İran, İsrail’in saldırılarına füzelerle karşılık vermiş ve başta Tel Aviv olmak üzere birçok İsrail kentini isabet almıştı. ABD de İran’a yönelik düzenlediği hava harekatında nükleer tesisileri hedef aldığını açıklamıştı.
İki ülke arasındaki ateşkesi ise ABD Başkanı Donald Trump açıklamıştı.
Tahran’da bulunan İnkılap Meydanı'nda toplumun birçok kesiminden İranlının katıldığı gösteride, eylemciler ellerinde İran bayraklarıyla ABD ve İsrail'e karşı öfkelerini dile getirdi.
ABD'nin tehdit ettiği İran lideri Ayetullah Ali Hamaney'in posterlerini taşıyan İranlılar, sık sık 'zillet bizden uzaktır', 'Amerika'ya ölüm', 'İsrail'e ölüm', 'taviz yok' sloganları attı.
Siyasi liderliğe ve orduya destek mesajları verilen gösteride, özellikle gençlerin ve kadınların yoğun katılımı dikkati çekti.
Görende sanır ki siz, onlarca İsrailli generalin işini bitirdiniz, nükleer tesislerini havaya uçurdunuz, Tel Aviv’in kalbine kadar girdiniz. Oysa hepimiz biliyoruz: Bu yıllardır süregelen danışıklı dövüşün yeni perdesinden ibaret. Sözde düşmansınız ama özde aynı tiyatronun oyuncususunuz. Gerçek bir savaş olsaydı, Tel Aviv'de sirenler günlerce susmaz, Natanz’daki nükleer tesis yerle bir edilmiş olurdu. Ama bakıyoruz; birkaç sembolik füze, birkaç göstermelik karşılık ve ardından jet hızıyla gelen ateşkes. Tıpkı bir tiyatro oyununda sahne kapanmadan önce alınan son alkış gibi. Bu sahnede halk sadece figüran, gerçek senaryonun aktörleri ise İran ve İsrail gibi kripto dostlardır. Aynı amaca hizmet eden iki yüz, iki perde, tek oyun.
Ne zaferi kazandılar aga bunlar?
Bizim dolar yakıp davul çalanlar geldi aklıma.