İnternete Nasıl Bağlandığımızı Biliyor musunuz? Sualtı İnternet Kabloları ile İlgili Şaşırtıcı Gerçekler

1. Kablo döşeme işlemi yavaş ve pahalıdır.

Uluslararası internet verilerinin %95'ten fazlası, okyanus altı iletişim kabloları adı verilen kablolar ile taşınır. Everest Dağı'nın yüksekliği kadar derinlikte olan bu kablolar, yüzbinlerce metre uzunluktadır. Döşemesi zahmetli ve pahalı olan bu kablolar, özel tekneler tarafından mercan resifleri, balık habitatları ve genel olarak ekolojik habitat gözetilerek döşenir.

Kabloların çapı, bulunduğu derinliğe göre değişir.

Sığ sulardaki kablolar kutu içeceklerle aynı çaptayken, derinlerdeki kablolar keçeli kalem kalınlığındadır. Derin sularda olup biten çok bir şey olmadığından, kablolar daha az korumaya ihtiyaç duyarlar. Sığ sulardaki kablolar, yüksek basınçlı su jetleri ile kumların altına gömülür. Kabloların destinasyonu, uzunluğu kablo döşeme ücretini doğrudan etkiler.

2. Köpekbalıkları interneti yemeye çalışıyor...

onedio.com

Köpekbalıklarının su altı iletişim kablolarını neden kemirdiğine dair ortak bir görüşe varılamamış. Elektromanyetik alanlarla ilgili olduğunu düşünenler var, belki de sadece kabloları merak ediyorlardır... Köpekbalıkları bazen internet kablolarını kemirirken zarar verebiliyor, neyse ki bu zarar kablo arızalarının %1'inden azını oluşturuyor. Google gibi şirketler, kablolarını köpekbalıklarından korumak için özel kaplamalar üretiyor.

3. İnternet, yerin altında olduğu gibi okyanus altında da savunmasız.

Her birkaç yılda bir, inşaat işçileri yanlışlıkla kablolara zarar vererek tüm kıtada interneti kesebiliyor. Okyanus altı kablolar için, suyun altında birçok tehlike var. Köpekbalıkları bir yana dursun, doğal afetler, balık ağları ve gemi çapaları internet kablolarına zarar verebiliyor. Toronto kuruluşlu bir firma, Tokyo ve Londra'yı birbirine bağlayacak bir kabloyu Arktik Okyanusu'ndan geçirmeyi teklif etti. Öncelerde bu imkansız olarak değerlendirilse de, iklim değişikliği ve eriyen buzlar sayesinde aşırı pahalı da olsa gerçekleştirilebilecek projelerden biri olarak değerlendirilmeye başlandı.

4. Dünyayı su altı kablolarıyla birbirine bağlamak yeni bir fikir değil.

1854 yılında, İrlanda ve Newfoundland'ı birbirine bağlayan ilk transatlantik kablosunun yapımına başlandı. Bu kablo, dört yılda döşendi ve ilk ileti yollandı.

Casusların su altı kablolarına zaafı var...

Soğuk savaş döneminde, SSCB güçsüz kodlanmış mesajları iki deniz üssü arasında sık sık iletiyordu. Sovyet yetkilileri, bu üsler sensörlerle dolu Sovyet bölgelerinde bulunduğu ve su altı kablolarıyla doğrudan bağlantıda olduğu için güçlü şifrelemenin gereksiz olduğunu düşünüyordu.

5. IVY BELLS Operasyonu'nu sona getiren olay...

SSCB savunmalarını delebilen özel bir denizaltı olan Amerikan güçlerine ait USS Halibut, bu kabloyu bulup bir dinleme cihazı yerleştirdi ve kablolardan geçen verileri aylık olarak topladı. IVY BELLS adı verilen bu operasyon, eski NSA analisti Robert Pelton'un operasyonla ve görevle ilgili bilgileri SSCB'ye satması sebebiyle tehlikeye girdi.

Amerikan şirketleri telekomünikasyon konusunda avantajlı...

Amerikan bilim insanları, mühendisler ve şirketler dünya genelinde telekomünikasyon altyapısı inşasında büyük rol oynadığı için, elektronik casusluk konusunda Amerika Birleşik Devletlerine avantaj kazandırıyor. Birçok veri hattının Amerika'dan geçiyor olması da telsiz dinlemeyi oldukça kolaylaştıran etmenlerden biri.

Eski bir NSA analisti olan Edward Snowden tarafından çalınan belgeler ortaya çıktığında, ülkelerin birçoğu Amerikan ajanlarının verileri dinleme derecesine öfkelenip internet altyapısını yeniden yapılandırmayı değerlendirmeye başladılar.

6. Devletler casuslardan korunmak için su altı kablolarına yöneliyor.

onedio.com

Örneğin Brezilya, Amerika'yı tamamen atlayıp, özellikle Amerikan şirketlerinin müdahalesini önlemek amacıyla Portekiz üzerinden kablolama yapmayı tercih etti.

