"Into The Wild" Filmi ile Hepimizin Doğaya Kaçma Arzusunu Yansıtan 13 Mükemmel Söz

Yaşadığımız çirkin şehirlerin orta yerine dikilen beton yapıların gölgesinde, sonuçsuz bir çabayla mutluluğa ulaşmaya çalışan bir nesiliz biz. 

Ülkemizde Özgürlük Yolu adıyla da birçok kişinin beğenisini kazanan Into the Wild, çağımız gençlerinin yaşadığı depresyonu ve bu deprosyon nedeniyle doğayla bütünleşmeye duyulan özlemi çok iyi yansıtan bir filmdir. Medeniyet denilen anlamsız düzenin içine sıkışan ve yaşamdaki tek amacı olarak önüne 'başarılı olmak' ideali konulan bir nesiliz biz. Yaşadığımız duygular yüzeysel, gittiğimiz yerler hep aynı... Yapabileceğimiz bir şey yok, diye düşünürüz hep. 'Fakat aslında var' diye bize bir yol gösteriyor Alexander Süperberduş. İşte ondan öğrenebileceğimiz yaşama ve insanın doğasına dair bazı şeyler;

Öncelikle Eddie Vedder'ın sesiyle kalbimizin derinliklerine işleyen o şarkıyı açalım;

1. "Bana aşk, para, inanç, şöhret veya adalet yerine, yalnızca gerçeği verin."

Aslında bu söz bir doğa yazarı olan Henry David Thoreau'ya ait. Kendisi 19. Yüzyıl'ın başında yaşadığı şehri terketmiş ve Walden isimli bir gölün kıyısında inşaa ettiği barakada tam 2 yıl yaşamıştır. Bu süreçte yazdığı kitap Walden, bugün doğa severlerin baş ucu kitabıdır.

2. “Sınır tanımayan bir maceracı... Evi yollar olan, güzelliklere yolculuk yapan bir seyyah olmaktır amacım.”

Tüm yaşamımızı yollarda geçirmeyi, doğanın tam da içinde, hayvanlarla ve bitkilerle uyumayı göze alabilir miyiz? Uğruna hayatımızı feda ettiğimiz eğitimimizi ve birikimlerimizi geride bırakmaya cesaret edip, özgürlüğe kavuşabilir miyiz?

3. ”Ben estetik düşkünü yalnız bir gezginim.“

Yalnızlığın, aslında bize öğretilenin aksine korkulmaması gereken bir şey olduğunu kabul etmekte ne kadar zorlanacağız? Yalnızlığa aşık olabilir miyiz?

4. ”İnsan yaşamının mantık ile yönetildiğini kabul edersek, hayatın olasılığı kaybolur. “

İçinden çıkılmaz bir durumda kaldığımızda hemen aklımıza sığınmaz mıyız? 'Bu durumda en iyi seçenek hangisi?' diye kafa patlatmaz mıyız? Peki biz sürekli mantığı ararken, yaşamın büyüsü yok oluyorsa? Tüm o ihtimaller ortadan kalkıyor, zamanın enerjisi bir mekanikliğe dönüşüyorsa?

5. "Bence kariyer denen şey bir 20. yüzyıl icadıdır ve ben bir kariyer istemiyorum."

indeiscente.files.wordpress.com

Çocukluğumuzdan bu yana bize öğretilen şey, iyi okullara gidip başarılı olmamız ve sonrasında da iyi bir kariyere erişmemiz gerektiği değil midir? Doğa ile medeniyetin bu çatışmasında, ne tarafta olacağız?

6. “Eğer yaşama sevincinin esasen insan ilişkilerinden kaynaklandığını düşünüyorsan, yanılıyorsun."

'Tanrı bunu tüm çevremize yaydı. O her şeyde mevcut. Tecrübe edeceğimiz her şeyin içinde var. İnsanlar sadece, bu şeylere bakış açılarını değiştirmeliler.”

