Nuri el Maliki’den boşalan Irak başbakanlığına getirilmesi öngörülen Haydar el Abadi’yi bekleyen en önemli görev Sünnilerle Kürtleri hükümete ortak etmek olacak.
Nuri el Maliki çok kötü bir miras bıraktı. Dinci terör örgütü eski adıyla IŞİD yeni adıyla İslam Devleti örgütü ilerleyişini sürdürüyor. Kuzeyde Kürtler özerkliklerini genişletiyorlar. Siyasi partiler ve mezhepler arasındaki anlaşmazlıkların aşılması neredeyse imkânsız. El Maliki'nin partili arkadaşı Haydar el Abadi'nin halk gruplarını barıştırıp Irak'ın bütünlüğünü koruyabilmesi kanlı çatışmalar ve sayısız krizler yüzünden kolay olmayacak.
Nisan ayındaki genel seçimlerde Dava partisinin en fazla oyu toplaması üzerine el Maliki üçüncü kez başbakanlığa seçilmek istediğini duyurmuş ve devlet başkanı Fuad Masum'un bu görevi ona vermemesi üzerine hem yargıya başvurmuş hem de sadık askeri birlikleri Bağdat'a yürütmüştü.
Sünnilerin yaka silktiği ve Şiilerin de kendisinden uzaklaşmaya başladığı el Maliki dinci terör tehlikesi karşısında milli birlik hükümeti kurması yolunda yapılan çağrılara da kulak asmamıştı.
'El Maliki çok zaman kaybettirdi'
Dubai'deki Yakın Doğu ve Körfez Askeri Analizler Merkezi INEGMA'nın araştırma direktörü Theodore Karasik, İran yönetiminin ve Dava partisinin de desteğini kaybeden el Maliki'nin ülkesine çok zaman kaybettirdiğini söylüyor. Karasik “Bu sayede Irak'ın siyasi elitleri arasındaki görüş ayrılıklarının aşılıp Sünnilerin ülke yönetimine ortak edilmesi mümkün olabilir. El Maliki'yi çekilmeye zorlayan da bu olmuştur. Ülkede huzur bırakmamıştı. Bu, Irak politikasının tipik bir özelliğidir” diyor.
El Abadi'nin sürpriz aday olduğunu belirten Arap kaynakları tarafından, İbrahim Caferi ve Ahmed Çelebi gibi tanınmış isimlerin değil de onun başbakanlığa getirilmesinin halk grupları arasında yumuşama sağlama ihtimalini arttırdığı belirtiliyor. İran da yeni Şii Başbakan'ın Sünniler ve Kürtleri daha fazla dışlamayıp komşu ülkedeki krizin büyümesine izin vermemesini arzuluyor. INEGMA araştırma uzmanı Karasik ise el Abadi'de karar kılınmasının beklenmedik bir gelişme olmadığı görüşünde: “El Abadi'nin öngörülmesi bence sürpriz olmadı. Çünkü elit siyasi zümre bünyesindeki kopukluğu giderebilecek bir isim aranmaktaydı.”
'Eski rejimin temsilcileriye buluşacak'
Karasik, Saddam döneminde uzun yıllar menfada yaşayan ve 2004 yılında geçici hükümette telekomünikasyon bakanlığı yapan el Abadi'nin en önemli görevinin, krizlerin gölgesindeki devlet yönetimini ayakta tutmak olacağını belirtiyor: “Yeni başbakanın Sünniler ve Kürtlerle konuşup uzlaşabilme yeteneği olmalı. İlk yüz günde Sünnilerin yönetimdeki ağırlığını arttırıp, daha şimdiden temasa geçtiği Saddam döneminin kurmaylarını ikna etmesi gerekecek. Görüş ayrılıklarını giderip Irak'ın bütünlüğünü sağlamak için eski rejimin temsilcileriyle buluşması çok önemli. Çünkü onların desteğine ihtiyacı olacak.”
Saddam Hüseyin döneminde silahlı kuvvetler Sünnilerin hâkimiyetindeydi. Eski subayların çoğu şimdi IŞİD gibi hükümet aleyhtarı radikal Sünni gruplarla birlikte çalışıyor. El Maliki döneminde bu gibi temaslar düşünülemezdi. Çünkü devrik rejimin temsilcileri azledilmişlerdi.
Yakın Doğu askeri analiz merkezi direktörü Theodore Karasik yeni başbakanın da Şii olmasının, el Maliki'nin yönetimden çekilmesini kolaylaştırdığını söylüyor: “İzan meselesi. El Maliki, yeni başbakanın kendi siyasi kanadının mensubu olup hem Amerikalılar hem de İran tarafından onaylandığını bildiğinden ailesine ve biriktirdiği servete el sürülmeyeceğinden emin olabilir. Onun dışarıdan siyasi nüfuzunu kullanmaya devam edeceğini söyleyenler de var.”
T24