Uydularla internete bağlansaydık...

2022 yılı itibariyle, yörüngede 5000'den fazla uydu var. Kuyruklu yıldızlara sondalar indiriyor, yörüngeden asteroit saptırıyor, gelecekte yaşıyoruz... Uzaydan internete bağlanmanın okyanus altı boyunca kablolamadan daha iyi bir yol olduğu aşikar gibi görünüyor.

7. Su altı haberleşme kabloları, uydulardan daha hızlı ve daha ucuz.

Fiber optik kablolar ve iletişim uydularının her ikisi de 1960'larda geliştirilse de, uyduların iki yönlü bir sorunu var: gecikme ve bit kaybı. Uzaya ve uzaydan sinyal göndermek ve almak biraz zaman alıyor... Bu sırada, araştırmacılar, ışık hızının yüzde 99,7'sinde bilgi iletebilen optik fiberler geliştirdiler.

Su altı kabloları olmadan nasıl internete bağlanırdık?

Denizaltı kabloları olmadan internetin nasıl olacağı hakkında bir fikir edinmek için, ağa fiziksel bağlantısı olmayan tek kıta olan Antarktika'yı ziyaret edebilirsiniz. Kıta uydular ile bağlantı sağlıyor ve bant genişliği çok yüksek. Bu, devam etmekte olan önemli iklim araştırmalarını dikkate aldığımızda küçük bir sorun değil. Günümüzde Antarktika araştırma istasyonları, uzayda iletebileceklerinden daha fazla veri üretiyor.

İnternet bağlantısını kesmek için bir çift dalış ekipmanı ve kablo kesici yeterli.

Masanızın arkasında tam olarak ulaşamadığınız bir ethernet kablosunu değiştirmenin zor olduğunu düşünüyorsanız, okyanusun dibindeki kırık bir bahçe hortumunu değiştirmek size çok daha zor gelecektir.. Bir su altı kablosu hasar gördüğünde, özel onarım gemileri ile tamir edilir.

8. İnterneti kesmek çok da kolay sayılmaz.

İyi haber şu ki, her birinden geçen ve ölümcül olan binlerce volt nedeniyle bir su altı iletişim kablosunu kesmek zor. Yine de su altı iletişim kablosunu kesmek zor olsa da imkansız değil. 2013'te Mısır'da İskenderiye'nin hemen kuzeyinde dalgıç giysili adamlar, 12.500 mil uzunluğundaki üç kıtayı birbirine bağlayan kabloyu kasıtlı olarak kestiler. Mısır'daki internet hızları, hat tamir edilene kadar yüzde 60 düştü.

9. Su altı kablolarını onarmak hiç de kolay değil, ama 150 yılda bir şeyler kaptık...

Kablo sığ sularda bulunuyorsa, kabloyu tutup yüzeye çekmek için robotlardan yardım alınnıyor. Kablo derin sulardaysa (6500 fit veya daha derinde bulunuyorsa), gemiler kabloyu tutan ve tamir için yukarı kaldıran özel olarak tasarlanmış cihazları indirir. İşleri kolaylaştırmak için cihazlar bazen hasarlı kabloyu ikiye böler ve onarım gemileri her bir ucunu suyun üzerinde yama yapmak için ayrı ayrı kaldırır.

10. Su altı internet bağlantıları 25 yıl dayanacak şekilde icat edildi.

2023 itibariyle okyanusun dibinde 500'den fazla iletişim kablosu var. Denizaltı kablolarının ömrü tahmini 25 yıldır ve bu süre zarfında kapasite açısından ekonomik olarak uygun oldukları düşünülmektedir. Ancak küresel veri tüketimi son yıllarda inanılmaz bir yükselişe geçti. 2013 yılında internet trafiği kişi başına 5 gigabayttı.

Son yıllardaki veri tüketimimizi biliyor musunuz?

Finlandiya, her bant aboneliği için ayda 36 GB veri kullanımı ile 2023 yılında dünyanın en yüksek veri tüketim oranına sahip ülkesi oldu. Neyse ki, modülasyondaki teknikler ve denizaltı hattı terminal ekipmanı iyileştirmeleri ile bazı yerlerdeki kabloların kapasitesi %8000 kadar arttı. Elimizdeki kablolar ile günümüz trafiğini karşılayabiliyoruz.

Her Gün Gördüğümüz Eşyaların Birbirinden Enteresan Detaylarını ve Gerçek Kullanım Amaçlarını Açıklıyoruz!
Gece Kuşları Bu İçerikte Toplanıyor! Gece Spor Yapmak Mantıksız mı?
Hayvanlar Zaman Kavramını Bizden Farklı mı Algılıyor?

Popüler İçerikler

"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
RTÜK Başkanı'ndan Gündüz Kuşağı Programlarına Son İkaz: "Toptan Yok Ederiz!"
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler