’ın Gevaş ilçesinde bulunan Artos Kadın Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin Başkanı Songül Güleç, 7 kadın ile birlikte kurdukları kooperatifte tamamen organik bal, polen gibi ürünlerin üretimini gerçekleştirdiklerini ve yurt dışına açılmayı hedeflediklerini anlattı. Kadınların arıcılık yapmasının ilk başta tepki aldığını ancak zamanla diğer kadınların da ilgi göstermeye başladığını ve çocuklarının da arıcılık yapmasını istediğini söyleyen Güleç, onları tarıma kazandırmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Uşak’tan göç ettiği Kırklareli Kayalı köyünde büyükbaş hayvan çiftliği kuran Çiğdem Onbey, beş inekle başlayan çiftlik hikâyesinde zamanla 70 hayvanı olduğunu ve bu yolculuğunda ailesinin desteğinin büyük olduğunu anlattı. Sabah beşte yağmur-çamur soğuk demeden hayvanlara baktığını, samanını, yemini döktüğünü, ineklerine kızım-oğlum diye seslendiğini ifade etti. Köyde kahve işleten eşine kızlarıyla birlikte yardım ettiğini belirten Onbey, kahvehanede kadın olmasına başta köy halkından tepki geldiğini, ancak zamanla temiz ortam ve güzel çayın herkesin ilgisini çektiğini, ön yargının yıkıldığını paylaştı.
Bodrum’da İso Babanın Çiftliği’nde tropikal meyve yetiştiriciliği yapan Cahide İmre, kalabalık bir ailede Mardin’de dünyaya geldiğini, 2,5 yaşına kadar yürüyemediği, annesinin desteğiyle tedavi için İzmir’e taşındığını, burada keçi sütüyle beslenmesiyle yürümeye başladığını anlattı. Bodrum’da ailesinden miras kalan arazi ile tüm zorluklara rağmen 8 yıldır tropikal meyve yetiştiren İmre, meyvelerden reçetesi kendisine ait olan reçel gibi ürünler elde ettiklerini, acı bibere asya baharatı bile koyarak reçel yapabildiğini belirtti ve tüm bu başarının ise kadınların desteğiyle mümkün olduğunu söyledi.
Kayseri’nin Yahyalı ilçesinde küçük yaştan itibaren tarım ve hayvancılık yapan, solucan gübresi üretimi gerçekleştiren Menekşe Koyuncu, 500 kişinin katıldığı çiftçi kadınlar yarışmasından seçilerek, Viyana’ya eğitim almaya gittiğini ve ardından solucan gübresi yetiştirmeye başladığını anlattı. Koyuncu, ayrıca İç Anadolu bölgesindeki tüm sebzeleri bahçesinde yetiştirebildiğini, hiçbir zaman kimyasal gübre kullanmadığını, mühendis oğlunun da seracılık yapmak ve kompost üretmek istediğini belirterek toprağın ölmez bir ana olduğunu ifade etti.