Philip Zimbardo liderliğinde yapılan deney sonucunda, ilginç sonuçlar elde edilmiştir. Psikoloji departmanının bodrum katında sahte bir hapishane oluşturulmuş ve seçilen 24 erkek öğrenci deneyde kullanılmıştır. Öğrenciler deneyde önceden hangi rolde olacaklarını bilmeden gardiyan ve mahkum olarak iki gruba ayrılmıştır. Bir hapishane simülasyonu olan deneyin 2 hafta süreceği, bunun karşılığı olarak bir miktar ücret alacakları deneklere bildirilmiştir. Gardiyan olarak seçilen deneklere üniforma giydirilip ellerine sopa verilmiştir. Mahkum olarak seçilen denekler de, gerçek suçlular gibi tutuklanarak, mahkum kıyafetleri giydirilip bodrum katına indirilmişlerdir. Mahkumlar, itaat etmek ve kurallara uymak zorundaydı. Gardiyanlar ise, ikna etmek ve otoritelerini sağlamak amacıyla her türlü yola başvuruyorlardı. Özellikle mahkumlara giydirilen kötü kıyafetler ve isimleri yerine numara ile çağrılmaları, kişilikleri ve özgüvenlerini yok etmeyi amaçlamaktaydı. Bir süre sonra deney öyle bir hal aldı ki; gardiyanlar
elde ettikleri gücün etkisi ile orantısız güç kullanmaya ve sadistleşmeye
başlarken; mahkumlar, korkak kişiliksiz bir hale büründüler. Bu sebeple deney tamamlanamadı.
Burada da görüldüğü gibi toplumun bireylere yüklediği roller, onların kişilikleri haline gelmektedir. Toplumun mahkumu olan, kıyafetlerine karışılan, güç uygulanan kadınları ise, kişiliksizleştirilmeye çalışılmaktadır. İstanbul Sözleşmesi’nin varlığında; kuralların uygulanıp uygulanmadığı tartışmalıdır. Ancak simgesel açıdan bakıldığında kadının güvencesi, erkeklerin bir kesimi tarafından sınırlandırma olarak görülmektedir. Bunun ortadan kaldırılması ise, toplumsal güç dinamiklerini bozmaktadır.