Sosyal medya akışında dolaşan görsellerin hangisinin gerçek, hangisinin yapay zeka ürünü olduğunu anlamak giderek zorlaşıyor. Üstelik altına yapılan yorumlar da bir o kadar şüpheli hale geliyor. Herkesin aynı cümleyle şaşırdığı, aynı kelimelerle duygulandığı gönderiler artarken, gerçekten kimlerle etkileşim kurduğumuzu sorgulamak kaçınılmaz oluyor. Ölü internet teorisi işte tam da bu noktada devreye giriyor. Peki bu teori ne diyor ve gerçekten yalnız mıyız?
Bakalım...
İnternette karşımıza çıkan içeriklerin çoğunun artık insanlar tarafından değil, yapay zeka sistemleri ve otomatik botlar tarafından oluşturulduğu düşüncesine 'Ölü İnternet Teorisi' deniyor. Bu teoriye göre internet artık insanlar için değil, insanlar hakkında veri toplayan yapay sistemler için var.
Üstelik içerik sadece makineler tarafından oluşturulmuyor; beğeniler, yorumlar ve paylaşımlar da bu döngüye dahil ediliyor. İnternet, insan etkileşiminden çok algoritmaların yönlendirdiği yapay etkileşimlere teslim olmuş durumda.
Fotoğrafın gerçekliğine dair bir açıklama yapılmasa bile binlerce insan, aynı cümlelerle duygulanıyor, aynı emojiyle tepki veriyor. Bu durum sadece görsellerde değil, metin içeriklerinde de geçerli.
Özellikle X platformunda, alıntı ve mention'ların büyük bölümü birbirinin kopyası haline gelmiş durumda. Üstelik bu paylaşımlar çoğunlukla mavi tikli, yüksek takipçili hesaplar tarafından yapılıyor. Bu hesaplar bir yandan gerçek görünürken, bir yandan da içeriği suni biçimde öne çıkarıyor.
Hangi paylaşımın 'gerçek' insanlar tarafından görüldüğü, hangisinin algoritmalarca öne çıkarıldığı da belirsizleşti. Bot hesaplar ya da yapay zeka destekli profiller, aynı cümleleri kopyala-yapıştır şeklinde çoğaltarak bir etkileşim balonu yaratıyor. Bu da gerçek kullanıcıların yanıtlarını bastırıyor ve bir içeriğin sahte mi yoksa gerçek mi olduğunu ayırt etmeyi zorlaştırıyor.
internet benim için online oyun oynamak ve youtube dan ibaret. online oyunlardan edindiğim bir sürü arkadaşımla gerçekte de buluşuyoruz birbirimizde kalıyoruz, ailelerimizle tanıştırıyoruz. bazılarıyla 20 seneyi geçti hatta. 2010 sonisphere için İstanbula gittiğimde midem kötü olduğunda annesi benim için patates haşlayan da var :) gerisi yalan
İnternet öncesinde de bazı az bilinen gazete v dergilerle, asparagası huy edinmiş bazo yayın organları bu işleri yapardı. Onları bayiden satın almak gerektiğinden, bu palavralar bu kadar hızlı yayılmazdı.