Dünyanın ekonomik anlamda en hızlı büyüyen ülkelerin başında gelen Türkiye, gelişmiş ve gelişmekte olan diğer Dünya ülkelerinin gözünde maalesef internet teknolojilerine ve internet sitelerine saygı konusunda biraz sınıfta kalmış gibi görünüyor.
Son günlerde sık sık karşımıza çıkan ve yeni nesil teknolojilerin en birincisi konumunda bulunan bulut platformların engellenmesi sonucu biraz nedenlerini ve kendimize göre çözüm önerilerimizi bir araya getirelim istedik.
Bulut platformları son yılların en çığır açan teknolojileri arasında ilk sıradadır. Google, Microsoft, Apple, Amazon gibi dev şirketlerin trilyonlarca dolara varan yaratımları ile başı çektiği bu teknoloji son kullanıcıdan, orta, küçük ve büyük ölçekli şirketlere kadar birçok kişi ve kurum tarafından kullanılan depolama alanları anlamına geliyor.
Özetle; istediğiniz bir dosyaya, istediğiniz bir yerden erişmemize imkan veren bir teknoloji. Google Drive, Amazon AWS, Microsoft OneDrive ve Azure, Apple iCloud gibi bu olağanüstü yardımcılar sayesinde dosya, kişi, video, fotoğraf ve belge verisini kaybetme derdi ortadan kalkmış oluyor.
Bir de bu sistemlerin benzeri olan kod paylaşım ve ortak geliştirme platformları olan SourceForge, GitHub, GitLab ve Bitbucket gibi internetin ve internetin temel taşları yazılımların gelişmesine olanak sağlayan yerler bulunuyor. Bu sistemlerim ortak özelliği bulut platformlar olması.
İlk büyük çaplı engelleme 3 Mart 2007 YouTube'a yüklenen Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret içeren video, Türkiye'de tepkilere neden oldu.
Daha sonra 2008'de tekrar engellenen video izleme sitesi yine aynı gerekçe ile kapatıldı.
2008 sonrası BTK'nın geliştirdiği bazı teknolojiler kullanılarak yetişkin içerik yayınlayan neredeyse tüm sitelere erişim engellendi. Yetişkin içerikli sitelere yapılan engellemeler halk tarafından olumlu karşılansa da, yasal platformların halka herhangi bir duyuru yapılmadan engellenmesi büyük tepkilere neden oldu.
Başta Facebook, Twitter, YouTube ve Instagram gibi milyonlarca kişinin kullandığı sosyal ağlar bir takım gerekçelerle engellenmişti.
Engellemelerin sonucu olarak Türk halkı Sanal Özel Ağlar'la (VPN) tanıştı ve kullanmaya başladı. Son kullanıcı için durum bu şekilde çözülebilir bir hal almış oldu.
Ancak, iş gücünü bu ağlara entegre eden şirketlerin yaşadığı ekonomik kayıplar kimse tarafından söylenmedi.
Son kullanıcı tarafında da bir takım kitle tarafından 'Devletimiz yapıyorsa doğrudur' mottosu her daim geçerli olmuş ve genel olarak kabul edilmiştir ancak karşıt görüşlüler için durum biraz daha farklıydı.
Sınırlı hakları kabul etmeyenler kendi aralarında organize olarak bir takım eylemler yapmış olsa da somut bir sonuç elde edilemedi. Hala 5651 yasasının çıkardığı zorluklar halk ve şirketler tarafından yaşanıyor ve böyle de devam edecek gibi.
İllegal bir hacker grubunun bazı yasa dışı bilgileri bu ortamlarda halka açması sonucu devletimizin ilgili birimleri bu servislere erişimi yasaklama kararı almıştı.
Bu servislerde yapılan paylaşımların içeriğine değinmeyeceğiz. Zaten gündemi takip eden birçok insan nedenini biliyor.
Bizim odak noktamız bu servislerin neden engellenmemesi gerektiği yönünde.
Peki neden Dropbox ve Google Drive insanlar, okullar ve şirketler için bu kadar önemli? Hemen kısa birkaç madde ile anlatalım.
Google ve Dropbox şirketlerinin gücünü arkalarına almış olmaları.
Güvenli ve istenilen şirketlerle, kişilere kolay dosya transferi.
Cloud odaklı CRM ve benzeri uygulamalardaki önemleri.
Her ay yüklü miktarda ödeme yapıp, gereksiz nedenlerden dolayı engellenen servislere erişememe isyanı.
Öğretmen ve öğrencilerin belkide geleceğini etkileyecek bir karar olması.
Neyse ki, engellemeler kısa süreli oldu ama yarattığı kaos ve maddi zararları görebilen kimselerin sayısı çok ama çok az.
Engellemeler sonucu ortaya çıkan duruma İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz, 'Bu engelleme kararları Türkiye’nin yüzde 99’unun dosyalarına erişememesi anlamına geliyor.' şeklinde akılcı ve gerçekçi bir yaklaşım yapmış.
Aslında sorunun cevabı çok basit. Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD kendi haklarını korumak kaydıyla bu işi Sivil Toplum Kuruluşları'na bırakmış durumda.
Sistemin çalışma şekliyse şu şekilde oluyor. Sivil Toplum Kuruluşları sakıncalı görülen bir içeriğin sahibine ulaşıyor, içeriğin belirlenen süre içerisinde kaldırılmasını istiyor ve istenen süre içerisinde içeriği hala kaldırmayan sitenin ilgili adresine erişim engelleniyor.
Özetle, tüm site yerine sadece içeriğe erişim alan sayfa adresini engellemek yeterli oluyor.
Türkiye'de ise bu durum Twitter üzerine gayet kontrollü bir şekilde yapılabilirken diğer site ve servislerde tam anlamı ile uygulanmadığı için kökten engelleme kararı çıkıyor. Bu durumun getirdiği sonuçlar ise, halkın isyanı, milyonlarca lira zarar olarak geri dönüyor.
Türkiye gibi sansürün devlet eliyle yapıldığı ülkelerdeki ortak hassasiyet, tarihi ve siyasi sorunlar. Türkiye’nin adı ‘sansürcü ülkeler’ kara listesinde Tunus, Kuzey Kore, Suudi Arabistan, İran, Türkmenistan, Vietnam gibi ülkelerle birlikte anılıyor.
Çoğunlukla siyasi içerikli sitelere kısıtlama getiren Çin, Vietnam, İran, Küba ve Suudi Arabistan gibi ülkeler, karara uymayan internet kullanıcılarına hapis cezası bile verebiliyor. Bu ülkelerde sansür devlet ve polis tarafından uygulanıyor.
En basit söylemlerle içeriği birkaç Twitter tepkisi ve olması gerekenler sözleri ile noktalayıp sona erdirelim.
Yukarıdaki görseli haklı çıkaran eylemlerin en güzel örneğini 15 Temmuz gecesi yaşanan Darbe Girişimi'nde görmüş olduk. Halk kolaylıkla organize olabiliyor.
Site engelleme işleri Sivil Toplum Kuruşları'na bırakılmalı ve devletin bekasının onlar tarafından gözetilmesi istenmeli.
Komple servisi engellemek yerine belirlenen URL yapıları engellenmeli.
İllegal örgütlere göz açtırılmamalı ve gereken yatırım neyse yapılmalı.
Engelleme kararı alınmadan evvel yaşanan durum ilgili servise iletilerek gereğinin yapılması sağlanmalı. Devlet odaklı operasyonel işlerde Google, Apple, Microsoft gibi şirketler her zaman devletin yanında yer almayı seçmiştir.
Hızlı gelişen diyoruz, ekonomisi güçlü diyoruz ve etkenler olumlu anlamda ancak internet sitelerini engellemek tamamen geri gitmemize neden oluyor.
VPN'lere ödenen paralar milyon liralara ulaşmış durumda. Ülke dışındaki hizmet servislerini istemeden zengin ediyoruz!
Bu siteler mason lobilerinin oyunu. Liderlerimizi karalayıp Osmanlı'yı yeniden kurmamızı engellemeye çalışıyorlar. Ama başaramayacaklar Osmanlı'yı dirilteceğiz. Bakın yüzyıllarca şeriat ile yönetildik ve bütün dünya bizden korktu. Demokrasi ile bu mümkün değil.
Bunları bir yana koyalım PİNTERESTİ NEDEN ENGELLEDİNİZ?
Sen değil misin interneti fahiş fiyatlara satıp 3 mbps hıza mahkum bırakan ve yine sen değil misin bu bile size çok diyip yasaklatan