7. "Ve biliyorum ki yaşamda asıl önemli olan ne kadar güçlü olduğun değil, kendini ne kadar güçlü hissettiğindir."

”Denizin tek hüneri şiddetli darbelerdir ve ara sırada olsa, kendini daha güçlü hissetme şansı. Doğrusu, deniz hakkında fazla şey bilmem fakat burada durumun böyle olduğunu biliyorum. Ve biliyorum ki yaşamda asıl önemli olan ne kadar güçlü olduğun değil, kendini ne kadar güçlü hissettiğindir. En azından bir kere bile olsa kendini tartmanın, bir kere bile olsa kendini, insanın en antik koşullarının içerisinde bulmanın, ellerinizden ve kafanızdan başka size yardım edecek bir şey olmadan kör ve sağır taşla tek başına yüzleşmenin gerektiğini biliyorum.

8. "Mutluluk sadece paylaşıldığı zaman gerçektir...”

Fakat bizler bunu anlayamayacak kadar benciliz. Her şeye sahip olalım, her şeyin en iyisiyle yaşayalım isteriz. Paylaşmak bize en uzak şeydir. Böyle bir durumda gerçekten mutlu olabilir miyiz? Sahip olduğumuz materyal zenginlik, ruhumuzu besleyebilir mi?

9. "Düşüncelerimi anlatan kelimelerin git gide anlamsızlaştığını farkediyorum..."

Dil denilen şey de insanlığın ürettiği sistematik bir mekanizma değil midir? Dil ile insana özgü duyguları ne kadar anlatabiliriz? 'Seni seviyorum' dediğimizde aslında ne demek istiyoruz? Kalbimizden geçenler, sözcüklerin yüzeyselliğinde nasıl aktarılabilir?

10. ”Yüzümde bir gülümsemeyle kollarınıza koşuyor olsaydım, o zaman siz de benim şu anda gördüklerimi görür müydünüz?“

Doğanın ne kadar muhteşem bir döngü ile hem kendine hem de bizlere hayat verdiği gerçeğini, bugün yaşamını gökdelen dikmeye harcayan insanlara nasıl anlatacağız? Doğa çok güzel, gelsenize?

11. Mutluluk sorunsalına, Lord Byron'dan bir şiirle karşılık veriyor Alexander Süperberduş:

Mutluluk uçsuz bucaksız ormanlardadır,

Bomboş sahillerdeki coşkudadır.

İnsan elinin değmediği bir yerdedir,

Denizin diplerinde ve gürlemesindedir.

İnsanları severim ama doğayı daha çok severim…”  - Lord Byron

12. "Telefon yok, havuzda parti yok, evcil hayvan yok, sigara yok..."

'İki yıl boyunca dünyayı dolaştı. Telefon yok, havuzda parti yok, evcil hayvan yok, sigara yok. Tam anlamıyla özgürlük. Gerçekten radikal bir yaşam. 'Evim yollardır' diyen bir estetik yolcu. Atlanta'dan kaçtı. Asla dönmemeli. 'Batı en iyisidir!' O iki yılında ardından, maceraların en güzeliyle yüzleşti. İçindeki hatalı varlığı öldüreceğin ve ruhani yolculuğu tamamlayacağın çok kritik bir savaş. On gün süren gece trenlerinin düdükleri ve otostop macerası, onu Beyaz Kuzey'e getirdi. Artık medeniyet tarafından zehirlenmek yok... Yürümek var... Doğada kaybolmaya doğru giden bir hakiki yürüyüş.'

13. "Yalnızca çok uzağa gitme riskini göze alanlar yaşamda nereye kadar gidebileceklerini öğrenebilirler."

Bu riski alabilecek kadar aşık mısınız özgürlüğe? Yaşamın aslında paylaşmak ve doğayla bütünleşmek olduğunu, sistemin bize dayattığı bu anlamsız düzenin hiçbir gerçeklik ifade etmediğini görebilecek kadar cesur musunuz?

Ve yine Eddie Vedder'ın sesiyle veda edelim:

Popüler İçerikler

Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı